TÜRKİYE ve İzmir, özellikle kriz döneminin tüm sancılarını yaşarken, kuşkusuz her yatırımın önemi var. Ancak bazı yatırımları geleceğe dair de önemsemek mümkün. Katmadeğeri yüksek ya da yüksek teknolojiye yönelik yatırımları bu anlamda ayrı bir kategoriye koyduğumu her fırsatta vurgularım.
İzmir için, iyi eğitim görmüş gençleri de istihdam edilebilecek bu alanda en büyük umudu İzmir Yüksek Teknoloji Bölgesi taşıyor. Tahsis edilmiş olan 2 bin 184 dönüm mevcut arazisiyle bölge, Türkiye’nin en büyük teknoparkı olmaya aday.
Mazi uzun, hikayeyi anlatmaya gerek yok. Biz şimdi kaldığımız yere bakalım.
Ekonomiye katkısı 4 milyar dolara ulaşılması beklenen bölge için, en son bir Fransız firması CICOM’un teklifiyle, bir Amerikan firması GALE Grubu’nun istek duymasında kalmıştık.
* * *
Fransız CİCOM, Fransa’nın Nice kentindeki Sophia Antipolis başta olmak üzere çeşitli ülkelerde 18 teknoloji geliştirme bölgesinin kuruluşu ve işletmesinde yer alan alanında iddialı bir firma. Amerikan GALE firması da yine bu alanda deneyimiyle biliniyor.
Ancak, artan ilgide kafalarda bir takım soru işaretleri oluşmaya başlayınca, İzmir Yüksek Teknoloji Üniversitesi’nin ağırlıklı payı bulunan ve İzmir’in önde gelen kurumlarının da ortak olduğu İZTEKGEB AŞ devreye girdi. İstekli yatırımcıların yatırım ve işletme için tekliflerini oluşturmaları amacıyla İZTEKGEB’in hazırlık dosyası oluşturulmasına karar verildi.
Hazırlık dosyası İzmir Büyükşehir Belediyesi, İl Özel İdaresi, Ege Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, İYTE, EBSO, İZTO, TMMOB gibi kuruluş temsilcilerinin katılımıyla tamamlandı.
Yaklaşık iki ay süren hazırlık çalışmalarına, geçen hafta EBSO’da yapılan toplantıda son şekil verildi.
* * *
Şimdi İZTEKGEB ve onun ağırlıklı ortağı İzmir Yüksek Teknoloji Enstitisü’nün Rektörü Prof. Dr. Zafer İlken projenin gerçekleşmesi için büyük çaba harcıyor. Hazırlık dosyasının Yönetim Kurulu tarafından tüm ulusal ve uluslararası yatırımcı potansiyeline gönderilmesi amaçlanıyor. Bu yolla Fransız CICOM ve Amerikan GALE’nin dışındaki önemli yatırımcılara da ulaşılabilecekler. Başbakanlık Tanıtım Ajansı ve İZKA gibi kuruluşlar da bölgeyi tanıtım için aynı sunumu gerçekleştirebilecekler. Böylece aday yatırımcılar, daha önceki uygulamalarını bölgeye kopya etmek yerine, yarımadanın özelliklerini dikkate alarak teklif verebilecekler.
Artık bu noktadan itibaren hızla yol alınabilmesi için, İzmir Valiliği ile İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bu çalışmalara destek vermesi ve hatta yatırımcıya yönelik cazibeyi artıracak altyapı yatırımlarını bir an önce başlatmaları gerekiyor. Altyapının tamamlanması, kentle ulaşımın sağlanması, bölgede konuşlanacak olanlara sosyal tesislersunulması şüphesiz cazibeyi artırır. Fransız, Amerikan ya da başka bir yatırımcı, gerekli yatırımları gerçekleştirerek dünyanın çeşitli ülkelerinden ve yurtiçinden yüzlerce teknoloji firmasını cazip yönleri ön plana çıkararak, bölgeye getirmeye çalışacaklar. Her şey yolunda giderse birkaç yıl sonra İzmir’in milyar dolarlık ileri teknoloji yatırımları çekmesi kesinlikle sürpriz olmaz.
Evet önemli bir aşama daha gerçekleşti. Şimdi İzmir’i bir “Teknokent”e dönüştürmek için İZTEKGEB AŞ’nin çabalarına destek verme sırası...
Sonuçta lafın ötesinde iş, bu tür gerçekçi projelerin takipçisi ve destekçisi olmakla üretilebiliyor...