Cengiz Hortoğlu

Yakın bir zamanda yoksulluk nafakası ile ilgili düzenleme hayata geçecek gibi görünüyor.

Peki yeni yoksulluk nafaka yasası nasıl olmalı?

*Tazyik hapsi kalkmalı

*Nafakanın alt sınırı ve üst sınırı net olarak belirlenmeli. Nafakanın toplu olarak ödenebilmesi olanağı sağlanmalı.

*Yoksulluk nafakası belirlenirken dava süresince ödenen tedbir nafakası da dikkate alınmalı

*Yoksulluk nafakası süresi belirlendikten sonra, bu süreç içerisinde kadının kendi başarı öyküsünü yazabilmesi için meslek edinme, mikro kredi ve ücretsiz kreş desteği sağlanmalı.

*Nafaka sisteminin daha sağlıklı yürümesi için nafaka takip sistemi kurulmalı... Nafaka için tarafların iletişim kurma zorunluluğu ortadan kaldırılmalı.

*Kadın, belirlenen nafaka süresine rağmen kendi başarı hikayesini yazacak duruma gelemezse, ihtiyacı olan nafakayı almaya devam edebileceği nafaka fonu kurulmalı.

25 yaşında üniversite öğrencisi genç bir kızım. Bundan 8 ay önce sevdiğimi sanarak bir gençle sözlendim. Ancak çok sorunlar yaşadığım için ayrılmak istedim. Bu söylediklerim onu çok kızdırdı.,Beni bırakırsan pişman olursun,’ dedi. Ben bu konuşmayı çok da ciddiye almadım ve ayrıldım.Önceki gün bir arkadaşım aradı. ‘Sosyal medyada yeni bir hesabını gördüm, yeni hesap mı açtın?’ diye sordu.Ben de ‘yok öyle bir şey, nereden çıkardın?’ dedim. Gülerek, ‘Neden benden saklıyorsun, sevgilin bile var,’ deyince şok oldum. Önce inanmadım ama gördüklerim beni delirtti.

Bir sosyal paylaşım sitesinde benim ismimle bir hesap açılmış, benim adım ve fotoğraflarımla da profil oluşturulmuş. Üstelik özel bilgilerimin tamamı kullanılmış, Üstelik bir de haberim olmadan sevgilim varmış.

Bunu kimin yaptığını tahmin ettim ve ayrıldığım sözlümü aradım, ‘Seni uyardım, kiminle dans ettiğini bilmiyorsun, dön bana her şeyi eskisi gibi düzelsin,' dedi ve küstahça kahkaha attı.

Ne yapacağımı bilemiyorum. Bana yol gösterin!”

***

Değerli okurum, sizin yaşadığınız mağduriyetleri yaşayan çok kişi var.

Bu sorunla karşılaşanlar onarılması olanaksız maddi ve manevi zararlar görüyor. Ancak hak arama

Bir kadın ve erkek evleniyor. Elbette, dileğimiz, o evliliğin ömür boyu sürmesidir.

Ancak bu her zaman mümkün olmuyor. Bir nedenle evlilik yürümeyebiliyor, taraflardan biri veya ikisi birlikte boşanmak istiyor.

İşte sorun bundan sonra başlıyor. Taraflar eşit kusurlu da olsa erkeğin ömür boyu nafaka ödemesine karar verilebiliyor.

Kadın asgari ücretle çalışsa bile nafaka kesilmiyor, ancak evlenmesi veya iyi bir işte çalışması gerekiyor.

Bunların dışında nafakanın kesilmesi ancak nafaka alan eşin haysiyetsiz hayat sürdüğünün kanıtlanması ile mümkün oluyor.

Bu şu andaki Türk Ceza Kanunu ile mümkün değil, çünkü yasa ile özel hayatın gizliliği net bir biçimde korunuyor.

Kaldı ki böylesine soyut bir kavramla boşanmış eşlerin birbirlerinin hayatına müdahale etmeleri son derece yanlış.

***

“38 yaşında bir kadınım, eşimle son zamanlarda yaşadığımız bazı olaylar nedeniyle evliliğimi sürdürmem olanaksız hale geldi. Ona çok kızgınım, boşanma, tazminat ve nafaka davası açarak her şeyini almak istiyorum.

Ancak boşanma davaları hakkında hiçbir bilgim yok. Nasıl bir yol izlemeliyim?”

***

Boşanma çok zor bir süreçtir. Çünkü duygusal yoğunluğu çok fazladır. Bu durum hata yapma olasılığını da arttırır.

Bu nedenle olabildiği kadar iyi düşünüp sakin kararlar vermek gerekir. Öncelikle intikamcı olmayın.

***

İşte bu süreçte dikkat etmeniz gerekenler:

1) Çok emin olmanıza rağmen yine de bir aile danışmanıyla görüşün.

Her gün yüreğimizi yakan kadın cinayeti haberlerle sarsılıyoruz. Sadece 2018de yüzlerce kadın cinayete kurban gitti. Acı sadece kadınların yakınlarını değil, tüm toplumu sarsıyor. İçimiz yanıyor yaşananlardan dolayı...

Kadın cinayetleri nasıl önlenir? Sorusunu yanıtını buluncaya kadar sormak zorundayız.

Öncelikle şunu belirtmeliyim ki Türkiye'de bu suçlar için en ağır yaptırım olan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası uygulanıyor. Demek ki bu bile yetmiyor.

Peki bu konuda daha neler yapılabilir?

1) Bu cinayetlerde Türk Ceza Kanunu'nda yer alan hiçbir indirim uygulanmamalı. Örneğin, katilin haksız tahrik, duruşmada iyi halli olma gibi indirimlerden yararlanmasının önü bir yasal düzenleme ile tamamen kapatılmalıdır.

2) Uzaklaştırma kararı sonucunda şiddet uygulayan eşin öfkesini kontrol edebileceğine dair rapor zorunlu hale getirilmeli.

3) Tehdit suçu nedeniyle sadece ceza değil, cezanın yanında öfke kontrolü tedavisinin de zorunlu olması için bir yasal düzenleme yapılmalı.

Çünkü tehdit dumanı tüten bir ateştir. İlerde olabileceklerin ön habercisidir. Tehdit eden kişinin tehdit eyleminden sonra derhal gözetim altına alınarak, uzmanların gerekli teşhisinden sonra gere

Değerli okurlarım, sizin de dikkatinizi çekmiştir; son yıllarda en büyük sorunlarımızdan biri nobranlığın, yani nezaketsizliğin, kabalığın, sert ve kırıcı davranışların artmasıdır.

Durum vahimdir. Sosyal medyada bazı paylaşımların altında öyle yorumlar görüyorum ki; için yanıyor.

Bir insan hiç tanımadığı birine, sadece yazdıklarını beğenmedi diye nasıl bu kadar acımasız olabiliyor, gerçekten anlayamıyorum.

Kaba davrandığı o kişinin ve onun çevresinin ne kadar olumsuz etkileneceği, bu insanların hiç mi umurlarında olmaz?

Bu davranışlar çoğu zaman hakaret suçu oluşturuyor ve bu nedenle bunu yapanlar hapse girebilecekleri gibi tazminat da ödemek zorunda kalabiliyorlar. Bu yaptırımlar bile bunları durdurmuyorsa sorun büyük demektir.

Aynısı kendisine yapıldığında kıyameti kopartacağı kesindir. Ama o sadece kendi canı yanacağını sanıyor. İşte bunun adı empati yapmasını bilmemektir.

Bu insanlar, sevmeyi, sevilmeyi ve âşık olmayı öğrenselerdi bu kadar acımasız olamazlardı. Sevgisi olmayan insanların yüreklerinde nefret duygusu yuva yapabiliyor.

Sonuç; trafikte ellerinde sopalı insanlar, sokakta kadın, çocuk demeden saldıranlar, sosyal medyada uçuşan hakaretler ve aile içi

Değerli okurlarım bir süredir; nafaka ile ilgili yazıyorum. Bu konudaki düşüncelerimi sizlerle paylaştım. Her türlü eleştiriye de açığım.

Bana göre; yoksulluk nafakasının ölünceye kadar devam etmesi adil değil. Ancak, ömür boyu nafakayı savunanlar da var. Bu doğaldır. Yanlış olan; akıl okumaya çalışarak, kadın haklarını yok etmek gibi başka planlarım olduğunu iddia etmek. "Sen süresiz nafakaya karşısın, demek ki kadın haklarına da karşısın."

Beni takip eden okurlarım, gerek köşe yazılarımda gerek katıldığım programlarda gerekse de kitaplarımda bu konudaki duyarlılığımı bilirler.

İnsan hakları, kadın hakları, çocuk hakları, engelli hakları ve daha fazlası çalışma alanımdı. Bu konudaki duyarlılığımı, beni kadın haklarına karşı çıkmakla itham edenler de bilirler.

***

Süreli nafakayı savunmayı, nasıl yaptılar da kadın haklarına karşı çıkmaya bağladılar inanın anlayamadım.

Nafaka ödeyemeyen bir insanın 3 ay hapse girmesinin kadın haklarına nasıl bir fayda sağlıyor çözemedim.

Kadının 30 gün 500 TL beklemesi kadınlar için nasıl bir haktır bilemiyorum. Kadınlar için öngörülen hedef bu mudur?

Bu sabah, sunuculuk yapan bir kadın arkadaşım aradı. Bir sosyal medya kullanıcısının iki günden bu yana kendisinin paylaşımlarına sürekli olarak hakaret içeren yorumlar yaptığını ve bu nedenle moralinin bozuk olduğunu söyledi.

Paylaşımları yüzlerce övgü alan işinde çok başarılı bu arkadaşımı böylesine haksız bir saldırı çok üzmüş.
***

Teknolojinin dolayısıyla sosyal medyanın da gelişimi ile tanınmış insanlara ulaşmak çok daha kolaylaştı. Bu durum tanınmış insanların sevenleriyle iletişimini güçlendirdi. Ancak aynı şekilde sözel saldırıyı da kolaylaştırdı.