İzmir Ticaret Odası’nın Girit iş gezisinde, işbirliği bağlantısı hedefleyen, bavullarla
ürünlerinden numune taşıyan Egeli işadamları, Komşu’dan keyifli döndü
300 yıl boyunca Türkler’in yönetimi altında kalan Girit Adası, bugün Türkiye-Yunanistan ticari ilişkilerinde de etkin...
Özellikle mübadele nedeniyle çoğu Egelinin köklerinin bulunduğu bu adaya, İzmir Ticaret Odası’nın yaptığı ziyaret, özünde, iki ülke arasındaki ticari ilişkilerde gelinen boyutu da ortaya koydu.
Öncelikle Girit, Yunanistan’a bağlı 13 eyaletten biri. Girit Adası da kendi içinde dört eyalet şeklinde yönetiliyor. Venizolos’un memleketi olarak da tanınan Girit, aynı zamanda Yunanistan’ın en büyük adası.
İzmir Ticaret Odası verilerine göre 3 milyar 541 milyon dolara ulaşan Yunanistan’la ticaretin yaklaşık yüzde 20’si Girit üzerinden gerçekleşiyor.
Ada ticareti ise tümüyle ithalata dayalı gelişiyor.
Tarım ve süt üretimi dışında sanayi yok. Yenilenebilir enerjide, sağlıkta, gemi taşımacılığı, turizm gibi alanlarda büyüme hedefleri var.
Özellikle geçen yıl çifte vergilendirmenin kalkmasıyla Giritliler, ticaretin artmasından umut duysalar da; ticari ilişkilerin önünde siyasetin geçmiş yıllara göre yeniden engel olmaya başladığını Yunanlı yetkililerin demeçlerinden sezinlemek zor değildi.
Hanyalılar daha çok ilgi gösterdi
Biz dönelim yeniden Girit’e ve Ege ile ticari ilişkilere...
Girit’in eski başkenti uzun yıllar Hanya’yken yeni başkent Heraklion... Heraklion, alışıldık Yunan adası tarzının biraz daha dışında kalıyor. Şehirleşmiş yönüyle pek sempati yaratmıyor. Ancak ada ticaretinin önemli bir kısmı da Heraklion’da dönüyor.
Yetkililer, siyasi engelleri yüksek sesle dillendirmeye başlasalar da işbirliği toplantılarına gelen Yunan işadamları pek aldırmıyor. Onlar, Türkiye’den ucuz fiyatlarla mal alma peşinde.
Kalabalık heyetlerle gerçekleştirilen ziyaretlerde ikili görüşmelerde sonuç çıkıyor mu? Akla gelen bu sorunun yanıtı, eğer Türk işadamları geziye turistik değil, bağlantı kurmak niyetiyle gelmişler ve şansları da varsa evet.
Hemen belirtelim; büyük bavulun içine onlarca çift ayakkabı koyarak getiren işadamının çabalarını, zeytinyağ numunelerini masa masa taşıyan zeytinyağcıların emeklerini görmek, sıcak bir tablo yaratıyor. Bu işadamlarımızın sayılarının çok olmadığını düşünmekten vazgeçiyorsunuz.
‘Ticarette patlama yaşanabilir’
Giritli ve Türk işadamları arasındaki ikili görüşmeler, Heraklion ve Hanya ticaret odalarında bir gün arayla gerçekleştirildi. Özellikle Hanyalı tüccarlar görüşmeye daha hazırlanarak gelmişlerdi. İkili görüşmelerde, zeytinyağı, seramik ve inşaat malzemeleri, ayakkabı, tekstil ürünleri ağırlığı yaşandı. Kimisi gömlek arıyordu, kimisi nakliyatta ortak arayışı içerisindeydi.
Hanya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Evag Spanoudakis, her türlü ihtiyaçlarını Türkiye’den almayı tercih ettiklerini; sanayi ürünleri, elektronik ürünler, mobilya ürünlerinde patlama yaratabilecek bir potansiyelleri olduğunu söylüyor. Türk ürünlerinin fiyat ve kalitelerinin de kendilerini etkilediğini belirtiyor Spanoudakis. Ama o da sözlerini, mülteci sorununu bağlıyor, “Türkiye’den gelen kaçak mültecileri Türkiye geri almalı” diyor. Bir yandan umutlanıp bir yandan işdünyası yetkililerinin geçmişe göre umutsuzluğunu görmezden gelemiyorsunuz.
Türk işdünyasından katılımcılar arasında ayakkabıcılar ilk gün Heraklion’da kendilerine iyi bir Yunan partner bulmanın keyfini yaşadılar. Bebek ve zenne ayakkabısı üreten Ayaktaş firmasının sahibi Ahmet Ayaktaş, büyük bir bavulla onlarca çift ayakkabı numunesi getirmenin karşılığını Kazakous firmasının yetkilisiyle anlaşarak gördü. Yaptıkları öngörüşme için “Garanti mal alacaklar” diyen Ayaktaş, Yunan alıcıyı yakında Türkiye’de ağırlayacağını belirtti.
İkili görüşmelerde çaba harcayan sektör gruplarından biri de zeytinyağı üreticileriydi. Bilginoğlu Zeytinyağları Yönetim Kurulu Üyesi Erden Bilginoğlu’nun başkanlığında gezen heyet, numunelerini masadan masaya taşıdı. Bilginoğlulları, Yunan işadamlarının kendilerinden ekstra virgin zeytinyağı istediklerini, bu konuda ortak üretim yapabileceklerini anlattı. Roussos firmasının sahibi Roussos Kipriotakis’in, yüksek tonajlı gemiyi doldurabilecek miktarlarda talep ettiği prina yağı ise zeytinyağcıları mutlu eden gelişmelerden biri oldu.
Medikal, tekstil ve seramik
Rodi Tekstil ve Graniser Seramik Yönetim Kurulu Üyesi Ufuk Kazancı, Rodi Tekstil için Saridakis Fashion’la görüştü ve bu görüşmeden umutlu olduğunu belirtti. Firma yetkililerinin ürün kataloğu ve yelpazeyi beğendiğini anlatan Kazancı, Giritli partnerlerinin sipariş vereceklerinden emindi. Kazancı ayrıca seramik grubu için yaptığı görüşmeden de Girit’te ısıtma, klima fayans üzerine iki büyük mağazası bulunan Yunan tüccarın, aralık ayında İzmir’e gelerek fabrikayı ziyaret edeceğini, fiyatta anlaştıkları takdirde kendisine mal vereceklerini belirtti.
Görüşmelerden memnun kalan işadamlarından birisi de DT Mobil’in yetkilisi Gaffer Akel’di. Akel Norton Line Yetkilisi Kourakis George ile görüşmesinden sonra bu firmaya deri cep telefonu kılıfı satabileceğini düşünüyor.
Bu tür olumlu işbirliği görüşmelerinde bulunan başka işadamları da vardı. Ancak öncelikli olarak gösterilen turizm alanında ise Yunan katılımcılar olmasına rağmen Türkler’den ilgi yoktu.
Konfeksiyon ve hazır giyim ürünleri konusunda görüşmeler yapan Meclis Üyesi Ali Yılmaz, Giritli işadamlarının bu kadar ilgi göstereceğini beklemeyenlerden. Yılmaz, konfeksiyondaki talep miktarlarının az olması nedeniyle Giritli firmalara, birleşerek ortak alım yapmalarını önerdiklerini anlattı.
Görüşmelerden de anlaşıldığı gibi adalarda tarım ürünlerinin dışında ticarete pek karışılmıyor. Ancak adaların geçim kaynağı olan tarıma konu geldiğinde kendi üreticisini düşünen Atina, ticaretin önündeki kotaları artırmaktan çekinmiyor. Giritli yetkililerin belirttiğine göre ticari ilişkilerde gelinen çizgide Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş’ın çelik gibi durması etkili oldu.
Bundan sonrasında ise Türk-Yunan Ticaret Odası Başkanı Panagiotis Koutsikos’la Ekrem Demirtaş’ın altını sık çizdiği şekilde, Ankara ve Atina’nın yeniden sıcak ilişkiler geliştirmesi bekleniyor. Aslında Ankara adım atsa da Atina’da ılık rüzgarlar esmiyor. Yunanistan, yasadışı göç konusunda Türkiye’nin anlaşmaya uymamasının bedelini, işdünyasına ödettireceğe benziyor.
Yakın geçmişte, Egelilerin Yunan adalarına yaptığı gezilerde akıllarda silinmez bir sahne vardı. Dönemin Yunan Dışişleri Bakanı Yorgo Papenderau sirtaki oynuyor, İsmail Cem alkış tutuyordu. Ardından defalarca heyet gezileri geliştirildi. Belki ticaretteki adımlar ağırdı ama gelişti.
Şimdi bırakın sirtaki oynamayı, siyasette ticaretin ardında durabilecek bir destek bile ortada görünmüyor.