Didem Özel Tümer

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kafasında Türkiye’nin geleceğiyle ilgili hiçbir şey olmadığını iddia eden Kılıçdaroğlu, “Türkiye’nin bir kalkınma planı bile yok. Ekonomiden, işsizlikten, mutfaktan söz edemiyor. Bütün dünyasında ben varım. Erdoğan’ı dinlemiyoruz, istediği kadar konuşsun” dedi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisine yönelik eleştirilerine, “Biz dinlemiyoruz. İstediği kadar konuşsun. Yalan ve iftira üzerine kampanya götürülebilir mi? Beka, terör, PKK, YPG... Bunları söylüyor. Onun bütün dünyasında ben varım. Başka konu bulamıyor” yanıtını verdi. HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli’nin tartışma yaratan açıklamalarını da değerlendiren Kılıçdaroğlu, “Biz herkesin oyuna talibiz. Temelli’nin kendi görüşüdür. Ben kalkıp da bir siyasi lidere, ‘şöyle konuş’ deme yetkisine sahip değilim. Biz sandıkta ittifak dedik. En çok da AK Partili vatandaşların oylarına talibiz” dedi.

Balıkesir’deki Millet İttifakı mitinginden dönüşte uçakta konuştuğum Kılıçdaroğlu özetle şunları söyledi:

‘Dünyayı okuyamıyor’

- “İslam dünyasından kaynaklanan terör” ifadeniz Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından eleştirildi.

Erdoğan, aslında tükenmişliği yaşıyor. Türkiye’nin

Üç yıldır üzerinde çalışılan ve 8 temel başlık, 61 maddeden oluşan Türk Yargı Etiği Bildirgesi’nin açıklamasının ardından Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, HSK Başkanvekili Mehmet Yılmaz ve diğer kurul üyeleriyle ile bir araya geldik. Bakan Gül, bildirgenin ortaya çıkmış olmasının aynı zamanda Türk yargısının özgüvenini gösterdiğini belirterek, hem vatandaşlarda hem de yargı mensuplarında farkındalık oluşmasını sağlayacağını söyledi.

HSK Başkanvekili Mehmet Yılmaz ise etik ile disiplinin zaman zaman bir birine karıştırıldığını vurguladı. Kişisel verilerin korunması suretiyle disiplin cezası alan yargı üyeleri HSK’nın sitesinde yayınlanıyor. Etik değerleri ihlal eden yargı mensupları ise ilan edilmeyecek.

‘Yargı ombudsmanlığı’

Etikle bağdaşmayan davranışların da meslekte ilerleme ve tayin gibi konularda karşılığı olacak. Etik değerler konusunda ortaya çıkan genel tablo ise yıl sonlarında yayınlanacak raporlar ile göz önüne getirilecek. Hangi etik değerlerin ihlal edildiği de böylece görülecek. HSK kendi içinde bir tür yargı ombudsmanlığı yapmış olacak.

HSK Başkanvekili Yılmaz ayrıca istatistiklere göre hakim ve savcılarla ilgili yılda 18-20 bin şikayet yapıldığını söyledi. Şikayet sayısı

İttifaklar ilk sınavını 24 Haziran’da verdi. 31 Mart’ta seçmenin yerelde ittifaka onay verip vermediği test edilecek. Seçime giderken tartışılanlardan biri ise tüm partilerin küskün seçmenini nasıl sandığa taşıyacağı ve kararsız seçmeni nasıl kendisine oy vermeye ikna edeceği. Yüzde 30’lara varan kararsız seçmenden bahsedilirken, küskün seçmen de partilerin ortak derdi.

CHP’nin bu konuya yaklaşımını Yerel Yönetim Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun ile konuştum. Her şeyden önce, Torun kararsız seçmen için telaffuz edilen yüzde 30 rakamını abartılı olarak değerlendirdi. Yaptıkları ölçümlerin sandığa gitmeyeceğini beyan eden seçmenin çok fazla olmadığını gösterdiğini söyledi. Torun’a göre sandığa gitmeyeceğini söyleyen ya da kararsız seçmen her yerde aynı oranda değil. Oran ilden ile değişiyor. Örneğin bir ilde sandığa gitmeyeceğini söyleyen yüzde 10 ama diğerinde 15. Yüzde 8 de var, 6 da. Peki CHP bu konuda ne yapıyor? Torun “İYİ Parti yöneticileriyle görüşüyoruz. Örgütler kendi aralarında görüşüyorlar. Yeniden program yapıyorlar. Örneğin bir yerde İYİ Parti seçmeni sandığa gitmiyorsa, oradaki il başkanı ilçe başkanı diyalog sağlayarak yeni bir program

AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye başkan adayı Binali Yıldırım Milliyet’e konuştu. Yıldırım, ‘Yönetimde, şehirde yaşayanlara daha fazla yer vereceğiz. İstanbul’un fotoğrafını İstanbullularla birlikte çekeceğim’ ifadelerini kullandı.

Cumhur İttifakı’nın İstanbul Büyükşehir Belediye başkan adayı Binali Yıldırım, başkan seçilmesi halinde öncelikli hedefinin İstanbul aidiyetini geliştirmek olduğunu söyledi. Yıldırım bunun için ilk yapacağı işin belediye yetkililerinden brifing almak yerine, şehrin tüm paydaşlarını dinlemek olacağını belirterek, “İstanbul’un fotoğrafını İstanbullularla birlikte çekeceğim. Kollektif akılla şehrin geleceğini inşa edeceğiz” dedi. İyi projenin kaynağını her zaman bulduğunu vurgulayan Yıldırım, “Projelerde paranın birinci sorun olduğunu hiçbir zaman düşünmedim. Şimdiye kadar nasıl yapacaksın, ne yapacaksın gibi sorulara hiç muhatap olmadım. Benim için çok ağır bir sorumluluk” diye konuştu.

- 31 Mart’ta İstanbul’da oy kullanacak her 100 kişiden 9’u 2014 seçiminde bu kentte değilmiş.

“Göç alan ve göç veren bir kent. Geçen yıl İstanbul’un nüfusunda 60 bin azalma var. Bunun iki sebebi olabilir. 16 yılda diğer şehirlere çok güzel işler yaptık. Yollar,

ABD, Türkiye’yi S-400’lerden vazgeçirmek için masaya tekrar Patriot teklifi sürdü. 2015’te Türkiye’ye sunulan Patriot teklifine kıyasla daha iyi koşulları olduğu savunulan teklifin ABD’nin “hiçbir müttefikine sunmadığı kadar iyi” olduğu iddia ediliyor

Görünen o ki ABD, Türkiye’nin Rusya’ya parasını da ödediği S-400 savunma sisteminden hâlâ vazgeçirebileceği görüşünde. ABD, yeri geldiğinde sihirli “stratejik NATO müttefiki” tanımlaması ile yakınlık vurgusu yaparak, yeri geldiğinde yaptırım sopasını gösterip “sizin için değil aslında Rusya için o yaptırımlar” diyerek Türkiye’yi ikna etmeye çalışıyor. Son olarak ABD Avrupa Kuvvetleri (EUCOM) ve NATO Müttefik Kuvvetler Yüksek Komutanı Orgeneral Curtis Scaparrotti, Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi alması durumunda F-35 savaş uçaklarının Türkiye’ye verilmemesi gerektiğini söyledi. Bu Türkiye’yi vazgeçirmek için sık sık telaffuz edilen argümanlardan biri. Türkiye ile 60 yıllık müttefiklik ilişkisinin önemine vurgu yapan ABD, sadece Türkiye’nin değil, hiçbir NATO ülkesinin Rus savunma sistemini kullanmasını istemediğini belirtiyor. Asıl kaygısının, uluslararası düzeni yıkma çabası içinde olduğunu düşündüğü Rusya’dan

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli tartışmasız 2002 yılından bu yana yaptığı açıklamalarla Türk siyasetine yön veriyor. Onun çıkışlarıyla seçim tarihi de belirleniyor, koalisyon olasılıkları da son buluyor. Bu nedenle daha şimdiden 31 Mart’ta, seçim akşamında sonuca ilişkin sarf edeceği cümleler merak ediliyor.

Bahçeli, 1 Mart’taki Twitter paylaşımı ile bu merakı şimdiden giderdi. Seçime daha bir ay varken, sonuç ne olursa olsun Cumhur İttifakı’na 2023 yılına kadar sahip çıkacağının altını çizdi. Sonuç ne olursa olsun vurgusuyla AK Parti ile kurdukları ittifaka sahip çıkışı ile görünen o ki ‘erken seçim’ beklentilerine set çekmeyi hedefliyor. Çünkü Ankara kulislerinde hem ayı, hem de günü verilerek erken seçim söylentisi konuşulmaya başlandı.

AK Parti’ye de mesaj

MHP liderinin partisini neden şimdiden bağladığını ve mesajının kimlere olduğunu parti kurmaylarıyla konuştum. Bahçeli’nin açıklamasıyla birden fazla kesime seslendiğini belirten kaynaklar ‘her şeyin özeti’ sözleriyle Twitter mesajındaki şu cümleyi işaret etti: “Açık açık şimdiden diyorum ki, 31 Mart 2019’da sonuç ne olursa olsun, harcı Yenikapı’da karılan, hedefleri 16 Nisan halkoylamasıyla kategorik bir hal alan,

1989’da, daha Beyoğlu’nda belediye başkanlığına aday olduğu dönemde anket ekibi kuran, aynı anda en az üç anket şirketi ile çalışan AK Parti’nin Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, artık anketlere güvenmediğini söyledi. Erdoğan “Bakıyoruz ki neticeler bir geliyor, hiçbirisi bir tanesini tutmuyor” dedi. AK Parti kulislerine göre Erdoğan son iki seçimdir anketlere şüpheyle yaklaşıyor. Bunu da çevresi ile paylaşıyor.

Erdoğan’ın ve AK Partili diğer isimlerin şüphesinde iki nedenden bahsediliyor. Birincisi, çalışılan şirketlerin getirdiği sonuçlar arasında öyle bir iki puan falan değil, 8-9 puanlık farklar ortaya çıkıyor. Bu nasıl oluyor sorusu gittikçe daha fazla soruluyor. İkincisinde ise anketlerin siyasette manipülasyon için kullanıldığı görüşü var. AK Parti’de bir süre önce Ankara için yapılan bir anketin, ‘siyaseten kullanılmak üzere’ kasıtlı olarak kamuoyuna açıklandığı gibi bir tespit var. Tüm bu nedenlerle Erdoğan’ın anketlere mesafeli yaklaştığı belirtiliyor. Ancak bu anketlerden vazgeçildiği anlamına gelmiyor. Asıl olarak seçime 15 gün kala yapılacak, örneklemi tutturabilen anketlerin ‘gösterge’ olacağı vurgulanıyor.

MHP’den kanun teklifi

Anketlere şüphe ile yaklaşan tek

ABD Başkanı Donald Trump geçtiğimiz günlerde yine tweet diplomasi ile Suriye’de ele geçirilen DAEŞ’liler konusunda Avrupalı müttefiklerine şu çağrıyı yaptı: “İngiltere, Fransa, Almanya ve diğer Avrupalı müttefiklerden Suriye’de yakaladığımız 800 DAEŞ militanını teslim alarak yargılamasını istiyoruz. DAEŞ çökmek üzere. Hoş olmayan diğer alternatif ise onları bırakmak zorunda kalmak.” Yani Trump, Avrupalı müttefiklerini tehdit etti.

Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas’ın bu çağrıya cevabı gecikmedi. Trump’ın talebini yerine getirmenin son derece zor olacağını söyledi. Tam bu sırada İngiltere de, 15 yaşında üç arkadaşıyla birlikte örgüte katılmak üzere Suriye’ye giden ve 4 yıl sonra çocuğuyla ülkesine geri dönmek isteyen Şamima Begüm’ün talebini reddetti. İngiltere, Begüm’ü vatandaşlıktan çıkararak ‘sorunu’ çözdü. İngiltere İçişleri Bakanı Sajid Javid, DAEŞ’e katılanların İngiltere’ye dönmelerini engellemekte tereddüt etmeyeceklerini ve şimdiye kadar da “terörist gruplara” katılan 100’den fazla çift vatandaşlığı olan kişinin, İngiliz vatandaşlığından çıkarıldığını açıkladı. Avrupalı ülkeler de, vatandaşları örgüte katılmış başka coğrafyalardaki ülkeler de genel tanımıyla Yabancı