“36 yaşında bir kadınım. Eşimle 2003 yılında evlendik. Son bir kaç yıldır sürekli şiddet ve hakaret görüyordum.
Artık dayamadığım için eşim tarafından açılan boşanma davasını kabul ettim. Dava bundan 8 ay önce sonuçlandı. Ancak eşim söz verdiği halde bana nafaka ödemiyor.
Ayrıca boşanma davasında tazminat da talep etmemiştim. Şimdi hem nafaka hem de tazminat davası açabilir miyim?”
***
Değerli okurum, boşanma davası sırasında nafaka ve tazminat haklarınızdan açıkça vazgeçtiyseniz artık nafaka ve tazminat talebiyle dava açamayacağınız kanaatindeyim.
Ancak böyle bir vazgeçme yoksa kabul ettiğiniz boşanma davasının kesinleşmesinden itibaren bu davaları 1 yıl içinde açmanız gerekiyor.
Sizin de boşanma davanız 8 ay önce sonuçlandığına göre süre dolmadan hem nafaka hem de tazminat talepli olarak davanızı açabilirsiniz.
Ayrıca evlendiğinizden itibaren boşanma davası açılan tarihe kadar geçen süre içinde edinilmiş mallar için mal rejiminin tasfiyesi davası açma hakkınız da vardır.
“37 yaşındayım, evli ve 2 çocuk babasıyım. Bundan bir ay kadar önce kendi arabamla işime giderken büyük bir aracın arkadan çarpması sonucu meydana gelen kazada bir ayağımdan sakatlandım. Haklarımı aramak için nasıl bir yol izlemeliyim?”
***
Değerli okurum, geçmiş olsun, umarım bir an önce sağlığınıza kavuşursunuz.
Öncelikle yapmanız gereken, size çarpan aracı sigorta eden sigorta şirketine başvuruda bulunmanızdır.
Bunun için trafik kaza tespit tutanağından aracın hangi şirketten sigortası olduğunu tespit etmelisiniz.
Ayrıca bu bilgileri TRAMER’den (Trafik Sigortası Bilgi Merkezi) de öğrenebilirsiniz.
Size çarpan aracın mali mesuliyet sigortası yoksa bu durumda Güvence Hesabı Kurumu’na başvurmanız gerekiyor.
Sigorta limitleri uğradığınız zararı karşılamıyorsa, kalan bedel için size çarpan araç sürücüsü, araç sahibi ve varsa işletene karşı dava açabilirsiniz.
Sizin için evlilik tanımı nedir? Siz evliliği ne olarak görüyorsunuz?
Eşinizle sizin evlilik tanımlarınız örtüşüyor mu? Eşlerin evlilik tanımlarının örtüşmesi evlilik tanımları kadar önemlidir.
İşte farklı evlilik tanımları:
1)Evlilik benim için bir sondur.
2)Evlilik benim için bir başlangıçtır.
3)Evlilik benim için hayatı paylaşmaktır.
4)Evlilik benim için bir prangadır.
5)Evlilik benim için bir sosyal güvencedir.
Sözcükler aslında sanılandan çok daha güçlüdür. Evliliğinde sorun yaşayanlar aşağıdaki sözleri daha sık kullandıklarında hayatlarında mucizeler yaşayacaklarına inansınlar.
Dağ gibi görünen ve içinden çıkılmaz sanılan sorunların aşılmasının aslında çok da zor olmadığımı görecekler
1)Sana ilk günkü gibi aşığım.
2)Benim için çok değerlisin
3)Yaptıklarından dolayı seni her zaman takdir ediyorum.
4)Sen olmadan bunları başaramazdım.
5)Dünyaya bir daha gelsem yine seninle evlenirdim.
6)Senin yaptıklarına karşı senin için ne yapsam azdır.
Soru soran cevaptan kaçamaz.
Kamerun Atasözü
Mutlu mu mutsuz mu, başarılı mı başarısız mı olacağımızı belirleyen kendimize sorduğumuz sorulardır.
Evlilikte en sık yapılan hatalardan birisi kendimize yanlış sorular sorarak yanlış cevaplar almamızdır.
Sadece kendimize sorduğumuz soruları değiştirmekle evliliğimizi kurtaracağımız gibi hayatımızın diğer yanlarını da onarma olanağı buluruz.
***
İşte evliliği kurtarabilecek 15 soru
1)Evliliğimin en güzel yanı nedir?
“26 yaşında genç bir kadınım. Eşimle 3 yıldır evliyiz. Bundan bir ay kadar önce bir akşam, eşim eve geldiğinde elinde bir valiz, yanında da bir kadın vardı.
Kadın eşimin fakülteden arkadaşıymış. Okul bittikten sonra başka bir şehre yerleşmiş.
Şimdi de o işinden memnun olmadığı için bizim bulunduğumuz şehre iş aramak için gelmiş.
Otelde kalmasına eşimin gönlü razı olmamış. ‘Gel bizde kal,’ demiş. Her sabah kahvaltısını yaptıktan sonra eşimle birlikte çıkıyor, sonra da akşam geç saatte birlikte geliyorlar.
Yemeklerini genellikle dışarıda yiyorlar ve alkollü geliyorlar. Akşam muhabbetlerini görseniz adeta iki aşık gibiler.
Eşimin arkadaşlarından öğrendiğime göre bu kadın fakültede eşimle çıkıyormuş.
Bu duruma ancak bir hafta sabredebildim. Hafta sonu bahçede onları birbirlerine çok yakın görmem bardağı taşıran son damla oldu.
Eşime ‘Bu duruma daha fazla dayanamayacağım. Bu kadın buradan gitmezse ben gideceğim,’ dedim.
“32 Yaşında genç bir kadınım. Eşimle 11 yıldır evliyim. Eşimle aramızda büyük bir sorun yok. Ancak ben mutlu değilim.
Her gün aynı şeylerle uğraşıyorum. Ev temizliği, yemek hazırlığı, çamaşır ve ütü…
Hayat bana bazen bomboş ve monoton geliyor. Kısacası çok mutsuzum. Bu mutsuzluğum eşime ve çocuklarıma da yansıyor. Ne yapmalıyım?”
***
Değerli okurum, öncelikle tanımlamalarınıza dikkat edin. Bu kadar olumsuz tanımlar ve değerlendirmeler yapmayın.
Çünkü düşündükleriniz ve konuştuklarınızla sizin ve ailenizin geleceğinizi yazıyorsunuz.
Hayatınıza ilişkin olumlu yanıtları olabilecek sorular sormanız ve tanımlar yapmanız tüm hayatınızı değiştirebilir.
Ayrıca nereye odaklanırsanız tüm dünyayı oradan görmeye başlarsınız.
“26 yaşında genç bir kadınım, eşimle 5 yıllık evliyiz. Evliliğimizin ilk 3 yılında çok mutlu bir evliliğimiz vardı.
Ancak son 2 yıldan bu yana eşimle aramızdaki iletişim koptu. O eve geldiğinde yemek yerken bile bilgisayarını elinden bırakmıyor.
Gece yatıncaya kadar, sabah da uyanır uyanmaz ilk işi bilgisayarını açmak oluyor.
Sürekli internette… İnternette bu kadar süre ne yaptığını bilemiyorum. Sorduğumda işiyle ilgili araştırma yaptığını söylüyor.
Ancak bundan 3 gün önce banyoya gittiğinde merak edip bilgisayarına baktığımda gördüklerimin işiyle hiçbir ilgisi yoktu.
Aylardan beri ayrı odalarda kalıyoruz. Ne zaman bu konuyu açsam tartışmalar büyüyor.
Ancak hiçbir sonuç alamıyorum. Eşimle aramızda adeta hem ruhen hem bedenen beton duvarlar oluştu. Bu duvarı nasıl yok edeceğimi bilemiyorum.
O sanal alemde yaşıyor. Bana ‘şikayetçi olmaya hakkın yok. Her şeyin var. bahçeli bir villada oturuyorsun. Çalışmadığın halde istediğini alıyorsun. Daha ne istiyorsun?’ diyor.