Dilek Gappi

Dilek Gappi

dilek.gappi@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları

Yılbaşında büyük ikramiye çekilişine az kaldı. Türkiye nefesini tuttu, 30 milyonu kim kazanacak derdine düşerken, İzmir’in bahtına 31 milyon düştü. Bir kent için belki küçük ama yüzlerce sivil toplum örgütü ve KOBİ için büyük rakam.
Türkiye’nin yerel kalkınma modeline geçişte kurduğu ilk iki Kalkınma Ajansı’ndan biri olan İzmir Kalkınma Ajansı 30 milyon TL’lik ilk destek çağrısının ardından ikinci destek çağrısını yarın yani 31 Aralık’ta başlatıyor. Önceki günkü yönetim kuruluna başkanlık eden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, yeni destek çağrısını yarın başlatacaklarını anlattı.
Sonuçta İzmirliler, 31 milyon TL’lik desteği; geçen çağrıda olduğu gibi, yine hazırladıkları projelerle elde edebilecekler.
İlk çıkılan çağrıda; 169 projeye 30 milyon TL hibe verilmişti. İçlerinde özellikle sosyal projelerde çok anlamlı destekler oldu. Her şeyden önce bu kent için çabalayan sivil toplum örgütü belki de ilk kez arkalarında bir güç hissetti. 71 sosyal kalkınma projesi destek aldı.
Spina Bifida Derneği, sokak çocukları ve zor koşullar altındaki çocuklara konservatuar eğitimi, zihinsel özürlülere katı bildiğim bazı sosyal kalkınma projeleri ve bu projelerin hiçbirini kimsenin küçümsemeye hakkı yok.
Yine bu hibe destekler kapsamında, 98 İzmirli KOBİ de kriz döneminde yatırım yaparak ayakta durabildi. İZKA’nın bu katkılarını kentin hedef ve dokusunu iyileştirmeye, sağlamlaştırmaya yönelik şırıngalar olarak görmem mümkün.
Kentin dönüşümüne yönelik, etki uyandıracak büyük projenin ise “Güdümlü proje desteği” kapsamında yapılması düşünülüyor ki, bu projenin ne olacağına yönetim kurulu karar verecek.

5 sektöre yönelik proje
Evet biz dönelim İzmirlilere katkı kısmına. Konu bu kez, daha önce de yazdığımız şekilde İzmir için belirlenen 5 öncelikli sektör olacak. Yüksek teknoloji, tarım ve tarıma dayalı sanayi, turizm, lojistik ve yenilenebilir enerji. Bu alanda yine KOBİ’ler ve sivil toplum örgütleri projelerini hazırlayacaklar.
Koşullar belli olduğuna göre İzmirliler hemen proje hazırlamaya başlamalı. Ajanstan projelerin hazırlanma sürecinde yardımcı oluyor.
Kamu ve yerel dinamikleri bünyesinde birleştirmesi açısından Kalkınma Ajansı iyi bir model oldu. Halka inmesi, küçük ölçekli işletmelerin ve sivil toplumun destekçisi olması da doğru. Çünkü kent bu dinamiklerden oluşuyor.
Ancak ajansın kenti geleceğe taşımak gibi bir misyonu da var. Artık adına “güdümlü destek” mi dersiniz ya da başka bir ad mı verirsiniz, İzmir’e bir an önce kentin vizyonuna etki edecek projeleri de bu projelerin devamına eklemekte yarar var.

Haberin Devamı

İzmir’in 31 milyonu hazır
Boyner, Lucien Arkas’ta ısrarcı
İstanbul’da TÜSİAD harıl harıl seçim telaşı yaşıyor. Başkan artık belli. Ümit Boyner’e kendi ekibini kurması görevi verildi.
O da kimseyi kırmadan, gelenekleri bozmadan hem de uyum içinde çalışabileceği bir ekip hazırlamaya çalışıyor.
Bir süre önce TÜSİAD içerisinde yaşanan Ege tartışmasını yine bu sütunlarda anlatmıştık.
Yönetimdeki İzmirli üye Mehmet Ali Molay, yoğunluğu nedeniyle bir daha aday olmayacağını açıklarken, Başkan Boyner’in Ayvalıklı olması nedeniyle diğer Ege kontenjanının Anadolu’ya kaydırılması yönünde sesler yükselmişti.
Ancak TÜSİAD’ın kurulmasında etkisi olan, her daim ağırlığı bulunan İzmirliler, bu konuda ısrarcı olunca Başkan Boyner listesine bir İzmirli kontenjanı ayırdı.
İstanbul’dan kulağımıza gelenlere göre bu isim konusunda İzmir’den gelen taleple İstanbul yönetimi aynı isim konusunda kesişiyor.
TÜSİAD Meclis Başkanı Mustafa Koç’un da isteği üzerine Başkan Boyner, İzmirli aday olarak Lucien Arkas’ı düşünüyor ve hatta ısrarla istiyor.
Ümit Boyner’in iki kez Bay Lucien Arkas’ı aradığı ve aralarında görmeyi çok istediğini ilettiğini öğrendik.
Lucien Arkas ise şimdilik yorum yapmıyor.
Tabii Koç ve Boyner’in Lucien Arkas’taki ısrarları Arkas’ın yalnızca İzmirli olmasından kaynaklanmıyor.
TÜSİAD’ın bu iki ismi, “İktidarla karşı karşıya gelmek istemiyor, o yüzden kadınları ön plana alıyorlar” eleştirilerine karşı da güçlü bir yönetim istiyorlar.
Ayrıca Lucien Arkas’ın duruşu ve birikiminin de ellerini sağlamlaştıracağına inanıyorlar.
İbre Arkas’ta ısrarla duruyor. En azından şimdilik net olarak; İzmir’de kimsenin bu isme itiraz etmeye-ceğini söylemek mümkün.