Gazeteciler sık kullandığı için beylik haline gelen tabirlerden biri, “kapalı kapılar ardında konuşulanlar”dır. Ama o kapılar kapanınca konuşulanlar hep “yansır”, hep “perde arkası” da olur. Bu yazıda olmayacağına temin ederim. Çünkü 2 Mart Perşembe akşamından bu yana kimi birbiriyle taban tabana zıt, o kadar çok perde arkası ya da perde arkası süsü verilmiş teori duydum ki, tarafların sinirlerinin yatıştığına emin olana kadar, dinlemekle, gözlemlemekle yetinmek daha doğru. Zaten “millete” söylendiği ifade edilerek aslında birbirlerine söylenenler de yeterince fikir verici.
Filmi biraz başa saralım. Masanın 2 Mart buluşmasının gergin geçebileceği akla gelmemiş olsaydı, CHP ve İYİ Parti Genel Başkanları öncesinde baş başa görüşmezdi. Oraya kalmasın diye ön alınmaya çalışılsa da olmadı ki, perşembe akşamı İYİ Parti’deki ‘olağanüstü’ toplantı duyurusuyla ete kemiğe büründü. Bu arada, Saadet Partisi’nin ev sahipliğindeki toplantıdan servis edilen ilk karelerde Meral Akşener’in ayan
Deprem bölgesindeki tarım alanlarında sadece kışlık ekimlerin bulunduğunu belirten Kirişci bu nedenle önemli bir hasarın olmadığını kaydetti. Kirişci yeni yapıların inşasında tarım alanlarından uzak durulacağının da altını çizdi... Bölgede hasar tespit çalışmalarının devam ettiğini vurgulayan Bakan Kirişci, depremzede çiftçilerin kayıplarının telafisi konusunda da “Ne kadar büyükbaş ne kadar küçükbaş ne kadar kovan zarar görmüşse, o kadarını vereceğiz” dedi.
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci aslen Kahramanmaraşlı ancak yıllarca Adana’da yaşadı, milletvekilliği yaptı. 11 ili kapsayan deprem bölgesinin iki ilini hem hemşehrilik dolayısıyla hem de tarım-hayvancılık açısından yakından tanıyor. Amik, Maraş, Elbistan, GAP ovalarına evsahipliği yapan bölgede deprem nedeniyle tarlalarda, zeytin ve meyve bahçelerinde derin yarıklar oluştu, hayvanlar can verdi. Bölge aynı zamanda tarım ürünü ihracatçısı. Depremin tarım ve hayvancılıkta yarattığı tahribatı ve alınan önlemleri Bakan Kirişçi Milliyet’e anlattı.
‘Hasat
Depremler ülkesi Şilili olan Birleşmiş Milletler (BM) Mukim ve İnsani Yardım Koordinatörü Alvaro Rodriguez, dün bir kez daha Kahramanmaraş merkezli depremlerin büyük yıkıma yol açtığı bölgelerde incelemede bulundu.
Milliyet’e konuşan Rodriguez, kariyeri boyunca çok sayıda deprem ve savaşa tanıklık ettiğini ancak Türkiye’deki depremlerin ölçeğinin şimdiye kadar görülmemiş büyüklükte olduğunu, dramatik boyutlarda tahribat yarattığını söyledi.
Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi ve İnsani Yardım Koordinatörü Alvaro Rodriguez, Kahramanmaraş merkezli ikiz depremlerin dramatik büyüklükte bir tahribat yarattığını ifade ederek, “Diyebilirim ki dünyada daha önce eşi benzeri görülmemiş ölçekte, büyüklükte bir tahribattan bahsediyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
Birleşmiş Milletler, 6 Şubat tarihli ikiz depremlerin ardından 1 milyar dolarlık bir acil yardım çağrısı başlattı. Üç aylık dönemi kapsayan fon ile 5,2 milyon insana gıda güvenliği,
Marmara ve Van depremlerinin ardından saha çalışmaları da yapan ODTÜ Sosyoloji Bölümü emekli Öğretim Üyesi ve Sosyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Sibel Kalaycıoğlu’na “geri dönüşün koşulu nedir?” diye sordum. Kalaycıoğlu üç temel şartı sıraladı: Önce güven, sonra umut ve elbette iş, güç, geçim.
Deprem bölgelerinden deprem göçü giderek büyüyor. Yaşadıkları şehirlerdeki otogarlara akın eden depremzedeler genellikle akrabalarının yanına gidiyor. CEM TEKKEŞİNOĞLU Milliyet
Yaklaşık 13 milyonun yaşadığı deprem bölgesinden kaç kişinin ayrıldığı tam olarak bilinmiyor. Bazıları kamu aracılığıyla bölgeden ayrıldı, bazıları kendi imkânlarıyla. Akrabalarının, eşinin dostunun yanına giden de var, hiç tanımadığı, bilmediği illere, ilçelere göçen de. Anne- babasını, ağabeyini, yengesini ve çocuklarını Ankara’ya getiren Antakyalı tanıdığım, “nasıl dönülecek bilmiyorum, dönecek yer yok, yurt yok. Esnaf kalır diyorlar da, esnaf kimsenin olmadığı yerde kime mal
Üst düzey kamu yetkilisi başlıktaki o tespiti yaptı. “Karadeniz’de bir söz var, ‘deniz yanmaz’ derler ama deniz de yanmış” dedi… Yanan deniz, yangını söndürmeye dalgalar halinde koşabileceği varsayılan arama – kurtarma, sağlık, aş, ısı, çadır velhasıl destek denizi….
Tam bir hafta önce 9 saat arayla meydana gelen o iki deprem 110 bin kilometre karelik alanı etkiledi. Türkiye coğrafyasında son iki bin yılda meydana gelen üçüncü büyük depremler olmakla kalmadı, yüzyılın felaketi olarak adlandırıldı. Yerkabuğu 400 kilometrelik hat boyunca kırıldı. 3 – 4 metre yer değiştirdi. Yollar çöktü, yarıldı. Demiryolu rayları şekil değiştirdi. İskenderun Limanı yandı, günlerce. Deprem öncesi başlayan hava muhalefeti şiddetini kesmeden sürdürdü. Helikopterler kalkamadı, uçaklar inemedi. Yola çıkabilmiş araçlar hem yolların halinden, hem trafikten gideceği yere ulaşamadı.
Planlar, programlar, tatbikatlar, hazırlıklar vardı oysa...
Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP) var mesela.
Türkiye Afet
Milliyet’e konuşan Adalet Bakanlığı yetkisi, binlerce insana mezar olan ve açılacak soruşturmalarda delil niteliği taşıyacak binalardan numune alım işleminin başladığını açıkladı...
Bakanlık 10 ilde görev yapan savcılara ilave olarak her türlü adli işlemin aksamadan yürütülmesi için bölgeye şimdiye kadar 304 ek savcı, 258 de adli tıp uzmanı ve teknikeri görevlendirdi...
Adalet Bakanlığı yetkisi Milliyet’e deprem enkazlarından numunelerin toplanmaya başladığını, yıkılan her bina için ayrı soruşturma yürütüleceğini açıkladı. Soruşturmalar zincirleme olarak binayı yapan müteahhiti de, o binanın yapı denetimini yapan şirketi de, sonradan kolonu keseni de, binaya yapı ruhsatı veren imar müdürünü de kapsamına alacak.
Deliller toplanıyor
Depremin ardından oluşan vahim yıkım tablosunun tüm sorumluları için harekete geçildi. Milliyet’e konuşan Adalet Bakanlığı yetkilisi, savcıların gerekli soruşturmalar için delil niteliği taşıyacak yıkılan binalardan numune alınması işlemini başlattığını açıkladı. Yetkili bu
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, “İstanbul’un, hiç su gelmemesi halinde bile 3,5 aylık ihtiyacı karşılayabilecek bir su rezervi var. Ankara’da 6 aydan fazla, İzmir’de de 7 aydan fazla su ihtiyacını karşılayabilecek kapasite var” dedi.
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci et fiyatlarındaki spekülatif hareketleri gözlemledikleri ve gerekli önlemleri aldıklarını söyledi. Tedbir amaçlı kasaplık hayvan bağlantılarının yapıldığını belirten Kirişci, fiyatlarda normalleşme beklediklerini kaydetti. Süt fiyatlarını sanayicilerin tahrik ettiğini söyleyen Kirişci, fiyat konusunda bakanlığın telkinlerinin dikkate alınmadığını belirterek, “Kendi aralarında anlaşıp bir fiyat indirimine gidemedikleri için bize diyorlar ki ‘Siz sütün Ulusal Süt Konseyi olarak fiyatını artırın’, biz niye artıralım.” ifadelerini kullandı.
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci bakanlığının 2022 yılı gerçekleşmelerini ve 2023 hedeflerini medya kuruluşlarının Ankara temsilcilerine anlattı. Hafta sonunda Kızılcahamam’da ilki düzenlenen Tarım ve Orman Gençlik Konseyinde
Antalya - Hafta sonu, AK Parti Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir’in davetiyle Eskişehir ve Gaziantep’in ardından Antalya’da gerçekleştirilen Büyük Türkiye Yolunda Antalya Kadın Buluşması toplantısını takip ettim. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile kentin kadın girişimci, sanatçı, sporcu, bilim insanlarını buluşturan etkinlik temelini Adnan Menderes’in attığı ancak açılışı idamından 13 gün sonra yapılan, kentin ilk sanayi tesisinde gerçekleştirildi. Beraberinde çok sayıda bakanla Antalya’ya gelen ve kadınlarla buluşmadan önce yoğun bir program gerçekleştiren Erdoğan, bu nedenle saat 18’de başlaması planlanan etkinliğe yaklaşık 3 saatlik gecikmeyle gelebildi. Salonda AK Parti teşkilatlarından kadınlar elbette mevcuttu ve ağırlık onlardaydı ama STK’lardan, meslek örgütlerinden, kooperatiflerden, köyden, kentten partili olmayan kadınlar da vardı. Program gecikmesine rağmen salondan yine de ayrılan olmadı.
Kadınların, Erdoğan salona girdiği andan itibaren, programın bitişine kadar ona gösterdikleri ilgi, mesajlarına verdikleri tepki ise bana