Anneleri babaları ayrılırken, çocuklar büyük acılar yaşıyor. Ancak zaman zaman aileler çocuklarına “Velayeti ben alacağım, sana da göstermeyeceğim” gibi olumsuz bir tavır içerisine giriyorlar.
Hatta çok ciddi cezaları olduğu halde çocuğunu kaçırıp diğer ebeveynle görüştürmeyenler var.
Eşinize karşı istediğiniz kadar kızgın olun, çocuğunuzu eşinizle görüştürmediğinizde, velayet savaşlarına girdiğinizde sizce bundan sadece eşiniz mi zarar görüyor?
Şunu çok iyi bilmek gerekir ki bu çekişmeler ve kavgalardan en çok zarar gören hatta hayatı altüst olan o çok sevdiğiniz bakmaya kıyamadığınız çocuğunuzdur.
Çocuğunuzu seviyorsanız velayet konusunda eşinizle mutlaka bir anlaşma yolu bulun. Bırakın çocuğunuzu babasıyla veya annesiyle görüşmesini engellemeyi onları görüştürmek için büyük çaba gösterin.
Çocuğunuzu anne veya baba sevgisinden mahrum etmeyin. Kavgalarınıza karıştırmayın. Bunlara dikkat etmezseniz ona en büyük zararı verirsiniz. Ana baba sevgisinin yerini para, araba, kredi kartıyla dolduramazsınız. Bunun telafisi yoktur.
Çocuğunu bu sıkıntıları yaşatan ve sonra pişmanlık duyan yüzlerce kişiyle konuştum.
***
Daha önce bu konuyu yazmıştım. Taciz ve tecavüze uğrayan kişinin bu eylemlerin mağduru olduğu anda yaşadığı şok bedeniyle ne yapacağı konusunda kafası karışmış olabiliyor.
Bu nedenle bu konuyu tekrar yazma gereği duydum.
İşte Taciz ve tecavüz mağdurlarına hak arama özgürlüğünü nasıl kullanacaklarına dair pusula:
1) Öncelikle bu suçun mağduru olduğunuzu bu suçun işlenmesinde asla sizin hiçbir etkiniz ve sorumluluğunuz olmadığını kabul edin. Asla kendinizi suçlamayın.
2)Kesinlikle duş almayın, etrafta hiçbir şeye dokunmayın. Üzerinizdeki giysileri ve iç çamaşırları yıkamayın.(Tecavüz mağdurları)
3) En kısa sürede şikâyette bulunun. Çünkü ne kadar erken başvuruda bulunursanız olayın kanıtlanması o kadar kolay olur.
Peki, nerelere başvurabilirim?
*CUMHURİYET SAVCILIĞI
Aslında mutlu veya mutsuz olmamızı hayatımız ve yaşadıklarımız hakkındaki düşüncelerimiz belirler.
Güzel şeyler düşünürsek güzel duygularımız olur. Güzel duyguları da pozitif davranışlar izler. Bu da sağlık demek, mutluluk demek, huzur demektir.
Zihnimizden ne kadar çok olumlu düşünce geçerse o kadar çok huzur ve mutluluk yaşarız. Dinamik keyifli bir hayatımız olur.
Ve daha da önemlisi her olumlu düşünce yeni olumlu düşünceleri de tetikler.
Tüm bunların en önemli yolunun da geçmişte takılıp kalmadan şimdiki zamanı yakalamak olduğunu düşünüyorum.
Ama ısrarla mutsuz olmak istiyorsak işte mutsuz olmanın yolları:
*Karşındaki hakkında anlamadan dinlemeden yargıda bulun.
*Karşılaştığın bir sorunla ilgili olarak en kötü senaryoyu yaz ve buna kendini de inandır.
“28 Yaşında bir kadınım, 7 yıldır evliyim. Eşimle görücü usulü evlendik, mutu bir evliliğim vardı.
Ancak eşim bir yıla yakın bir süredir benden uzak duruyordu. Ben de bundan şüphelenerek araştırma yaptım.
İşyerinde bir kadınla bir ilişkisi olduğunu kesin olarak öğrendim. Elimde kanıt da var. Kısacası bir aydan bu yana aldatıldığımı biliyorum ama bilmiyor gibi davranıyorum.
Eşimi halen seviyorum ama bu bana yapılanları kabul edemiyorum. Affedip etmemekte de tereddüdüm var.
*Ben konuyu onunla konuşmalı mıyım? Yoksa bu kadını kendiliğinden bırakmasını mı beklemeli miyim?
Dava açıp haklarımı aramalı mıyım? Dava açmaya karar verirsem haklarım neler?”
***
Değerli okurum, bu vereceğiniz karar tüm yaşamınızı değiştirecektir. Bu nedenle bu kararı siz vermelisiniz. Ne karar verirseniz verin, ancak iki karar arasında kalmayın.
“37 yaşında bir kadınım, eşimle büyük bir aşkla evlendik. Evliliğimizin ilk yılları gerçekten çok iyi geçti.
Ancak son iki yıldan bu yana bana karşı çok soğuk davranıyor. Dahası odasını da ayırdı. Aynı evde yaşayan pansiyoner gibiyiz. Adeta evliliğimiz kâğıt üzerinde kaldı.
Bu konuyu ne zaman konuşmaya kalksam aramızda kavga çıkıyor.
Ancak bundan 20 gün kadar önce yine aynı konuyu konuşmaya çalıştığımda bana hakaretler yağdırdı ve fiziksel şiddet kullandı.
Evden ayrıldığımdan beri annemlerde kalıyorum.
Bu durumda ne yapmalıyım, boşanma davası açabilir miyim?”
***
Değerli okurum, evlenmenin, aile kurmak, hayatı paylaşmak, acı tatlı günleri birlikte yaşamak gibi sosyal amaçları vardır.
Değerli okurlarım, kendi hayatımda da uygulamaya çalıştığım, huzur ve mutluluk ilkelerimi sizlerle paylaşmak istedim.
1)Hangi koşullarda olursam olayım halime şükreder, sahip olduklarıma minnet duyarım.
2)Daha çoğunu dilerim ama olmadı diye dert etmem.
3)Yağmur, çamur da olsa, en az 30 dakika yürüyüş yaparım, müzik dinlerim, çok sayıda film izlerim ve doğayı öğrenmeye çalışırım.
4)Tanıdığım, tanımadığım ve beni sevmeyenler dahil herkes için iyilik dilerim.
5)Benden farklı düşünenlere saygı duyarım. Yeni bilgiler öğrenebilmek ve bildiklerimin doğru mu yanlış mı olduğunu test etmek için onları dikkatle dinlerim.
6)Dostlarımın değerini bilirim, onları hatalarıyla değil, iyilikleriyle anarım.
7)Yanımda, başkaları hakkında dedikodu yapılmasına izin vermem.
“36 yaşında bir kadınım, eşimle birbirimizi yıpratmadan anlaşmalı olarak boşanmak istiyoruz. Anlaşmalı olarak boşanırken boşanma protokolü yapmamız gerekiyormuş. Boşanma protokolü nasıl yapılır? Bu protokolde neler yer alır?”
***
Eşlerin anlaşmalı olarak boşanmaya karar vermeleri durumunda, aralarında yaptıkları anlaşmaya protokol deniyor.
Peki, protokolde neler yer alır?
*Çocukların velayetinin annede mi babada mı kalacağı,
*Velayetin kimde kalacağı belirlendikten sonra, diğer ebeveynin çocuklarla hangi gün ve saatlerde görüşeceği,
*Çocuk veya eş için ödenecek nafaka miktarı,
*Maddi ve manevi tazminat ödenecekse bunun miktarı ve ödeme şekli,
“33 yaşında bir kadınım, okulu bitirip kendi işyerimi açtım. Başarılı bir iş kadınıyım.
Çevrem tarafından sevilen ve takdir edilen birisiyim. İşlerime yoğunlaşmam nedeniyle uzun süre evliliği düşünmedim. Ancak 4 yıldan bu yana bir yuva kurmayı çok istediğim halde bunu başaramadım.
Bundan sonra da evlenmemin mümkün olmadığı inancına kapıldım. Bu bende artık bir mutsuzluk ve huzursuzluk kaynağı olarak zihnime yerleşti.
Bu konuyu ailemle ve arkadaşlarımla da gururum nedeniyle paylaşamıyorum. Onlar benim evlenmek istemediğim için evlenmediğimi zannediyorlar. Oysa şu anda tek dileğim bir evlenip bir yuva kurmak…
Birkaç arkadaşlığım oldu, ancak bunların beni sevdikleri için değil, param için evlenmek istediklerini düşündüğümden hızla ayrıldım.
Bu konuyu hiç kimseyle paylaşamadığım için sizin görüşlerinizi almak istedim. Lütfen benim nerede hata yaptığımı söyleyin.”
***
Değerli okurum, sizi yargılamak anlamında değil ancak izninizlle bana yazdıklarınızda çıkarabileceğim tespitleri sizinle paylaşabilirim.