Rusya taş koyar mı?

26 Aralık 2021

Türkiye ile Ermenistan arasındaki normalleşme sürecinde ilk adım uçuşların başlaması olacak. Bu hafta hem Dışişleri Bakanı hem de Ulaştırma ve Altyapı Bakanı, konuya ilişkin bilgi verdi. Buna göre, özel havacılık şirketleri önümüzdeki günlerde Türkiye ile Ermenistan arasında seferlere başlayacak. Türk tarafı “birlikte yaşama kültürünün kurulması” açısından bu uçuşların başlamasının önemli olduğunu düşünüyor.

Ankara ve Erivan’ın, bu sürecin yürütülmesinde görevlendirdiği özel temsilciler de önümüzdeki günlerde doğrudan müzakereye başlayacak. 12 yıl önce akamete uğrayan süreç, bu kez arabulucu olmadan yürüyecek (2009 yılındaki müzakerelerde İsviçre arabulucuydu). Hedefler 2009’dakilerle aynı ancak bu kez kademeli bir normalleşme öngörülüyor. İki temsilci, bunun yol haritasını belirlemeye çalışacak. Türkiye "güven artırıcı adımlarla" ilerleye azami hassasiyet gösteriyor. Tabii bu süreçte merak edilen

Yazının Devamı

Yol haritası ne olabilir?

19 Aralık 2021

Türkiye ve Ermenistan 12 yıl sonra yeniden normalleşme süreci yolunda adım atma kararı aldı. Elbette bugün 2009’a kıyasla bambaşka bir konjonktür var. Örneğin Karabağ savaşı sonrası işgal edilmiş topraklarının bir kısmını geri almış Azerbaycan var. Ama işgalin tam anlamıyla bittiği söylenemez. Bu sebeple Ankara Erivan ile bu yeni süreci Azerbaycan'ın da iş birliğiyle yürütme niyetinde. Zira 2009’da Azerbaycan tarafı, Türkiye ve Ermenistan’ın attığı hızlı adımlardan çok rahatsız olmuştu.

12 yıl önce akamete uğrayan ve arabulucuyla yürütülen (İsviçre arabulucuydu) süreç, bu kez doğrudan ve çok daha dikkatli şekilde, geçmişteki ayak izlerini de takip ederek ilerletilmeye çalışacak. Diplomaside bir sürece yeniden giriliyorsa, geçmişte varılan mutabakatlar genellikle bir zemin oluşturur. 2009’daki yol haritası kuvvetle muhtemel bugün için de geçerli olacaktır. O protokollere göre ilişkilerin geliştirilmesi için hükümetler arası komisyon kurulması kararlaştırılmıştı. O komisyonun da alt

Yazının Devamı

Krizin tarafları

12 Aralık 2021

Bu hafta küresel gündemin ilk sırasında yine Ukrayna krizi vardı. ABD yönetimi, elindeki istihbarat verilerine dayanarak Rusya’nın 2014’ten sonra bir kez daha Ukrayna’ya askeri harekât hazırlığında olduğunu öne sürüyor ve olası bir askeri hareketlilikte NATO’nun doğu sınırını güçlendirmeyi taahhüt ediyor. Moskova ise NATO’nun doğuya genişleme çabalarından rahatsız ve sınırdaki askeri hareketliliğinin buna karşı olduğunu duyuruyor.

Bu iki süper gücün mücadelesinin düğümlendiği sıcak nokta, Rusya-Ukrayna sınırı. Ben de bu hafta, ABD ve Rusya devlet başkanları arasındaki görüşmeden hemen sonra Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Vasly Bodnar ve Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Aleksey Yerhov ile konuştum. İki tarafın neredeyse kemikleşmiş pozisyonlarına bakıldığında, bir çözüme ulaşmak pek mümkün gözükmüyor. “Rusya ile Batı arasında diyalog kanallarının açık tutulması” belki de varılabilecek tek nokta gibi.

NATO ve Ukrayna’nın üyeliği

Moskova&rsquo

Yazının Devamı

DSÖ verileri bekliyor

5 Aralık 2021

Dünyanın yeni kabusunun adı "Omicron" oldu. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) “Yeni varyantın salgının seyrini değiştirebileceğini” açıkladı; ancak şu aşamada bu seyir iyi yönde mi kötü yönde mi olur, bilmiyoruz. Bilmediğimiz şeylerden biri bu varyantın yayılım hızı diğeri de daha ölümcül olup olmadığı. DSÖ de bu konularda önümüze bilimsel bir tablo koyamıyor. Çünkü varyantı örgüte ilk bildiren Güney Afrika, henüz Omicron vakalarına ilişkin verileri paylaşmadı.

DSÖ Sözcüsü Dr. Margaret Ann Harris’e bu verilerin kendilerine ne zaman ulaşacağını sordum. Sözcü “Birkaç gün içinde” cevabını verdi. Harris, “Varyantın daha hızlı yayılıp yayılmadığını henüz bilmiyoruz ama endişe verici bir varyant olduğuna dair yeterli şüphe var” dedi. Dünyanın belirli noktalarında hızla yükselen vaka grafiğini de işaret eden Harris, Omicron’un diğer varyantlara göre daha ölümcül olup olmadığıyla ilgili de "Şu anda böyle olmadığını

Yazının Devamı

Birleşik Krallık’tan sonra Türkiye

28 Kasım 2021

Haftanın ana gündemi Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayed El Nahyan’ın çarşamba günkü Ankara ziyaretiydi. Bu ziyaret, ağırlıklı olarak son dönemde döviz kurundaki artış ve ekonomideki gelişmelerle ilişkilendirildi.

Bu yakınlaşmayı Türkiye’nin Körfez bölgesiyle ilişkilerini normalleştirme çabasının bir ayağı olarak yorumlayan da, bir süredir BAE’den sosyal medya mesajları yayınlayan mafya lideri Sedat Peker’in açıklamaları sonrası yaşananla ilişkilendiren de oldu. Ankara’nın 15 Temmuz darbe girişiminin arkasındaki aktörlerden biri olarak gördüğü, dahası Libya ve Suriye gibi pek çok sahada da karşısında bulduğu bir aktörden bahsediyoruz. Türkiye’nin böyle bir aktörle ilişkilerini düzeltme arayışı işin bir yönü. Öteki yönünde merak edilen ise Abu Dabi yönetiminin hangi sebeplerle Türkiye’yle yakınlaşma çabasına girdiği.

Bunu anlayabilmek için hem Körfez dengelerine hem de Abu Dabi’nin son dönemde attığı adımlara bakmak

Yazının Devamı

Komşuda Harvardlılar dönemi

21 Kasım 2021

Komşu Bulgaristan hem cumhurbaşkanını hem de yeni parlamentoyu belirlemek için bir yılda üçüncü kez sandık başına gitti. Cumhurbaşkanlığı seçiminde hiçbir aday ilk turda gerekli olan yüzde 50+1 oy oranına ulaşamadı ve ikinci tur, bugün yapılıyor.

Parlamento seçimlerine gelince, orada iki sürpriz vardı: Biri seçimden sadece iki ay önce, iki Harvard Üniversitesi mezunu girişimcinin kurduğu “Deşiğime Devam Partisi”nin sandıktan birinci parti çıkmasıydı. Diğeri ise Türk kökenli seçmenlerin seçime yoğun ilgi gösterip Hak ve Özgürlükler Partisi’ni üçüncü grup olarak Meclis’e sokmayı başarmasıydı.

Ülkedeki seçimlerde, “Statükoya ve yolsuzluklara karşı” söylemleriyle zaferi göğüsleyen “Değişime Devam Partisi” üyesi, gelecek hükümette ismi Dışişleri Bakanlığı için geçen Daniel Lorer ile konuştum.

Girişimcilikten siyasete

Partinin kurucuları Kiril Petkov (41) ve Asen Vasilev (44), Bulgaristan doğumlu ancak yüksek

Yazının Devamı

Batı-Lukaşenko çekişmesi ve Türkiye

14 Kasım 2021

Polonya ve Belarus hattındaki son kriz sürüyor. Ancak krizin zeminini Ağustos 2020’deki Devlet Başkanlığı seçimleri hazırlamıştı. Aleksandr Lukaşenko “seçimin kazananı” olarak ilan edilmiş ancak AB “hile karıştırıldığı” gerekçesiyle sonuçları tanımamıştı. O tarihten bu yana da Batı-Lukaşenko hattında sular hiç durulmamıştı.

Lukaşenko Batı’yı “Belarus’un içişlerine müdahale etmekle”, Batı ise Lukaşenko’yu hem insan hakları ihlalleri yapmak hem de mültecileri bir koz olarak kullanmakla suçluyor. Bu çekişmede Türkiye de tartışmaların odağındaydı. Batı ve Polonya, Türkiye’nin “sığınmacılara hava koridoru açtığını” savunuyordu. Ankara ise “Türkiye’nin, taraf olmadığı bir konuda sorunun parçasıymış gibi gösterilmeye çalışılmasına” tepkiliydi. Peki Türkiye neden bir tarafmış gibi gösteriliyor? Geçmişte yaşananları hatırlatmakta fayda var.

Pratasevich’in ardından

Geçen Mayıs ayında Belarus yönetimi, Yunanistan’ın başkenti Atina’dan

Yazının Devamı

Glasgow’da çetin müzakere

7 Kasım 2021

Glasgow’da 31 Ekim’de başlayan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 26. Taraflar Konferansı (COP26) devam ediyor. Sözleşmeye taraf olan ülkeler iklim kriziyle mücadele için atabilecek adımları müzakere ediyor. Liderler bazı konularda “taahhütlerde” bulunsa da, gözler, 12 Kasım’da bitecek zirveden çıkacak kararlarda olacak.

Glasgow’daki zirveyi Türkiye’nin İklim Başmüzakerecisi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Prof. Mehmet Emin Birpınar ile konuştum. Prof. Birpınar, 1992’de imzalanan ve 197 ülkenin taraf olduğu BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin bu işin anayasası olduğunu belirterek, “Paris İklim Anlaşması ise bu sözleşmenin bir anlamda uygulayıcısı. Eskiden Kyoto Protokolü vardı, bugün artık dünyanın ulaşmak istediği hedefler Paris Antlaşması’nda yazıyor. İşte bu zirvede de o hedeflere ulaşmak için müzakere ediliyor” dedi. Prof. Birpınar ayrıntıya girmedi ama Glasgow’daki çetin müzakereleri briç

Yazının Devamı