Alt işveren ilişkisi iş yükünü artırıyor

24 Mayıs 2017

Alt işverenlik ilişkisi hâlâ çalışma hayatımızın temel sorunu. Alt işverenlik bir yandan işçiler için güvencesiz istihdam demekken, işverenler açısından da belirsiz işgücü maliyeti, içinden çıkılmaz sorunlar anlamına geliyor.

İş Kanunu’nda getirilen temel yükümlülük hükmü asıl işverenin, yanında çalıştırdığı alt işverenin işçilerinin o dönemdeki bütün doğmuş alacaklardan birlikte sorumlu olmasını düzenliyor.

Davalarla boğuşmak

Alt işveren, kendi işçisinin ücretini ödemezse, işçi asıl işverene başvurarak ödenmeyen bütün ücretini ondan talep edebiliyor.

Durum fazla mesailerde, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinde, iş sözleşmesinden doğan tüm tazminatlarda da aynı şekilde. Hal böyle olunca, asıl işveren bazen mükerrer ödeme yapmak durumunda dahi kalabiliyor.

Asıl işveren alt işverene ödediği sözleşme bedelinin yanı sıra işçilerin ücretlerini ödemeyen alt işveren yerine geçerek bu borcu ödüyor. Devamında alt işverene karşı yıllarca süren rücu davalarıyla uğraşmak zorunda kalıyor.

İkiye katlıyor

Asıl işveren, taşeron işçilerinin tüm ödemelerini detaylı takip etmek zorunda.

Yazının Devamı

TÜM YÖNLERİYLE TOPLU SÖZLEŞME

22 Mayıs 2017

Çalışma şartlarımızı belirleyen temel kaynakların başında toplu iş sözleşmeleri geliyor. Toplu iş sözleşmesi yapma hakkı işçilerin uzun mücadeleler sonunda elde ettikleri, bugün çalışma hayatını derinden etkileyen temel güç niteliğinde. Hatta bu hakkın düzgün kullanımı, uzun vadede kanunları dahi etkileme, çalışma hayatına üst düzeyde yön verme imkanına sahip.

Toplu iş sözleşmesiyle kurulan sistemler, bu sözleşmeden yararlanmayanlar için yargı önünde bir uygulama örneği ortaya koyabilmekte, uzun vadede yargı kararlarını etkilemektedir. Bugünkü yazımızda bu denli etkiye sahip bir güç olarak, toplu iş sözleşmelerinin içeriği ve ne zaman çalışanları etkileyeceği üzerinde duracağız.

Toplu iş sözleşmeleri iş sözleşmelerini etkileyen bir kaynaktır. İşverenle işçi ilk kez karşı karşıya geldiklerinde arada kurulan sözleşme bireysel iş sözleşmesi olarak adlandırılmaktadır. Sendikanın işverenle veya işveren sendikasıyla yaptığı sözleşme ise toplu iş sözleşmesi olup, işçi bundan ancak işe girdikten sonra yararlanabilmektedir.

Toplu iş sözleşmeleri, işçinin bireysel iş sözleşmesini etkileyerek, bireysel iş sözleşmesindekinden kural olarak daha iyi haklar getirmektedir. Toplu iş sözleşmelerinde

Yazının Devamı

23 milyarlık yapılandırma

17 Mayıs 2017

Meclise geçtiğimiz hafta gönderilen kanun teklifi ile sigorta primleri yeniden yapılandırma kapsamına alınıyor. Bu sayede 23 milyar TL’lik primin yeniden yapılandırılması hedefleniyor. Sigorta prim borçlarının gecikme zamları ve faizleri silinecek. Ayrıca, taksitlendirme de yapılacak. Bu sayede, prim borçlularına önemli kolaylık sağlanmış olacak.

Hangi borçlar kapsamda?

Meclis gündemine gelen prim yapılandırması kapsamında neredeyse bütün sigorta primleri var. 2017 yılı Mart ayı öncesinde ödenmesi gereken 4/a, 4/b ve 4/c sigorta primleri yeniden yapılandırılacak. Bu sayede, SGK’ya prim borcu bulunan işverenler teşviklerden yararlanabilir hale gelecekler. Yürürlükte olan sigorta prim teşviklerinden SGK’ya prim borcu olan işverenler yararlanamıyor. Borç yapılandırması kapsamında borcunu yapılandıran ve ödemeye başlayan işverenlerin teşviklerden yararlanması söz konusu olacak.

Bağ-Kur’lu da kapsamda

Prim yapılandırması kapsamında kendi primini ödeyen 4/b’liler, yani eski adıyla Bağ-Kur’lular da var. Kendi dükkânı olan küçük esnaf çoğu kez kirasını ödeyip, giderlerini karşılıyor fakat sigorta primlerini ödemeye imkân bulamıyor. İşte bu nedenle, birikmiş sigorta primi borcu bulunan

Yazının Devamı

TOPLUMUN TEMEL TAŞI VE MUTLULUK KAYNAĞI AİLE

15 Mayıs 2017

Bugün başlayan hafta, yani 15 - 21 Mayıs tarihleri arası “Aile Haftası”. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 15 Mayıs günü, 1994 yılından bu yana Uluslararası Aile Günü olarak kutlanıyor.

Geleneksel olarak anne, baba ve çocuklardan oluşan aile, toplumun en temel sosyal parçası. Aile, toplumumuz için kutsaldır. Çünkü, Türk toplumunun dil, gelenek, görenek, din ve diğer özelliklerinin yaşandığı en küçük yapıtaşı ailedir. Öyle ki, Anayasamızın 41. maddesinde de “Aile toplumun temelidir“ denilerek ailenin öneminin altı çizilmiştir. Diğer taraftan, zaman içinde özellikle büyük kentlerde geleneksel aile yapısının değiştiğini görüyoruz. Bu anlamda, örneğin, evlenme yaşının yükselmesi, boşanmaların artması nedeniyle tek ebeveynli ailelerin sayısının artması gibi faktörler geleneksel aile yapısını değiştiriyor. Bu tür gelişmeler, sosyal politikalarını aile odaklı planlanmaya çalışan ülkemiz açısından son derece önemli.

Yüzde 74.4’ümüz mutlu...

Yaşam memnuniyeti araştırması sonuçlarına göre, 2016 yılı itibarıyla 18 ve üzeri yaştaki bireyler arasında kendilerini en fazla ailelerinin mutlu ettiğini ifade edenlerin oranı yüzde 70. Cinsiyetler açısından bakıldığında, kendisini en fazla

Yazının Devamı

KIDEMDE SENARYO ÇOK, KARAR YOK...

12 Mayıs 2017

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bürokratları, Kıdem Tazminatı Fon Sistemi hakkında çok farklı senaryolar içeren taslaklar hazırladılar. Bu senaryolar Ekonomik Koordinasyon Kurulu Toplantısı’nda, ekonomiyle ilgili Bakanlıklara da sunuldu. Bazı senaryolar kabul görüldü, bazıları ise kabul görülmedi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın dışında diğer Bakanlıklar da masaya yatırılan taslaklar üzerinde görüş bildirdiler. Sonuç olarak, üzerinde “tam kabul gören” bir metin henüz çıkmadı.

Getirilen görüşler çerçevesinde, Çalışma Bakanlığı teknik çalışmalarını tamamlamak üzere. Ancak kesin olan; birey hesabına dayalı kıdem fonunun devreye girecek olması. Bu fon aynen bireysel emeklilik sistemi gibi işleyecek.

Farklı olan husus, bu birey hesabına işverenin yanı sıra devletin de katkıda bulunacak olması.

Hatırlayacağınız üzere, kıdem tazminatı fon sisteminde devlet katkısı olacağını ilk kez köşemden dile getirmiştim. Bu kesin, ne var ki devlet katkısı ne kadar olacak, o konu henüz net değil.

Nasıl nemalanacak?

Bugünkü kıdem tazminatı sistemi, primli fon sistemine aynen dönüşse, fona yatırılacak prim oranı yüzde 8.33. Yani, bir yıla karşılık 30 günlük ücret. İşte hükümetin çabası, yeni

Yazının Devamı

Fazla çalışıyorsanız karşılığını isteyin!

10 Mayıs 2017

Uzun çalışma saatleri ile özel hayatın karşılaşmasında kazanan genelde ‘iş hayatı’ oluyor. Kişinin geçimini sağlamak için çoğunlukla tek geliri olan ücret, çalıştığı süreye göre belirleniyor.

Çalışanlar daha çok kazanabilmek için daha fazla çalışıyor. İşveren de ek işçi istihdam etmek yerine kişileri daha fazla çalıştırarak, ilave istihdamın getirdiği yüklerden kurtulabiliyor. Bugün fazla çalışmanın esaslarını değerlendireceğiz.

İş Kanunu, fazla çalışmayı haftada 45 saat üzerinde yapılan çalışmalar olarak tanımlıyor. Buna göre kişi haftada 45 saatin üzerinde çalışıyorsa ‘fazla çalışma’ yapmış oluyor.

Birçok işyerinde çalışanın 45 saati aşıp aşmadığı haftalık olarak değerlendiriliyor, haftanın bitiminde 45 saat aşıldıysa aşılan süre kadar fazla çalışma doğuyor.

Denkleştirme varsa

Fakat haftalık hesaplama zorunlu değil. İşçi ile işveren anlaşırlarsa ki, bu anlaşma genelde başta imzalanan sözleşmede onay şeklinde yer alır, denkleştirme uygulamasına başvurulabiliyor. Denkleştirmenin esası fazla çalışmanın, haftada 1 değil de, 2 ayı geçmemek şartıyla daha uzun sürelerde hesaplanmasına dayanıyor.

Örneğin, denkleştirme uygulandığında 1 haftada değil de, 4 haftada 180 saatin geçilip geçilmediğin

Yazının Devamı

SGK’da işler tıkırında

8 Mayıs 2017

Sosyal güvenlik beşikten mezara herkesi ilgilendirir. Ülkenin bütün vatandaşlarını koruma altına alan sosyal güvenlik şemsiyesi ne kadar geniş olursa vatandaşlar kendilerini o kadar güvende hissederler. Ülkemizin sosyal güvenlik sistemi mali açıdan olumlu göstergeler sunuyor. Bunun yanında sunulan hizmetlerin kalitesindeki artış da yalnızca maliyetin değil kalitenin de önemsendiğini ortaya koyuyor.

Nüfusun % 85’i kapsamda

Bir ülkede sosyal güvenlik sisteminin başarılı olarak addedilmesi için pek çok kriter bulunmaktadır. Bu kriterlerden belki de en önemlisi, sosyal güvenlik sisteminin nüfusun ne kadarını kapsadığıdır. 2016 yılı Aralık ayı verilerine göre Türkiye nüfusunun yüzde 85.5’i sosyal güvenlik sisteminin kapsamı içerisinde. Bu oran 2005 yılında yüzde 76’idi. Dolayısıyla, 11 yılda gelinen noktanın olumlu olduğunu söylemek mümkün.

Genel sağlık sigortası

Sosyal güvenlik sisteminin kapsamının en geniş boyuttaki uygulaması genel sağlık sigortasıdır. Ülkemizde 1 Ocak 2012’den itibaren uygulanmaya başlanan genel sağlık sigortası, Türkiye’de ikamet eden herkesin yararlandığı bir sağlık sigortasıdır. Türkiye’de ikamet eden herkesin kapsamda olduğu ve sağlık hizmetlerinden

Yazının Devamı

İşyeri değişikliği iyi niyetli yapılmalı

3 Mayıs 2017

İşe girerken imzalanan sözleşmeler çalışma şartlarımızı belirleyen temel metinlerdir. Çalışma şartlarımızın içerisinde, aldığımız ücretten çalışma sürelerine, kullanacağımız yıllık izinden alacağımız ikramiyeye kadar birçok konu yer alır. Fakat çalışma şartlarının içinde bir konu var ki çalışanın hayatını doğrudan etkiler, çalışanın çoğu zaman işi kabul edip etmemesini belirler, çalışıyorsa işi bırakmasına dahi sebep olabilir. Bu husus çalışanın işyeridir. İşyerinin bulunduğu mevki veya işyeri değiştirilecekse işçinin gideceği yeni yer, çalışanın hayatını kökten değiştirme özelliğine sahiptir. Çalışan yaşadığı
yere üç saat uzaklıktaki bir yere gidecekse ya taşınması gerekecek ya da işi bırakması gerekecektir.

İşyeri değişikliği esaslı değişiklik oluşturabilir

Çalışan, işyerinin baştan yaşadığı yere uzak olduğunu biliyorsa, işi kabul edip etmemeye ona göre karar verecektir. Ya taşınacak ya da her gün o uzak işyerine gidip gelmeyi göze alacaktır. Fakat esas sorun çalışanın işyerinin işe başladıktan sonra değiştirilmesinde doğuyor. Ülkemizde birçok işverenin tek bir işyeri bulunmuyor, bu işyerleri bazen birbirlerine yakınken bazen birbirlerinden çok uzak olabiliyorlar. İşverenler

Yazının Devamı