"Küçük ekonomik birimler", Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından yeni yayımlanan bir araştırmada kendi hesabına çalışan ile mikro ve küçük işletmeleri tanımlamak için kullanılmış olan bir kavram. ILO’nun yeni çalışması, işte bu küçük ekonomik birimlerin istihdama katkılarını güncel ve gerçekçi bir biçimde ortaya koyuyor. ILO analizleri, küçük ekonomik birimlerin küresel düzeyde toplam istihdama katkısının çok önemli boyutta olduğunu göstermekle birlikte özellikle gelişmekte olan ülkelerde kayıt dışı istihdamın yaygınlığı, cinsiyet farkları ve daha küçük işletmeler tarafından ortaya konulan işlerin üretkenliği ve kalitesi gibi konulardaki zorluklara da ışık tutuyor.
Toplam istihdamın yüzde 70’i küçük ölçekli şirketlerde
ILO çalışması, Kuzey Amerika hariç tüm dünya bölgelerinde 99 ülkeden ulusal hane halkı ve işgücü anketlerinin yansıtıldığı yeni bir ILO veri tabanına dayanıyor.
Çalışmadan elde edilen sonuçlara göre, küçük ekonomik birimler, kapsamdaki 99 ülke için toplam istihdamın yüzde 70’ini oluşturuyor. Söz konusu payın en yüksek olduğu ülkelerin Güney Asya, Afrika ve Orta Doğu bölgelerinde bulunduğu görülüyor. Bununla birlikte, bir ülkenin gelir düzeyi yükseldikçe küçük ekonomik birimlerin toplam istihdam içindeki payı azalıyor. ILO verilerine göre, düşük gelirli ülkelerde yüzde 54 düzeyinde olan kendi hesabına çalışanların istihdam oranı yüksek gelirli ülkelerdeki payın (yüzde 11) neredeyse beş katı.
İşletmelerin yapısı
Benzer şekilde, 2 ila 9 çalışanı olan mikro işletmelerin istihdam payı düşük ve düşük-orta gelirli ülkelerde üst-orta ve yüksek gelirli ülkelere göre çok daha yüksek. 10 ila 49 çalışanı bulunan küçük işletmelerin istihdamdaki payı, düşük gelirli ülkelerde yüzde 3 iken, yüksek gelirli ülkelerde yüzde 25. ILO verileri en düşük gelir seviyesindeki ülkelerde 50 ve üstü çalışanı olan firmalarda herhangi bir istihdamın olmadığını da ortaya koyuyor.
Kayıt dışı istihdam çok yaygın
Diğer taraftan, söz konusu ekonomik birimlerin yarattığı istihdamın önemli bir bölümü kayıt dışı. ILO’ya göre, araştırma kapsamındaki 99 ülkede toplam istihdamın yüzde 62’si kayıt dışı sektörlerde.
ILO çalışması, kayıt dışı istihdamın kişi başına düşen gelirle negatif yönde bir ilişkisinin olduğunu da gözler önüne seriyor. Kayıt dışı istihdamın payı Avusturya, Belçika, İsviçre, İrlanda, Lüksemburg ve Danimarka gibi yüksek gelirli bazı Avrupa ülkelerinde yüzde 5’in altına düşerken; Madagaskar, Mali, Benin ve Fildişi Sahili gibi düşük gelirli ülkelerde yüzde 90’ın üzerine çıkabiliyor.
Tarım sektörü ağırlıklı
Bu ülkelerde küçük ekonomik birimlerin kayıt dışı istihdama olan bu büyük katkısı -neredeyse tamamı- kendi hesabına çalışanların egemen olduğu tarımın istihdamdaki payının yüksekliğinden kaynaklanıyor.
Sosyal haklara sahip olmada kadınlar daha savunmasız
ILO istatistikleri kayıt dışı istihdamın küresel düzeyde erkekler (yüzde 63) için kadınlardan (yüzde 58.1) daha fazla istihdam kaynağı olduğunu gösteriyor.
Diğer taraftan, kayıt dışı ekonomide istihdam edilen kadınlar, örneğin ev işçiliği veya ücretsiz aile işçiliği gibi savunmasız durumlara daha fazla maruz kalıyorlar. Öyle ki söz konusu çalışma biçimlerinin yaygın olduğu gelişmekte olan ülkelerde kayıt dışı istihdamdaki kadın oranının erkeklerden daha fazla olduğu görülüyor.
Örneğin, Afrika’da çalışan kadınların yüzde 89.7’si kayıt dışı istihdam içinde yer alıyor.
Kalkınma stratejisinin merkezi
ILO’ya göre, küresel düzeyde ve özellikle de düşük ve orta gelirli ülkelerde küçük ekonomik birimlerin desteklenmesi, ekonomik ve sosyal kalkınma stratejilerinin merkezi bir parçası olmalı. Mikro ve küçük işletmeler iş yaratmanın temel itici güçleri, ancak aynı zamanda kayıt dışı istihdamın da daha yaygın olduğu yapılar. Dolayısıyla, küçük ekonomik birimlerin geliştirilmesiyle ilgili politikaların iş miktarı ile iş kalitesi arasında doğru dengeyi sağlamaya odaklanması gerekiyor.