Dilek Gappi

Dilek Gappi

dilek.gappi@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları

MERHABA ve hoşbulduk.
Bugünden itibaren gözümüze çarpan, gözümüze çarpsın diye çaba harcayacağımız, sorgulayacağımız konu başlıklarıyla, siz değerli Milliyet Ege okurlarıyla birlikte olacağız.
Öncelikle, Ege’de; ekonominin, siyasetin, sosyal yaşamın içinden geçen olayları derinliğine paylaşabilmek açıkçası heyecan veriyor.
Paylaşmanın tam zamanı diye düşünüyorum. Heyecanın peşinden koşmak için değil, duyumsadığın heyecanı alıp kendince en doğru noktalara sürükleyebilecek kadar demlediğin için belki de, iyi zaman...
Peki heyecanlarımızı sürükleyeceğimiz o noktanın doğru olduğunu nasıl anlayacağız ?
Var bir formül ve yaşamın içinde gizli... Doğa gibi yapacağız. Altın oran kullanacağız.
Doğadaki mükemmelliği veren gözle göremediğimiz altın oranı...
Bazıları bilir, bir sayısıyla toplandığında karesine eşit olan sayıdır altın oran. Bir uzunluk için, tüm uzunluğun büyük parçaya oranını, büyük parçanın küçük parçaya oranına eşit yapan oran olarak da tanımlanır ve 1,618033 sayısını verir...
Bir insanın tüm vücudu ile göbeğine kadar olan yüksekliğin oranıdır mesala. Ayçiçeği’nin merkezinden dışarıya doğru sağdan sola ve soldan sağa doğru tane sayılarının birbirine oranı da altın oranı verir.İnsan vücudunda kollarda parmaklarda görülür. Parmakların üst boğumunun alt boğuma oranında da vardır Mısır piramitlerinin de tabanının yüksekliğine oranı yine altın orandır. Leonardo da Vinci:, Picasso, Mimar Sinan örnekleri de sözkonusu ama daha fazla uzatırsam bu köşenin matematik köşesi olma ihtimali var. Engellemek adına konuya dönüyorum yani yaşamın ve gazeteciliğin altın oranına.
Hayatın altın oranında da hep küçük parçalarla büyük parça arasında bir uyum vardır. Yaşamı dengeli daha çok da değerli kılan bu orana odaklanabilmektir bana göre. O şunu söylemiş, o bunu demiş, bak o altta kalmamış ne güzel yanıt vermiş. İnsanlar hırslarıyla birbirini ezmiş. Altın oranı düşündüğünüzde külliyen yok olurlar hayatınızdan.
Yaşamın altın oranını 1,618033 sayısıyla bulamazsınız. Aslında formül çeşitli. Ama fark etmez yeter ki üzerine 1 eklediğinizde kendinizi bulun...
* Yaşam ve meslek mücadeleni dengesizliklerin giderilmesi adına yaptığını unutmuyorsan,
* Amacın yıpratarak, yererek prim yapmak değil, kamunun zarar görmemesi adına yanlışı cesur ortaya koymak, güzel olanı çoğaltmaksa,
* Siyasetin ve ekonominin öncelikli amacının refahın adiliyeti ve özünde tabandakilerin insanca yaşayabilecek bir gelire kavuşması olduğuna inanıyorsan,
* Kendinden önce yaptığın işi önemseyebiliyorsan,
* Bu çağda hayatı algılamayı ezberlenmiş kriterlerin önüne koyabiliyorsan. Sloganlarla değil doğru stratejilerle ülkeni ve insanını koruyabileceğini görüyorsan,
* Öğrenmek ve çalışmak bir parçan olmuşsa,
* Hayatta hiçbir çıkarın onurunu zedelemeye değmeyeceğini anlıyorsan,
* Gülümseyeceksiniz ama bence önemli bir kriter daha var; bahçedeki çiçeğe su verirken, bir güvercin yanına kadar geldiğinde duyduğun keyif çok şeyin önüne geçebiliyorsa, doğanın bir parçası olduğunu unutmuyorsan,
İşte bunları yapabiliyorsan yaşamın matematiğini yakalamışsın gibi geliyor bana.
Bu seferlik, biraz Mevlana köşesi gibi oldu ama bence matematik. Üstelik gazeteciliktede eş formüller kullanılıyor.
Yeni iktisadi süreçler, bireylik durumları, iktidar ilişkileri ve benzer toplumsal süreçleri yine sorgulayacağız elbette. Ancak tüm bunların yarattığı karmaşada bir formül olacak elimizde.
Söz, bir daha bahsetmem altın orandan ama biliniz ki bu köşedeki yazılarda böyle bir oranın olması için çaba harcanacaktır...

Haberin Devamı

Metroda son şans
İZMİR Metrosu’nda son yıllarda yaşanan süreçlere belediye yetkilileri talihsizlik diyor. Yapılan planlarda hata var da, talihin düzeltmesini bekliyorsanız ve talih düzeltmiyorsa evet talihsizlik. Ama şimdi, detaylar değil, işin özü önemli. Yani Bornova -Üçkuyular metro hattının bir an önce tamamlanması ve İzmirlilerin bir bölümünün işkence güzergahlardan kurtulmaları gerekiyor. Metro konusunda İzmir, yeni bir hata ya da bir talihsizlik kaldıracak boyutta değil.
Önce Bayındır İnşaat’ın sonra Bozoğlu firmasının yarım bıraktığı inşaatı tamamlamak için İzmir Büyükşehir Belediyesi önceki gün yeni bir ihaleye çıktı. Ve 3. ihale yapıldı. Bu kez işini sağlama almak isteyen belediye, Türkiye genelinde 7 firmaya davet gönderdi. Ancak içinde Enka, Yapı Merkezi, Alarko gibi metro tünel kazılarında isim yapmış, önemli deneyim kazanmış firmalar sadece teşekkür mektubu göndermekle yetindi. Zamanla onların neden ihaleye katılmadıklarını da öğreniriz elbet. İhaleye katılan üç firma ise Limak, Kolin ve Öztaş İnşaat oldu.
Kolin İnşaat ihalede 69 milyon 923 bin 570TL ile düşük fiyat verirken, Fenerbahçe Başkanvekili Nihat Özdemir’e ait Limak İnşaat 87 milyon 969 bin, Öztaş firması ise 84 milyon 147 bin TL fiyat verdi.
Artık mesele önemli ve hepimizin. İhale komisyonu şimdi evrakları inceliyor. Bizler bekliyoruz ama beklerken şöyle elimizdeki tabloya göz atmakta yarar var.
Katılan üç firmaya bakalım. Öztaş firması bugüne kadar su tünelinin dışında tünel açmadı. Yani hiç metro tecrübesi yok. Fenerbahçe Başkanvekili Nihat Özdemir’e ait Limak İnşaat metroda tecrübeli bir firma. O da Ankara’daki ihaleyi yarım bırakarak son dönemde gündeme geldi. Gerçi bu kararı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı verdi. En düşük fiyat veren Kolin İnşaat ise güçlü bir firma olmasına rağmen ihalede verdiği teklif, metro işini bilenler tarafından kamikaze rakam olarak nitelendiriliyor.
Daha önce Bozoğlu’nun fiyatı da aynı çevreler tarafından kamikaze olarak tanımlanmış, bu konuda ciddi uyarılar yapılmıştı. Bu ortamda biz kamikazedelerin de süreci dikkatli takip etmesinde yarar var.
Kolin’in rakamı yüzde 20 -25 aşağıda görünüyor.
Elbette ihale komisyonu üyeleri artık bir üçüncü şansları olmadığını bilerek titizlikle hareket edeceklerdir. Yine de “astar -yüz” karşılaştırması yapalım. Kulaklarda bulunsun.
Bozoğlu firması metro Üçyol -Üçkuyular ihalesini 136 milyon Tl’ye almıştı. İkinci firma ile aradaki fark yaklaşık 30 milyon TL civarındaydı. İhale en düşük fiyat verene verildi.
Büyükşehir Belediyesi bugüne kadar yaklaşık olarak Bayındır firmasına 10 milyon TL, Bozoğlu’na 50 milyon TL ve şimdi bu ihalenin en düşük fiyata verildiğini düşünelim 70 milyon TL ile Aralık ayında üç istasyonu kapsayan ikinci faz ihale daha yapılacak, orada da en düşük fiyatı, 60 milyon TL’yi baz alalım. Bu hesaplara göre asgari tutar bile 190 milyon TL’yi geçiyor. Tabii ileride belediye metro inşaatını yarıda bırakan diğer firmalarla tazminatlar konularında anlaşır mı, bu davalar tamamlanınca kim haklı kim haksız çıkar belli değil.
Sonuç o ki; ihale komisyonunun işi kolay değil.
Bu son şans, hepimiz için hayırlı olsun.