Dilek Gappi

Dilek Gappi

dilek.gappi@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

PİMİ, işadamı Sayıl Dinçsoy’un Aliağa Organize Sanayi Bölgesi (ALOSBİ) Yönetim Kurulu Üyeliği’nden istifası çekti. Bir süredir dinlediğimiz rahatsızlıklar, Dinçsoy’un istifasıyla adeta belirginleşti.
Dinçsoy istifa dilekçesinde “Benden istifade edilmiyor. Faydam olmayacaksa yönetimde olmanın anlamı yok. İki aydır istifa etmeyi düşünüyordum” diyorsa da gelinen noktadan rahatsızlık duyduğunu gizlemiyor.
2005 yılında 2 milyon TL olan bütçe zararının, 20.10.2009 tarihli yeminli mali müşavir Erdoğan Öcatan onaylı bilançoya göre 2009’da 180 milyon TL’yi aştığı, bu durumun yönetimde krize yol açtığı öne sürülüyor.
* * *
Organize Sanayi Bölgeleri ayrı bir kanuna tabii olarak yarı kamu niteliğine sahip kuruluşlar. Yönetim kurulu üyeleri de memurin kanununa tabi. Bu nedenle sorumluluk ağır.
Sözkonusu bütçe açığının giderilmesinde ALOSBİ yönetimi 2 bin 650 dönümlük arazinin metrekaresi 50 eurodan Londra merkezli Hint -İngiliz -ABD’li bir fona satılmasına güveniyordu.
Ancak global kriz nedeniyle yaklaşık 130 milyon dolarlık rakamın, ilk bölümü olan 50 milyon doların ALOSBİ kasasına girmemesinin de, “Kasamıza satıştan bu yana henüz beş kuruş girmedi” diyen Dinçsoy’u istifaya sürükleyen nedenlerden biri olduğunu öğrendik.
Bu arada rahatsızlıklar artınca Başkan Atıl Akkan’ın sözkonusu paranın önümüzdeki günlerde kasaya gireceği konusunda EBSO’ya söz verdiği belirtiliyor.
Sorunlardan biri de Sayıl Dinçsoy’un, yönetim kurulundan istifa etmesine rağmen Müteşebbis Heyet’ten istifa etmemesi. Yönetim Kurulu’nun sorumluluğunda hazırlanan bilançoların yıl sonlarında Müteşebbis Heyet tarafından onaylanması gerekiyor. Dinçsoy, “Madem yönetimden ayrıldın, müteşebbis heyetten de ayrıl” ısrarlarına karşın, denetimden kopmak istemediği için heyetten ayrılmadığını vurguluyor.
* * *
Aliağa Organize Sanayi Bölgesi, kentin kuzey noktasına hitap eden, özellikle kimya ve endüstri parkı olmaya başlayan bir alan.
Bugüne kadar bu bölge için büyük çabalar harcandı. Çok değerli kuruluşlar, önemli yatırımlar yaptılar. Ayrıca ALOSBİ’nin önderliğinde Çakmaktepe Enerji Santrali gibi bir santral gerçekleştirildi ki, ciddi bir başarı öyküsü.
Aliağa OSB’nin, yüzde 20 pay sahibi olduğu Çakmaktepe hızla büyüyor.
Çakmaktepe başarılı koşturmasını sürdürürken, ALOSBİ ise bugünlerde sorunlarla uğraşıyor. Ancak krizin etkileri azalmaya başladı, bu durum umarız ALOSBİ için yabancı yatırımcılarla kurulan bağlantıları harekete geçirebilir.
Bize, ALOSBİ yönetiminin kısa zamanda yeniden uyum içinde çalışmaya başlayarak, başarıyla yoluna devam etmesini dilemek kalıyor.


İzmir’in iki genel müdürlü şirketi
Murat Ihlamur’u yaklaşık 15 yıldan bu yana tanırım. Motorsikletiyle işe gidip gelen, çalışanlarına “arkadaş” olarak yaklaşan, küçük bir yazılım şirketinin sahibiydi.
Üzgünüm ama ben de belki tanıdığı birçok kişi gibi Ihlamur’a o günlerde “Siz, İstanbul’a gidin, İzmir’de büyümeniz çok zor “ dediğimi hatırlıyorum.
Çünkü anlattıkları hayli iddialı, hedefi büyüktü ve Türkiye için bile yeni olan bu sektör, İzmir’de yok gibiydi. Ben gerçekçiydim, Murat Ihlamur inatçı.
Bu işadamı, merkezini hep İzmir’de tutarak bugün ülkenin yazılım sektöründe ikinci büyük firması oldu.
Hızlı büyüdü, İran, Mısır, Türk Cumhuriyetleri ve Ukrayna’da ortaklıklar kurdu, ofis açtı. Netsis Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yapan Ihlamur geçtiğimiz günlerde de gündeme iki genel müdür birden atamasıyla geldi. Aynı şirketin artık iki genel müdürü olacak.
Dünya yazılım sektöründe bunun örneklerinin görüldüğünü belirten Ihlamur, bu sisteme geçmeye iki ay önce karar vermiş. Teknoloji tasarım ve üretimden sorumlu genel müdürlük ile üretim ve satışlardan sorumlu genel müdürlük yapılanmasıyla organizasyon şemasını yeniden oluşturmuş Murat Ihlamur.
Üretimin her zaman başlı başına bir alan olduğunu özellikle de teknolojide ağır ve derinlemesine çalışma gerektirdiğini belirten Ihlamur, “Aynı kişiden iki zor alanda liderlik beklemek doğru olmuyordu” diyor.
Netsis de, ikisi de İzmirli olan, İzmir’de yetişen Göksel Üçer ve Timur Turgutlu Genel Müdür olarak görev yapacaklar.
Ihlamur, Netsis’in bu kadar büyümesinde, İzmir ve bölgede sektörün az gelişmiş olmasının yararını gördüklerini açık yüreklilikle dile getirirken, ancak İstanbulla farkın çok açıldığını ve bu kentin yetişmiş insan gücünü kaybetmemesi için yeni yazılım firmalarının oluşması gerektiğini söylüyor. Bunun için EBSO ile yeni bir çalışmanın arifesindelermiş. Potansiyel vaad eden küçük firmaları yatırım yapabilecek sanayicilerle tanıştırmayı hedefliyor, “İzmir eğitim kalitesiyle yazılımın başkenti olabilir” diyor. Onun da öncelikli umudu teknoparkın Urla’da doğru koşullarla bir an önce hayata geçebilmesi...