Euro Bölgesi’nden nihayet son zamanlarda biraz daha olumlu haberler aklamaya başladı. Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) 25 baz puan indirimli faiz kararı ile Yunanistan, İspanya ve İtalya’ya yönelik endişeler kısa süreliğine de olsa azalacak. Beklenenden büyük adım atıldı ve bu durumun euro/dolar paritesinde gevşemelere yol açacağı açık.
Kısa vadede doların 1.7710-1.7750 TL bandında seyretmesi olasılıklı.
Ancak faiz indiriminin yaratacağı bu düşüşe aldanmamak gerektiği konusunda ciddi uyarılar var.
Doların uzun vadede 1.8770 ve 1.9080 TL seviyelerini test edebileceği yönündeki öngörüler ağırlık kazanıyor.
Geçtiğimiz günlerde 1.7880 destek seviyesinden alımların etkili olması; uzun vadede paritenin yükselen trendini onaylıyor.
Dolar/TL paritesinin izleyeceği yön gerek cari açık, gerek dış ticaret ve gerekse enflasyon için kritik önem taşıyor.
Türkiye’nin ve İzmir’in farklı gündem maddeleri arasında çoğu zaman kaybolsak da özellikle yüklü bir döviz borcunu üzerinde taşıyan Türk özel sektörü için para piyasalarında yine iniş çıkışlı günler bizi bekliyor.
İzmir’de soluklar tutuldu
Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik operasyonda önemli bir viraj daha dün alınmaya başlandı. Bu satırları yazdığımız sıralarda dava devam ediyordu.
Başkan Aziz Kocaoğlu’nun 397 yıl hapis cezasıyla yargılandığı davadan çıkacak her sonuç aynı zamanda İzmir’in de rahat bir nefes almasını sağlayacak. Özellikle Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün davanın içeriği ile şekli konusundaki uyuşmazlığa dikkat çekmesi ve Özel Yetkili Mahkemeler’e yönelik düzenlemenin ardından bu kapsama giren ilk duruşma olması nedeniyle, dava ayrıca önem taşıyor.
Elbette usulsüzlükler cezalandırılmalı.
Ancak İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde imza yetkisi olanların neredeyse tümü zan altında. 130 sanıklı davada, kalan son tututuklu sanıkların da tahliye edilmesi bekleniyor.
Zorlama iddialarla ‘bir çete havası’ yaratılarak, İzmir’e farklı bir imaj biçilmeye çalışılması kente zarar verdi, büyük haksızlığa uğrattı.
Belediyecilik tarihinin en yüksek cezaları istenerek üzerinde şaibeler dolandırılan bir kentte, milyar dolarlık projelerle parlak gelecek umudu dahi yaşayanlarını mutlu etmeye yetmez.
İzmir onuruna, dik duruşuna değer veren bir kenttir.
Hiç değilse bu kez alınacak sonuç, hem İzmir’i bu ağır havadan kurtarmalı hem de yara alan hukuk düzenine güveni biraz olsun geri verebilmeli. Davanın bu aşamasında alınacak kararlar; kanıtlar ile sonuçlar arasındaki uçurumu yok etsin yeter...