Onur Kıvrak’a dua edin!

17 Nisan 2018

Beni futbolu ilgilendirir; seversiniz, sevmezsiniz. Rakamlar Burak Yılmaz’ın bu sezon da Trabzonspor’u sırtladığını gösteriyor. Skora doğrudan katkı yapan Burak’ın forma giymediği maçlarda Trabzonspor hep zorlandı. Yanıtı merak edilen soru, bu geleneğin küme düşme hattından uzaklaşmak isteyen Osmanlıspor karşısında devam edip etmeyeceği idi. Etti!
Dün akşam Burak’ın yanı sıra Okay ve Onazi’nin olmayışı, Rıza hocayı farklı tercihler yapmaya zorladı. Örneğin orta göbekte Sosa’nın yanında Kucka, forvette ise Rodallega ile başladı. İkisi de etkili oldu, ama onların çabası galibiyete yetmedi. Kucka’nın bu sezon beklenen performansın altında kalmasını defalarca eleştirmiştim. Slovak futbolcu, zor görünen maçı kolaya çevirdiği düşünülen isim idi başkentte. Ama öyle olmadı. Oyunun başı sayılabilecek bölümde önce Novak’ın golünün asistini yaptı, hemen ardından Yusuf Yazıcı’nın bitirici vuruşunun pasını verdi. Tabi bu arada şu soruyu da sormak gerek; Burak oynasa idi Trabzonspor daha çok ayağa pas yaparak hücumu düşünebilir miydi? Bence hayır. Çünkü topu alan Burak’ı buluşturmak istiyor, golcü de özellikle bu tarz maçlarda ofsayt tuzağından kurtulamıyordu. Özellikle Trabzonspor’un ikinci

Yazının Devamı

Aman diyeyim Sayın Ağaoğlu!

14 Nisan 2018

Trabzonspor kritik bir süreçte olağanüstü genel kurulunu yaptı. Ahmet Ağaoğlu, deneyimli ekibiyle talip olduğu görevi devraldı. Bu kez sıkıntıları bilen, hayal tacirliği yapmayan, kısa vadede başarıdan söz etmeyen; kısacası yoğurdu üfleyerek yemeye çalışan bir başkan ve yönetim var.
Verdikleri mesajlar makul, camianın anlayabileceği dilden. Kulübü ağır ekonomik krizden kurtarabilmek için zamana ve sabıra ihtiyaç var. Ancak Ağaoğlu ve arkadaşları sezon bittiğinde hayati tercihler yapmak durumunda kalabilir.
Nedir bu tercihler? Yusuf, Abdülkadir gibi altyapıdan yetişen ve kısa sürede yıldız adayları arasına giren, Okay gibi her gün üzerine koyarak yükselen futbolcuların durumu. Yurt dışı ve içinden pek çok taliplileri olduğunu biliyoruz.
Bu oyunculara geri çevrilemeyecek teklifler geldiğinde nasıl bir karar alınacak, merak ediyorum. Gerçi Ağaoğlu borçları işaret ederek “850 milyonu veren ikisini de alır” diye espri (!) yaptı ama, kulübün maddi durumu ortada. Bence biraz erken konuşmuş. Devasa borcu ve kasayı fare gibi kemiren faizleri düşündüğünüz vakit, değerini bulan her futbolcu gönderilebilir. Sezon sonunda istemeyerek de olsa radikal önlemler alınır ise kimse şaşırmasın.
Sa

Yazının Devamı

Yusuf ve Abdül’ü özgür bırakın!

8 Nisan 2018

Trabzonspor hem takım, hem bireysel yetenekleri kullanma açısından en istikrarsız sezonlarından birini yaşıyor. Kayserispor sınavı, hasret kaldığı Avrupa kulvarında tekrar rol kapabilmek adına mutlak kazanılması gereken bir mücadele idi. Hani 6 puanlık derler ya, aynen öyle bir maçtı.
Bordo-mavililer son dönemlerde iç sahada olumsuz bir grafik çiziyordu. Bunun en önemli nedeni ofansif anlamda Burak ve ona destek vermesi gereken oyuncular arasındaki kopukluk. Topa daha fazla sahip olmak, pas üstünlüğünü elinde tutmak yetmiyor. Kimse bu istatistikler ile konuşmasın. Sürekli kısa ve yan paslar yaparak hücumda zenginlik yaratılamayacağı ortada. Lakin tüm oyunu Burak üzerine kurgularsanız, yaratıcılığı olan oyuncuları törpülersiniz. İlk yarıda gördük. Yusuf ve Abdülkadir gibi önde oynamayı seven isimleri kalıba sokmaya çalışmayacaksınız. Bu tarz futbolcular özgürlük ister. Bırakın becerilerini sergilesinler. Çalım atsınlar, şut çeksinler, pozisyon yaratsınlar, defalarca hata yapsınlar. Rıza hocanın onları yeteri kadar anladığını sanmıyorum. Ama onlar dün maçı koparan, galibiyeti getiren isimler oldu. Elinizdeki pırlantaların değerini bilin.
Oysa ilk yarıda Trabzonspor’un pozisyonu

Yazının Devamı

Batacak gemiye kaptan aranıyor!

7 Nisan 2018

Trabzonspor kurulduğu günden bu yana en kritik kongrelerinden birini yapacak. Şartlar olağanüstü. İki aday var, tek konu kimin seçileceği değil kulübün içine düştüğü ekonomik açmazdan çıkış yolları ve vadesi gelen borçların ödenmesi.
Böyle bir dönemde göreve talip olmak, yönetime girmek gerçekten cesaret ister. Bir kere o ateşten gömleği giyecek olanlar şunu bilmeli; Trabzonspor için bu son şans. Ve süreç sonunda ortaya çıkacak tablo ne olursa olsun, isimleri ya kurtuluş mücadelesinin kahramanları olarak anılacak, ya da çöküşün mimarları. Diyeceksiniz ki “Onlar mı getirdi kulübü bu hâle? Neden faturayı ödesinler?..”
Kim ödeyecek peki? Bu güç koşullarda elinizi taşın altına sokuyorsanız, o elin bir daha size ait olmayacağı riskini de göze almışsınız demektir.
Son 5 yıldır koltukta oturanlar bıraktıkları mirastan pişmanlık duymadıklarına göre, iki seçenek vardı. Birincisi kulübe kayyum atanacak ve kaderine terk edilecekti. Ya da Ahmet Ağaoğlu ve Metin Kaya desteklenecekti. Desteklenecekti derken, kanıksanmış siyaset ilişkisinden söz etmiyorum. İki adayın da listeleri çok önemli. Laf olsun diye yönetim yapmanın acı örneği, Muharrem Usta’nın bizzat kendisidir. 15 kişiyle yola

Yazının Devamı

Bana Kucka’yı anlatmayın!

2 Nisan 2018

Trabzonspor adına rakip Galatasaray ise, deplasmanda puan iyi, fazlası haftanın sürprizi olurdu. Ama karşısında öyle iştahlı, ilk dakikadan itibaren baskı yapan, top kapan, pozisyona giren, nefes aldırmayan bir takım olunca, işler düşünüldüğü gibi gitmedi.
Trabzonspor’un en etkili gol silahı Burak Yılmaz. Galatasaray’ın ise sadece Gomis’i yok. Feghouli, Belhanda, Rodrigues’den oluşan ortadaki üçlü, her an pozisyona girebilecek, rakip savunmanın dengesini bozabilecek yetenekte isimler. Bunlara solda Nagatomo, sağda Mariano gibi ofansif oyuna ciddi katkı sağlayan futbolcuları da ekleyin, maç boyunca her şey Galatasaray’ın istediği gibi gitti diyebiliriz. Maçın hemen başında Abdülkadir’in çıkarken kaptırdığı top tecrübesizliğine bağlansa da, Mariano’nun pasında savunma öyle boş bulundu ki, Feghouli’nin aralarına sızıp son dokunuşu yapması zor olmadı.
Peki Trabzonspor cephesinde neler oldu? Bir kere orta alanı tamamen rakibe teslim etti. Okay’ın partreni Kucka, ikili mücadelelerde hiç yoktu. Bakmayın uzatmada attığı ilginç gole. Sonuna yaklaştığı kariyerinde unutamayacağı bir anısı olarak kalır hafızasında. Aldığı paranın karşılığı Trabzonspor’a yapacağı katkı da sanırım sadece

Yazının Devamı

Hayaller güzel söylemler eski!

31 Mart 2018

Fenerbahçe kulübünün Haziran ayında yapılacak kongresinde başkanlığa aday olacağını resmen açıklayan Aziz Yıldırım ilk günkü heyecanla karış karış ülkeyi geziyor. Fenerbahçe derneklerinin misafiri oluyor, delegeler üzerindeki ağırlığını perçinlemeye çalışıyor.
Kolay değil, o makama seçildiği günden bu yana karşısına ilk defa Ali Koç gibi iddialı ve genel kurul üzerinde ağırlığı olan bir rakip çıkıyor. Ve Koç’u, 20 yıllık başkanlık sürecini kesintiye uğratacak bir tehdit olarak görüyor. Haksız da değil. Camianın dengelerini değiştirecek kalitede bir adayla yarışırken, kaybetme riskini en aza indirgemek gerekiyor.
Ne var ki, Aziz başkanın son dönemlerde temcit pilavı gibi gündeme getirdiği FETÖ operasyonu söylemleri artık prim yapmıyor. 2010-11 sezonunda yaşananlar hakkında taraflı tarafsız herkesin kafasında bir yargı var. Hain terör örgütünün Fenerbahçe ile ilgili planları da iddia boyutunu geçip yargıda cezai karşılığını bulmuş durumda. Bu süreçte canı en çok yanan ve özgürlüğünden mahrum kalan Yıldırım’ın başına gelenleri ömrü boyunca unutmayacağı kesin. Lakin FETÖ’yü hâlâ seçim malzemesi yapmak, delegasyonu bu mesajlarla etkileyeceğini düşünmek doğru bir strateji değil.
Yıldı

Yazının Devamı

Türkiye, İzlanda olabilir mi?

24 Mart 2018

Süper Lig’de yabancı oyuncu serbest bırakıldığında, yerelde yarışmacı takım sayısının ve rekabetin artacağı, Avrupa’da kulüplerimizin güçlü rakiplerle boy ölçüşmeye başlayacağı düşünülse de, yaşadıklarımız ortada.

Ligde yine bildiğimiz takımlar şampiyonluk yarışında. Sınırlarımız dışında beş takımla başladığımız mücadelede Beşiktaş dışında yüzümüzü güldüren olmadı. Üstelik öyle rakiplere elendi ki temsilcilerimiz, onca yatırım heba olup gitti adeta.

Yabancı serbestiyesine güle oynaya onay veren kulüplerin o günlerde ay-yıldızı düşündüklerini hiç zannetmiyorum. Oysa yıllardır büyük turnuvalardan uzak kalmış bir ulusal takımın başarısı, kulüplerin çıkarlarından önemli olmalıydı. En azından halkın beklentisi böyle idi. Sonuçta yine tribündeyiz, yine seyirciyiz.

Yenilgi sorun olmamalı

Terim’den boşalan göreve “A Milli Takım Teknik Direktörü” apoletiyle gelen ve olağanüstü yetkilerle donatılmış makamdan farklı bir sorumluluk üstlenen Mircea Lucescu, nelerle karşılaşacağını bilerek, bizim ilk günden itibaren altını çizdiğimiz büyük sorunla uğraşmaya başladı. Rumen teknik adam milli takıma oyuncu seçebilmek için şimdilerde samanlıkta iğne arıyor. İşi gerçekten zor. Deneyimli millilerin

Yazının Devamı

Skor iyi, oyun kötü!

19 Mart 2018

“Bir hafta önce kazanan takım bozulmaz” diye bir kural mı var futbolda? O takımın tamamı iyi oynadı, birlikte mücadele etti ve puanı aslanın ağzından kaptıysa belki. Rıza Çalımbay’ın düşüncesi de böyle olmalı ki, Akhisar kadrosunu çıkardı Malatya maçına. En azından cezası biten Hubocan stoperdeki görevine döner, Okay da Kucka ya da Onazi’ye partner olur, ofansif oyuna katkıda bulunur diye geçirmiştik aklımızdan. Kucka demişken, Ersun Yanal aldırdı ama Rıza hocanın da bu oyuncuda ısrar etmesine anlam veremeyenlerdenim.

Maça gelince. Öncelikle şunun altını çizelim; Malatya dün kötü bir gününde idi. Maça da öyle başladı. Futbol ciddiyet ister. Rakibin görüntüsüne aldanmayacaksınız. Öne geçtikten sonra skoru garantiye almak için işi sıkı tutmazsanız, cezayı kesen birileri çıkar. Malatya’nın eşitlik sayısı için hiç de hevesli olmadığı bir bölümde Burak Yılmaz’ın takımı hücuma çıkarken kaptırdığı topun dönüp ağlara gitmesinin adı şansızlık değil, kusura bakmasın da hafif tabiriyle laubalilik idi. Trabzonspor’un ilk yarıda penaltı pozisyonu dışında kayda değer bir tehlike yaratamaması da doğaldı.

Doğrusu, ikinci bölüm başlarken Rıza hocadan bir hamle bekliyorduk. Çünkü Akhisar maçında

Yazının Devamı