Türkiye, dün bölgesel bir toplantıya ev sahipliği yaptı. “3+3 formatı” dediğimiz ve “Güney Kafkasya’da Kalıcı Barış ve İstikrarın Tesisine Yönelik Bölgesel İş Birliği Platformu’nda” yer alan ülkelerin dışişleri bakanları İstanbul’da buluştu. Kuruluş amacı Kafkaslar’daki sorunları çözmek olan bu yapıda, 3’lerden ilki Azerbaycan-Ermenistan-Gürcistan’ı; diğer 3 ise bölge ülkeleri olan Türkiye-Rusya ve İran’ı işaret ediyor.
Bölgedeki sorunların temelini oluşturan Azerbaycan-Ermenistan ihtilafı, aslında uzun süredir hem ikili hem üçlü düzeylerde çözülmeye çalışılıyor. Bu format ise 2021 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev’in ortak fikriyle doğdu. Temel mantığı, bölgenin sorunlarını bölge içindeki aktörlerle çözme arayışıydı. İlk toplantı 2021 yılında Moskova’da, ikinci toplantı geçen yıl Ekim ayında Tahran’da yapılmıştı. Cuma günü İstanbul’da yapılan üçüncü toplantıydı.
Masanın eksiği
Masada eksik olan bölge ülkesi Gürcistan. Tiflis, başından beri “Rusya’nın bölgedeki işgalci tutumunu” gerekçe göstererek toplantılara katılmıyor. Rusya 2008 yılında Gürcistan’ın Güney Osetya bölgesini işgal etmiş, daha sonra da Güney Osetya ve Abhazya’nın ilan ettiği tek taraflı bağımsızlığı tanımıştı. Bu adımlardan sonra da Gürcü-Rus ilişkileri çıkmaza girmişti. Rusya’nın buralardaki ilhakını sürdürmesi, üzerine bir de Kırım’ı işgal edip Ukrayna’ya savaş açması Tiflis’in Moskova’ya karşı tutumunu daha da sertleştirdi.
Sorunlar ve taraflar
Bu formattan öyle büyük sonuçlar beklemek gerçekçi değil. Ama yine de bölgeye dışarıdan çözümler dayatılmaması için bölge ülkelerinin bir masa etrafında buluşmaları önemli.
Gelelim çetrefilli konulara. Sorun çok, taraf da çok olunca nihai bir barışa ulaşmak zorlaşıyor. En önemli mesele, hâlâ Zengezur Koridoru. Bu koridor Azerbaycan ana karasıyla yine Azerbaycan’a bağlı olan Nahcivan Özerk Bölgesi arasında kalan ama Ermenistan’a ait bölge. Malum İkinci Karabağ savaşından sonra 10 Kasım’da bir anlaşma imzalanmış, anlaşmaya Zengezur koridoru denilmeden bir madde girmiş ve şöyle denilmişti:
“Ermenistan, Azerbaycan Cumhuriyeti’nin batı bölgeleri ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti arasındaki ulaşım bağlantılarının güvenliğini garanti etmektedir.”
Bir sonraki maddedeyse hattın kontrolü Rus güvenlik güçlerine verilmişti. Erivan yönetimi -ki buraya “koridor” denilmesine şiddetle karşı çıkıyor- kendi topraklarına bir kez daha Rus askerinin yerleşmesini istemiyor. Azerbaycan ise bir Azerbaycan toprağından diğerine geçilirken Ermenistan topraklarında kontrole tâbi tutulmasını istemiyor. İran da bu koridorun açılmasına “kendisinin by-pass edileceği kaygısıyla” karşı çıkıyor. Ama tıkanıklığın asıl sebebi Rusya’nın Ermeni topraklarına kendi güçlerini yerleştirme inadı.
Masadaki bir diğer sorun Ermenistan’la Azerbaycan arasındaki sınır. Sınır Belirleme Tespit Komisyonu uzun süredir çalışıyor. Müzakereler 1991’de Sovyetler Birliği’nin dağılma sürecindeki sınır üzerinden yürüyor. Ermenistan Devlet Başkanı Nikol Paşinyan bunun barış için gerekli olduğunu düşünüyor ama içerideki baskılara da her zaman karşı koyamıyor. Bazı köylerden çekilme ve buraların Azerbaycan’a teslim edilmesi gibi adımlar protestolara sebep oluyor. Bunlar, Paşinyan’ı süreç içinde daha yavaş hareket etmeye zorluyor. Ermenistan anayasasının değiştirilmesi ve Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünün kabul edildiği ifadesinin kullanılması da Ermenistan iç siyasetinde kıyametler kopartan bir başka sorun. Bütün bu süreçlerde Rusya’nın kendi politikasına aykırı olan adımlar karşısında süreci sıkıntıya sokan tavırlar aldığı da not edilmeli.
Özetle, Güney Kafkasya’da barış süreci hiç kolay değil, tarafların “pozisyon sertlikleri” devam ettikçe, sonuca ulaşmak da zorlaşıyor. Yine de “tarafların aynı masa etrafında buluşabilmesi” anlamlı. Bu buluşmalar, şimdilik sadece kriz anlarında diyaloğun sürmesine yarasa bile...