Üniversitelerden haziran ayında mezun olacak olan gençler, ücretsiz sağlık hizmetinden iki yıl boyunca yararlanmaya devam edecek. Mezun olup iş aramaya başlayacak olan gençlere, iş bulana kadar sağlık sigortasından ücretsiz yararlanma hakkı getirilmişti.
Haziran ayı ile birlikte üniversitelerimiz yeni mezunlarını verecek. Mezun olup iş aramaya başlayacak gençlerimizin sağlık hakkı bakımından önemli bir muafiyeti var. Mezun olup öğrencilik statüsü sona eren gençlerimiz iki yıl sağlık sigortasından ücretsiz yararlanabiliyor. Böyle olunca iş aradıkları süre içerisinde hastanelerden ücretsiz olarak yararlanmaları mümkün oluyor.
İKİ YIL MUAFİYET
Yeni mezun gençlerimiz için genel sağlık sigortasından (GSS) yararlanma açısından 10 Şubat 2016’da yapılan değişiklikle 2 yıl boyunca prim muafiyeti getirildi. Dolayısıyla, mezunlar iş bulana kadar sağlık sigortasından yararlanabilecek. Genel sağlık sigortasından 2 yıl süresince muaf olmak, gençlerin geleceğe ilişkin planlarını yapmaları açısından son derece önemli. Bu sayede kendilerine uygun
ILO Türkiye Ofisi’nin raporuna göre, genelde ücretsiz bakım işlerinin çoğu kadınlar tarafından yüklenildiğinden, bir kısım ev eksenli çalışan kadın için evden çalışmanın avantajları olduğu gibi artan bakım yükü gibi dezavantajları da var. Detayları inceleyelim…
Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş), toplumsal cinsiyet eşitliğinin geliştirilmesine yönelik farkındalık çalışmalarını uzun zamandır sürdürüyor. Türk-İş bünyesindeki kadın komisyonları, düzenlenen eğitim ve kampanyalar konunun önemine dikkat çekmek açısından önemli.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Türkiye Ofisi ve Türk-İş işbirliğinde geçtiğimiz hafta düzenlenen ‘Çalışma Yaşamı ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’ konulu etkinlikte kadınlar için insana yakışır işlerin sağlanmasında toplumsal cinsiyet eşitliğinin geliştirilmesinin ve sendikaların bu süreçteki rolünün önemine dikkat çekildi.
Sendikaların rolü
Sendikalar, çalışma yaşamının yanı sıra
İş yerinin devri İş Kanunu’nda, iş sözleşmesinin devri ise Borçlar Kanunu’nda düzenlenir. Peki sık sık yaşanabilen bu durum çalışanları nasıl etkiliyor? Gelin ayrıntıları birlikte inceleyelim...
İş yerinin veya iş yerinin bir bölümünün hukuki bir işleme dayalı olarak başka birine devredilmesi ‘iş yeri devri’ olarak adlandırılır. İş yerinin devri iki işveren arasında gerçekleşen bir işlem olmasına rağmen işçilerin alacak hakları üzerinde etkili olur.
İş sözleşmesinin devri ise var olan bir iş sözleşmesinin tüm hak ve borçları ile başka bir işverene devredilmesidir. İş sözleşmesinin devri sadece iki işveren arasında gerçekleşen bir işlem olmayıp işçinin de bu sürece dahi olması ve onaylaması ile mümkün. İkisinin de sonuçları büyük ölçüde benzer olmakla birlikte devrin yapılma şekli farklı.
Ekonomik birlik...
Yargıtay’a göre işyerinin devrinden bahsedebilmek için devredilen bölümün ekonomik birliği korunmalı. Yargıtay ekonomik birliğin korunmasında, yürütülen
Çalışanların genel sağlık sigortası primleri işverenleri tarafından ödeniyor. İşten ayrılanlar da bir müddet sağlıktan ücretsiz yararlanır. Ayrıntılarını inceleyelim...
Genel sağlık sigortası hayata geçtikten sonra Türkiye’de ikamet eden herkes genel sağlık sigortalısı olmuştu. 2012 yılından bu yana uygulanan genel sağlık sigortası, sağlık hizmetlerinin kapsamını nüfusun tamamına yaygınlaştırdı.
Çalışanların genel sağlık sigortası primleri işverenleri tarafından ödeniyor. Emekliler ve SGK’dan malullük, dul ve yetim aylığı alanlar ise prim ödemeden sağlık hizmetlerinden faydalanıyor. Bunun dışında işten ayrılanlar ve eşleri üzerinden sağlık hizmeti alan kişiler de eşlerinin ölümü sonrası bir müddet sağlıktan ücretsiz yararlanma hakkına sahipler.
Gelir testi kalkmadı
Genel sağlık sigortasının hayata geçmesi ile gelir testi ile tanışmıştık. Gelir testi ilk etapta genel sağlık sigortasına ödenmesi gereken prim miktarını da belirlemek için kullanılıyordu. Yapılan değişiklik sonrası genel sağlık sigortası primi sabitlenince gelir testi yalnızca primin kim tarafından
Koronavirüs salgını nedeniyle uzaktan çalışma, çalışma hayatının merkezine yerleşti. Uzaktan çalışmanın büyük önem taşıyan yönetmeliği de yürürlüğe girdi. İşin ‘yeri’nden çalışma saatlerine, hangi bilgi iletişim araçlarının kullanılacağından denetleyici mekanizmalara tüm hususlar açıklığa kavuşturuldu.Uzaktan çalışma, geleneksel anlamdaki işyeri dışında yapılan ve çoğunlukla akıllı telefonlar, tabletler veya bilgisayarlar gibi bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanıldığı işlerdeki çalışma biçimini tanımlıyor. Bu çalışma biçimi, işçi ve işveren arasında gönüllü olarak kurulan bir iş ilişkisine dayanıyor.
Uzaktan çalışma geleneksel istihdam modelleri ile tam olarak örtüşmediğinden işin yapılacağı yerin kararlaştırılması, çalışma saatleri ve programının belirlenmesi, hangi işlerin bu şekilde yapılacağı, hangi bilgi iletişim araçlarının kullanılacağı ve denetleyici mekanizmalar gibi hususların işçiyi koruma ilkesi gözetilerek açıklığa kavuşturulması gerekiyordu.
Günlük çalışma süresi 4 saat veya daha kısa olanlara 15 dakika, 4 saatle 7.5 saat arasında olanlara 30 dakika, 7.5 saatten fazla olanlara 60 dakika dinlenme süresi verilmesi şart...
Günlük çalışma süresine göre ara dinlenme süresi değişmektedir. Buna göre, günlük çalışma süresi 4 saat veya daha kısa olan işçilere 15 dakika, 4 saatten fazla 7.5 saatten düşük olan işçilere 30 dakika, 7.5 saatten fazla olan işçilere ise 60 dakika ara dinlenmesi verilmesi gerekiyor. İşçilerin işin ortalama bir yerinde dinlendirilmesini sağlayarak, iş sağlığı ve güvenliğinin korunması amaçlanıyor. Ara dinlenmesi işçilerin ihtiyaçlarını gidermeleri ve yemek yemeleri için olmazsa olmaz bir süre.
Sözleşmeyle çalışma süresi sayılabilir
Ara dinlenmeleri çalışma süresinden sayılmamaktadır. Ara dinlenmesi süresi için işçi ücret almamaktadır. Bireysel iş sözleşmesinde işveren ile işçi anlaşırlarsa veya işveren tek taraflı olarak isterse ya da toplu iş sözleşmesinde karar verilirse ara
Kadınların yaşadığı sosyo-ekonomik sorunlar salgınla daha da arttı. Cinsiyetler arası eşitsizliğin giderilmesi ve çalışma hayatında kadının desteklenmesi için daha çok çaba şart
Tüm kadınlarımızın 8 Mart Kadınlar Günü kutlu olsun. 8 Mart 1857 tarihinde, yani 164 yıl önce daha iyi çalışma koşulları için başlattıkları grev sonrasında meydana gelen olaylar yüzünden Amerika’daki bir tekstil fabrikasında 129 kadın işçi can verdi.
1910 yılında Danimarka’da düzenlenen Uluslararası Kadınlar Konferansı’nda bu kadınların anısına 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olarak anılmasına karar verildi. Türkiye’de ise 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında kutlandı. Yani, 100 yıldır kadınlar günü kutlanıyor.
Ancak başta çalışma hayatı olmak üzere sosyo - ekonomik yaşamda kadının yaşadığı sorunlar hala bitmiş değil. Ne yazık ki, Kovid-19 salgını kadınları daha fazla etkiledi ve kırılganlıklarını daha da artırdı.
Fırsat eşitliği şart
Dünya Bankası tarafından her yıl yayınlanan “Kadınlar, İş Dünyası ve Hukuk”
Kontrollü normalleşme kapsamında kamuda ‘esnek mesai’ bitti ama ‘idari izin’ sürüyor. Özel sektörde ise esnek çalışmanın sürmesi yerinde olacaktır
Pazartesi günkü kabine toplantısı sonrası koronavirüsle mücadelede “kontrollü normalleşme” dönemine girilmiş oldu. Bu dönemde il bazında uygulamaların hayata geçirilmesi ve belirli aralıklarla illerin durumunun değerlendirilmesi söz konusu olacak. Kontrollü normalleşme sürecinde kamuda mesai saatleriyle ilgili Cumhurbaşkanlığı Genelgesi de 1 Mart tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı.
Fedakârlık gösterdiler
Kamuda ‘esnek mesai’ bitti ama ‘idari izin’ devam ediyor. Özel sektörde ise esnek çalışmanın sürmesi yerinde olacaktır. Özellikle toplu taşımadaki yoğunluğun azaltılması için bu gerekli. Diğer yandan uzaktan çalışmaya geçen ya da sürdüren işverenlere de teşvikler getirilebilir.
1 Mart 2021 tarihinde yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Genelgesi’yle tüm Türkiye’de 26 Ağustos 2020 tarihinden itibaren