Buluş yapan çalışan, yaptığı buluşu açıklamalı olarak işverenine bildirmekle yükümlü. İşveren de ‘patent’ ya da ‘faydalı model’ belgesi olan buluş için, belgelerin geçerli olduğu süre çalışana ödeme yapmalı Yönetmelik hükümleri yol gösteriyor
Çalışma hayatında soru işareti yaratan konulardan biri de çalışanların buluş yapmaları durumunda işverenin bu buluşun bedelini ödeyip ödemeyeceği. Bu anlamda, özellikle yüksek katma değer yaratan sektörlerde yüksek nitelikli işgücü tarafından yapılan ve işverenin kârlılık düzeyini önemli ölçüde etkileyen buluşların bedelinin ödenmesi işveren ve çalışan arasında ihtilafa yol açabiliyor. İki yıl önce çıkan, Çalışan Buluşlarına, Yükseköğretim Kurumlarında Gerçekleştirilen Buluşlara ve Kamu Destekli Projelerde Ortaya Çıkan Buluşlara Dair Yönetmelik ile buluşlar için çalışanlara ödenmesi gereken bedel ve uyuşmazlık durumunda başvurulacak hukuki süreçlere ilişkin
Esnek çalışma işverene daha fazla hareket alanı tanırken, işçinin korunması amacıyla çerçevesinin çizilmesi ise zorunlu. Bu uygulamalara bir göz atalım...
Sanayi Devrimi ile başlayan iş hukuku taraflar arasındaki hassas dengeleri gözetmekle birlikte işçinin korunması yönünde bir gelişim seyri izlemiştir.
Dünyada yaşanan ekonomik krizler, durgunluk, küreselleşme sonucu artan rekabet ve yeni teknolojilerin devreye girmesi ile esnekleşme ihtiyacı doğmuş, istihdam yapıları ve üretim süreçleri değişmiş, çalışma süreleri ve yerleri farklılaşmıştır. Esnekleşme istihdamın artırılmasında da bir araç olarak görülmüştür.
Bunların sonucunda tipik belirsiz ve tam süreli sözleşme türünden uzaklaşılmış, belirli süreli sözleşmeler, kısmi çalışma, çağrı üzerine çalışma, geçici iş ilişkisi, alt işverenlik ilişkisi, evde çalışma, tele çalışma gibi sözleşme türleri uygulanmaya başlanmış, yoğunlaştırılmış iş haftaları, kısa çalışmalar ve kayan iş süreleri ortaya çıkmıştır.
Bu
Çalışanların tek geçim kaynağı olan ücretlerinin işverene ve hatta kendilerine karşı korunabilmesi amacıyla Borçlar Kanunu’nda takas yasağı getirilmiştir.
Takas yasağı işverenin işçiden olan alacağı ile işçiye ödeyeceği ücretin takas edilememesini ifade eder. Takas yasağı işverenin, çalışanı borcuna karşılık hiç ücret ödemeden çalıştırmasını engeller. Ayrıca çalışanın işverenden aşırı borç alarak bağımsızlığını kaybetmesinin önüne geçer.
Her tür borç dahil
Günümüzde işverenler çalışanlara kullanmaları amacıyla araç sağlıyor ve bu araçların yakıt giderlerini karşılıyor. Bazı çalışanlarına telefon da veriyor, bazı işverenler ise çalışana faizsiz kredi niteliğinde avans ödemeleri yapıyorlar.
Araç ve telefon kullanımının belirlenen limitleri aşması veya trafik cezası gelmesi halinde ya da verilen avans ödemelerini ilerleyen aylarda ücretten kesiyorlar. İşçinin işyerindeki malzemelere zarar vermesi halinde de ücretten kesinti gündeme gelebiliyor.
Örneğin, kusurlu olarak
"Küçük ekonomik birimler", Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından yeni yayımlanan bir araştırmada kendi hesabına çalışan ile mikro ve küçük işletmeleri tanımlamak için kullanılmış olan bir kavram. ILO’nun yeni çalışması, işte bu küçük ekonomik birimlerin istihdama katkılarını güncel ve gerçekçi bir biçimde ortaya koyuyor. ILO analizleri, küçük ekonomik birimlerin küresel düzeyde toplam istihdama katkısının çok önemli boyutta olduğunu göstermekle birlikte özellikle gelişmekte olan ülkelerde kayıt dışı istihdamın yaygınlığı, cinsiyet farkları ve daha küçük işletmeler tarafından ortaya konulan işlerin üretkenliği ve kalitesi gibi konulardaki zorluklara da ışık tutuyor.
Toplam istihdamın yüzde 70’i küçük ölçekli şirketlerde
ILO çalışması, Kuzey Amerika hariç tüm dünya bölgelerinde 99 ülkeden ulusal hane halkı ve işgücü anketlerinin yansıtıldığı yeni bir ILO veri tabanına dayanıyor.
Çalışmadan
Türkiye’de ilk defa kamu kesimi ile işçi ve işveren sendikaları ortak forumda buluştu. İş hayatına ilişkin yeni vizyonun belirlendiği üç günlük toplantıda çevre, yaşlı, engelli, kadın ve çocuk olmak üzere 5 başlık altında çok önemli kararlara imza atıldı
Ülkemizde ilk defa, kamu, işçi ve işveren sendika ve konfederasyonlarının temsilcilerinin katılımıyla Antalya’da düzenlenen Ortak Paylaşım Forumu’nda çevre, yaşlı, engelli, kadın ve çocuk başlıklarında önemli kararlara imza atıldı. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) ile TİSK Mikrocerrahi ve Rekonstrüksiyon Vakfı tarafından organize edilen ve üç gün süren toplantılarda çalışma hayatının bütün sosyal tarafları yer aldı. Oldukça verimli geçen forumda çalışma hayatının geleceğine ilişkin görüşler de paylaşıldı.
Sonuç bildirgesi
Forumun sonuç bildirisinde beş yılda on milyon fidanın toprakla buluşturulması, 2020 sonuna kadar on bin engelliye mesleki eğitimler verilmesi, 2023’e kadar konfederasyon/sendika
Hafta tatili işçinin dinlenmesini sağladığı kadar iş güvenliği açısından da önemli. Kanun 7 günlük zamanda en az 24 saat dinlenme arıyor. İşçi saat ücretiyle çalışıyorsa hafta tatili 7.5 saat ücrete denk
İşçilerin yedi günlük zaman dilimi içinde bir gün kesintisiz dinlendirilmeleri hukuken zorunludur.
Hafta tatili çalışan için bir hak olduğu kadar, işçinin dinlenmesini sağladığından iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanmasında da önemli bir araçtır. İşçinin talebi veya onayı olması halinde dahi bu haktan vazgeçilememekte, işveren fazla ücret ödediğini belirterek yaptırımlardan kaçamamaktadır.
Aynı gün olmayabilir
Hafta tatilinin devamlı şekilde aynı günde kullanılması bir zorunluluk değildir. İşveren işin gereğine göre hafta tatilinin günü değiştirme hakkına sahiptir. Fakat burada dikkat edilmesi gereken en önemli husus, iki hafta tatili arasında en fazla altı gün olmasıdır.
Dolayısıyla, değişiklik yapılırken hafta tatilinin öne çekilerek değiştirilmesi gerekmektedir. Kanun yedi
Türkiye’de haftada 50 saat ve üzeri çalışanların oranı yüzde 32.6. Yani her 3 çalışandan biri fazla mesai yapıyor. Türkiye bu oranla OECD ülkeleri arasında birinci
İş ve günlük yaşam arasında uygun bir denge bulmak, çalışanların tümünün yaşadığı bir zorluk. Çalışanların iş/yaşam dengesi açısından önemli konulardan biri insanların zamanlarının ne kadarlık bölümünü çalışarak geçirdikleriyle ilgili. Bununla birlikte, farklı kültürel tutumlar ve sosyoekonomik faktörler, işverenlerin çalışanlardan beklediği çalışma süresinin uzunluğu açısından önemli bir rol oynuyor. Ancak çok uzun çalışma saatleri, stres düzeyini artırdığından, hem kişisel sağlığı hem de iş güvenliğini olumsuz yönde etkiliyor.
Erkeklerin uzun çalışma oranı fazla
OECD’nin çalışma sürelerine ilişkin verileri cinsiyetler itibarıyla incelendiğinde, erkeklerin genel olarak kadınlara göre daha uzun saatlerle çalıştıkları görülüyor. Bu anlamda, OECD ülkeleri
Emeklilikle ilgili doğru bilinen en büyük yanlış, malulen emeklilik şartları. Pek çok kişi malulen emekli olmak için 10 yıl sigortalılığın tek başına yeteceğini düşünüyor. Halbuki yeterli değil.
Aynı zamanda 1.800 gün yani 5 yıl prim ödenmiş olması da gerekiyor. Ayrıca malullük aylığı için işten ayrılmış olmak şart. Kişi malulen emekli olduktan sonra çalışırsa aylığı kesiliyor.
Malulen emekli olabilmek için gerekli ilk ve en önemli şart, çalışma gücünde en az yüzde 60 kayıp olduğuna dair sağlık kurulu raporudur. Bu raporun alınabilmesi için kişilerin ilk olarak bulundukları il veya ilçedeki SGK merkezlerine başvurmaları ve yetkili hastanelere sevk edilmeleri gerekir. Kişiler doğrudan hastaneye başvurarak rapor almak yerine SGK’ya başvurarak sevklerini gerçekleştirmelidirler. Sevkin SGK üzerinden yapılmasının nedeni, yalnızca sağlık kurulu raporunun malullük aylığı almak için yeterli olmamasıdır. Kişi, çalışma gücünde en az yüzde 60 kayıp olduğunu belgelese bile en az 1.800 gün prim ödemesi yoksa veya prim