Dilara Koçak

Dilara Koçak

bilgi@mezurasaglik.com.tr

Tüm Yazıları

Mart ayı doğayla ilişkimizi gözden geçirmek için bir fırsat olabilir. 18 Mart Dünya Geri Dönüşüm Günü, 22 Mart Dünya Su Günü, 21-26 Mart ise Orman Haftası olarak kutlanıyor. Doğa bizim evimiz, onu korumak birincil sorumluluğumuz olmalı.

Bugün daha yeşil bir dünya için hep birlikte harekete geçmeye ne dersiniz? Örneğin bir sokak hayvanını beslemek, hatta mümkünse sahiplenmek, çevrenizi yeşillendirmek, bir kişiye doğayı korumanın önemini anlatmak gibi adımlarla başlayabilirsiniz. Unutmayın, gezegenimize sahip çıkmak için gıdamıza, soframıza, suyumuza sahip çıkmamız gerekiyor. Suyun değerini ne kadar iyi biliyoruz, ne kadar koruyoruz bir kez daha bahsedelim istedim.

Haberin Devamı

Suyumuzu koruyalım

Her yıl 22 Mart'ta kutlanan Dünya Su Günü’nde suyun önemine dikkat çekmek hedefleniyor. Bu yılın teması ise 'yer altı suyu’. ‘Görünmeyeni görünür kılmak' başlığı altında yer altı suyunun keşfedilmesi, korunması ve sürdürülebilir şekilde kullanılmasının, iklim krizine uyum sağlamak ve artan nüfusun ihtiyaçlarını karşılamak için merkez olacağının altı çiziliyor. Peki, suyun değerini ne kadar biliyor, onu ne kadar koruyoruz? Dünyadaki suyun %69’u tarımda, %19’u sanayide ve %12’si evsel ihtiyaçlarda kullanılıyor. Tarımın büyük oranda suya dayalı olması sürdürülebilir gıda sistemi için önemli. Sadece tarım değil bireysel sağlığımız ve tüm ihtiyaçlarımız için elzem olan su olmazsa hayatta kalmamız mümkün olmaz. Ülkemiz maalesef su stresi yasayan ülkeler listesinde. İklim değişikliği, sürmekte olan su krizini daha da ağırlaştırıyor. Geçtiğimiz yılların verisine göre, İstanbul’da kişi başı günlük su tüketimi ne yazık ki 190 litre. Bu hızla su tüketmeye, daha doğrusu israf etmeye devam edersek, günde en iyi ihtimalle sadece 25 litre su hakkımız kalacak. 25 litre Dünya Sağlık Örgütü’nün temel ihtiyaçların karşılanabilmesi için belirlediği alt limit. İlk bakışta çok gibi görünse de aslında bu miktar duş almaya başladığımız ilk dakikada akan su, temizlik yaparken harcadığımız iki kova suya veya sadece iki kere sifon çekmek olarak düşünebilirsiniz.

Haberin Devamı

Susuz tarım/ susuz tekstil

Yağışların azalması, barajlardaki su oranı, tarım alanlarının daralması, artan nüfus ve gıda israfı dünyayı açlığa sürüklüyor. Toprak veya su olmadan tarım olur mu? Sorusuna cevabınız "Evet" olmalı çünkü bu gidişle iki terimi oldukça sık duyacağız. Dikey tarım ilerleyen yıllarda giderek daha fazla konuşacağımız alternatif bir tarım yöntemi.

En fazla su harcayan sektörlere bakıldığında ilk sıralarda gıda ve tekstil ürünleri imalatı olduğunu unutmamak gerekiyor. Bir tişört üretmek için 2 bin 700 litre, başka bir deyişle 1 tişört için 13 bin 500 bardak su; 1 kot pantolon için 10 bin 800 litre, 1 çift ayakkabı için ise 16 bin 600 litre su harcanıyor. Giymekten sıkıldığınız veya hiç giymediğiniz kıyafetleri de paylaşarak da geleceğinize sahip çıkabilirsiniz. Her gün boyama atölyelerinde tonlarca suyun doğaya bırakıldığını hayal edin. Su yoluyla atılan kimyasallar su kaynaklarının kirlenmesine ve o bölgede yasayan canlıların yok olmasına da neden oluyor. Markaların, özellikle üretim aşamasında yeniden kullanım ve geri dönüşümü teşvik etmek için çaba göstermesi önemli. Çok uzaklardan gelen ürünler yerine yerel markaları tercih edin. Sadece ham madde olarak düşünmeyin, bu ürünlerin taşınmasında özellikle kargoyla oluşan trafiğin de küresel ısınmaya katkısının farkında olun.

Haberin Devamı

Ormanlarımız akciğerlerimiz

FAO, dünya ülkeleri için 21 Mart gününü “Dünya Ormancılık Günü” ilan etti. Bu hafta kapsamında Türkiye genelinde okullarda fidan dağıtımı ve ekimi faaliyetleri yapılıyor. FAO’nun raporuna göre, ormanlarla ilgili bilmemiz gereken bazı gerçekler şöyle: Ormanlar dünyadaki kara alanının üçte birini oluşturuyor, kara kökenli bitki ve hayvan türlerinin yarısından fazlasını barındırıyor. Yılda tahmini 2.1 gigaton karbondioksiti temizliyor ki bu da yaklaşık 2.1 milyar tona denk geliyor. Tüm bunların karbon döngüsünün dengelenmesinde ve iklim değişikliğiyle mücadelede temel bir rol oynadığını unutmayın. Ormansızlaşma ve ormanların bozulması, dünyadaki sera gazı emisyonlarının yaklaşık %12’sine sebep oluyor.