Taliban’ın Afganistan’da kontrolü ele geçirmesinden sonra ve örgütün yabancı güçlere ülkeyi terk etmek için tanıdığı süre (31 Ağustos) biterken, bu hafta Afganistan’da baş döndürücü bir trafik yaşandı. NATO üyesi ülkeler askerlerini, vatandaşlarını ülkeden çıkarmak için zamana karşı yarışırken, tam da bu süreçte, Kabil Havaalanı’na dönük DAEŞ saldırısı Taliban’ın ülkeye ne kadar hâkim olabildiğine/olabileceğine dair soru işaretleri doğurdu.
Türkiye açısından en kritik gelişmeyse, tüm askerlerinin ülkeye dönmesinin yanı sıra Kabil Hamid Karzai Havaalanı’nın işletimi için Taliban’la yapılan görüşmelerdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı 3.5 saatlik görüşme sonrası Taliban’la temas sürdü ve Türkiye’den bir teknik heyet Afganistan’da saha çalışması yaptı. İşte sürece dair ayrıntılar...
Özel telefon hattı
Edindiğim bilgilere göre Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı o yüz yüze görüşme, Büyükelçi Cihad Erginay ve Taliban’ın iki üst düzey yetkilisiyle geçen hafta, yani örgüt Kabil’i kontrolüne aldıktan birkaç gün sonra yapıldı. Konuştuğum yetkililer, bu görüşmenin zemininin aslında bir süredir perde arkasında yürüyen dolaylı temaslarla sağlandığını anlatırken, “Onlar arayış içindeydi, biz de ‘görüşelim’ fikrindeydik. Bu zeminde temas sağlandı” dedi.
Görüşme, ABD halihazırda Kabil Havaalanı’nda olduğundan (Taliban henüz ABD ile karşılaşmamak için alana girmedi) Türkiye’nin Kabil Büyükelçiliği’nde yapıldı. Yani Türkiye’nin daha önce ABD-Taliban ve Afganlar arası Diyalog Süreci’nin devam ettiği “Doha görüşmeleri” marjında Taliban ile yaptığı temaslar, bir anlamda artık Kabil’e kaymış oldu.
Geçen hafta Taliban ile yapılan ilk yüz yüze görüşme sonrası “ihtiyaç olduğunda gerekli temasın sağlanabilmesi için bir telefon hattı” da kuruldu. Taliban yetkilileri ve Türk yetkililer 9 günlük süreçte defalarca telefon görüşmesi yaptı. (İkinci yüz yüze görüşme için de geçen Cuma akşamı bir planlama daha yapılmıştı.) Türk tarafının beklentisi, ABD ve diğer yabancı güçlerin 31 Ağustos’ta çekilmesi tamamladıktan sonra Taliban’la yüz yüze görüşmelerinin artacağı yönünde...
Türkiye’den teknik heyet
Taliban, 3.5 saat süren görüşmede “Türkiye ile çalışma ve iş birliği yapma isteğini” iletti. Ancak bu iş birliğini “sivil boyutta” tutma iradesini de ortaya koydu. Taliban 1996-2001 yılları arasında ülkeyi yönetmiş olsa da, ABD işgali ve 20 yıllık süreçte ülkede altyapı olarak çökmüş durumda. Hal böyle olunca örgüt, ülkenin altyapı projeleriyle yeniden inşasını istiyor. Ama bütün bunların gerçekleşebilmesi için olmazsa olmaz şart, Kabil Havalimanı’nın açık kalması ve düzgün şekilde işlemesi. Bu yüzden görüşmede öncelikli olarak havalimanı meselesi tartışıldı ve konunun iki boyutu öne çıktı: Teknik ve güvenlik...
Havalimanının sivil bölümü tahrip olduğu ve NATO misyonu dışında çalışan Afgan personel havalimanından kaçtığı için, ilk etapta teknik çalışmalar için adım atıldı. İşletmeyi sürdürebilecek yeni teknik personel sayısından, havalimanını yeniden işler hale getirmek için gerekli ekipman envanterinin çıkarılmasına kadar bir dizi konu gündemdeydi. Buradan çıkan mutabakat Türkiye’den bir teknik heyetin Afganistan’a gitmesiydi. Kısa süre önce Türkiye’den Afganistan’a giden bu heyet, saha ve fizibilite araştırmasını yaptı, Cuma akşamı da Türkiye’ye döndü. Ekip şimdi raporunu yazacak ve o raporda “havalimanı işler hale gelebilecekse, bunun ne kadar zaman alabileceğine” dair değerlendirme de yer alacak.
Güvenlik boyutu halen muamma
Yüz yüze görüşmenin ardından Türkiye açısından halen muamma olarak ortada duran konu, havalimanının güvenliğini kimin sağlayacağı... Taliban görüşmede “Biz koruyacağız, merak etmeyin” dese de, Afganistan’daki son patlama, ülkede süreçlerin Taliban’ın kontrolü dışında da gelişebildiğini, DAEŞ gibi terör örgütlerinin etkili olabildiğini açıkça ortaya koydu.
Türkiye, Taliban’ın kapasitesinin ne olabileceğinden yüzde 100 emin olmadan sürece dahil olmak istemiyor. Bu sırada DAEŞ’in elindeki roket envanteri ve diğer terör örgütlerinin teknik kapasitesi gibi bir dizi başlık da dikkatle inceleniyor. Zira bu bilgiler, havalimanının korunması için özel önem taşıyor.
Türkiye görüşmede açıkça “Korumayı biz yapmak isteriz” dese de, bu ihtimal, Türk askerlerinin ülkeye dönüşüyle birlikte denklemden çıkmış durumda. Ancak gelişmelere, yapılacak risk analizlerine ve elbette Taliban’la istişarelerindeki sonucuna göre süreçle ilgili yeni bir karar da verilebilir. Nihai kararın zamanlaması için şu aşamada bir şey söylemek pek mümkün değil. Bu, elbette görüşmelerin seyrine göre şekillenecek. Yetkililer “Bu sürecin birkaç gün ya da bir iki haftayı bulabileceğini” söylüyor.
Personel yeniden sefaret binasına döndü
Taliban kontrolü sağlamadan bir gün önce, yani 14 Ağustos’ta, Kabil Havaalanı’nın askeri bölümüne taşınan büyükelçilik personeli, tüm askerlerin ve vatandaşların tahliyesinden sonra yeniden sefaret binasına döndü. Personel sayısı, Taliban’ın Kabil’i kontrolünün öncesinde zaten yarı yarıya azaltılmıştı. Yaşanan tahliyelerin ardından sayı daha da azaltıldı. Sefarette çok az sayıda diplomat kaldı; ancak Büyükelçilik binasını koruyan güvenlik güçleri ve polis özel harekâtın kadrosu korunuyor. Büyükelçilik binasına dönük güvenlik risklerinin ortadan kaldırılması konusu da elbette Taliban ile görüşmelerin önemli başlıklarından biriydi.
Haftanın fotoğrafı
Tarihi kaçış
Türkiye:
1.400 vatandaşını tahliye etti,
600 asker ve T.C. vatandaşının tahliyesi Cuma günü itibariyle bitti.
ABD:
12 günde 5 bini aşkın vatandaşını tahliye etti,
Toplamda tahliye edilen kişi 110 bin.
Birleşik Krallık:
13 bin 700 İngiliz tahliye edildi,
Aralarında Afgan vatandaşları da vardı.
Almanya:
Yaklaşık 5 bin 500 Alman vatandaşı Kabil’den çıkarıldı,
4 bin 100 Afgan da tahliye edildi.
Diğer ülkeler:
İtalya 5 bin civarında Afganlıyı ülkeden çıkardı,
Kanada 3 bin 700 vatandaşını ve Afgan’ı tahliye etti,
İsveç diplomat ve aileleri dahil toplamda 1.100 kişiyi çıkardı,
Belçika yaklaşık bin 500 kişiyi tahliye etti,
Danimarka’nın tahliye ettiği kişi sayısı 1.000,
Hollanda 2 bin 500 vatandaşının tamamını ülkeden çıkardı,
İspanya 81 vatandaşını, NATO, BM ve AB için çalışan 2 binden fazla Afgan’ı tahliye etti,
Avustralya 3 bin 200 vatandaşını, ülke vizesi olan 4 bin 100 kişiyi tahliye etti.
* (Reuters verileri)