Türk Serbest Mimarlar Derneği’nin Mimarlık Ödülleri geçen hafta sahiplerini buldu.
Yapı Ödülü’nü Kıbrıs Uluslararası Üniversitesi, Bilim ve Teknoloji Merkezi’yle gurur duyduğumuz Kıbrıslı Türk mimar Saffet Kaya Bekiroğlu aldı.
SAFFET KAYA
Saffet Kaya Bekiroğlu, Londra, Lefkoşa ve İstanbul’da çalışmalarına devam ediyor.
İTÜ Mimarlık Bölümü’nde eğitim gördükten sonra yüksek lisansını ABD’de UCLA’de (Kaliforniya Üniversitesi, Los Angeles) tamamladı.
Greg Lynn, Frank Gehry ve Zaha Hadid gibi çok değerli mimarların büyük projelerine imza attı, daha sonra kendi ofisini kurdu.
Hatırlayacaksınız, daha önce Saffet Kaya Bekiroğlu’nun katıldığı Los Angeles kültür-sanat hayatının kalbi olan sanat müzesi LACMA’nın (Los Angeles County Museum of Art) değişimine karşı düzenlenen “LACMA not LackMA” yarışmasında jüri ve halk oylamasında da kazanan Saffet Kaya Design’ın “Reimagining/Restructuring” (Yeniden Hayal Etmek/Yeniden Yapılandırmak) isimli projesiydi.
Nusret’le çok beğendiği İtalyan restoran markası Cipriani’yi kendi oteli Park Hyatt Maçka Palas’ta açması şerefine buluştuk. Bu bir röportaj değil, iki eski arkadaşın durum değerlendirmesi.
"2007’de İstinye Park Günaydın’da çalışıyordum, Nişantaşı City’s yeni açılmıştı, patronum beni City’s’de çalışmaya gönderdi. Üç otobüs değiştirip tam Park Hyatt’ın (o zamanki adıyla Maçka Palas) karşısında durakta indim. İşte bu binayı hayatımda ilk görüşüm o an. Bu binayı, bu ihtişamı, önündeki insanları görünce ezilmemek mümkün değildi. Hemen saygıdan önümü ilikledim, önünden öyle yürüdüm. İşte şimdi aradan 15 yıl geçti ve bu bina benim oldu ve şimdi başka bir şey haline getiriyorum.”
İşte arkadaşım demekten gurur duyduğum Nusret (Gökçe), Cipriani’nin cuma akşamki özel açılışından önce, hafta başı kendisiyle yeni restoranı gezerken böyle anlatıyor. Evet, haklısın, bu binayı çok güzelleştirdin diyorum.
Maç
Dün akşam Bomontiada Kilimanjaro’da gerçekleşen gala yemeğiyle 212 Photography Istanbul resmen başladı.
Festival, beşinci yılını kutluyor, bunu yaparken de festivalin kurucusu Handan Yılmaz ve direktörü Banu Tunçağ programın tüm şehre yayılmasına odaklandı.
6-16 Ekim tarihlerinde T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nın katkılarıyla gerçekleşecek olan 212 Photography Istanbul, bu yıl İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Daire Başkanlığı ve Kültür AŞ ile de iş birliği yaptı.
Çünkü bu yıl en çok önemsedikleri nokta şehrin festivali olmak ve kamusal alanlarda festival takipçilerinin karşısına çıkmak.
Akaretler Sıraevler ve Yapı Kredi bomontiada’nın ana mekân olduğu festivalde, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi, St. Benoît Kilisesi, Kale Tasarım ve Sanat Merkezi, Taksim Sanat, Institut Français, Yeldeğirmeni Sanat, ALAN Kadıköy de diğer mekânlar arasında.
Paralel mekânlar ise Evin Sanat Galeris
Pazar akşamı duyduk acı haberi, müzisyen Onur Şener’in Ankara’da akıl almaz bir nedenle, akıl almaz bir şekilde öldürüldüğünü.
Başlık: Ankara’da feci olay! İki kişi, istek şarkılarını bilmeyen müzisyeni öldürdü.
Öldürülen müzisyen Onur Şener, Ankaralıların çok sevdiği, saygı duyduğu biriydi, TED Ankara Koleji mezunuydu.
Daha 45 yaşındaydı, evli ve bir kız çocuk babasıydı.
Onur Şener’den bir istek şarkı talebinde bulunan saldırganlar, şarkıyı bilmediği için mekân çıkışında cam şişelerle şiddet uygulayarak, Onur Şener’i öldürdüler.
Üstelik, bir istek parçayı, bir insan hayatından daha çok önemseyen bu canilerin kamu çalışanı oldukları iddia ediliyor.
Bu doğruysa daha da fena.
Seyahati sevenlerin tavsiyelerine kulak verdiği Financial Times seyahat editörü Tom Robbins, “Çok az ülke Türkiye gibi manzara ve kültürel olanaklara sahip” diyor.
Son 12 yıldır Financial Times okuyucuları için en ilgi çekici yeni destinasyonlarla seyahat trendlerini şekillendiren Tom Robbins ile Marka Konferansı’nda pandemi sonrası seyahat endüstrisindeki kritik dönemeçi konuştuk.
*Pandemi neyse ki geriliyor; seyahat endüstrisi için her şey normale mi döndü?
Küresel olarak turist sayısı hâlâ düşük ve belli ki bazı ülkeler -özellikle Çin- kapalı kalmaya devam ediyor, ancak Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi’nin tahminlerine göre, gezgin sayısı 2023’ün sonunda 2019 seviyelerine dönecek. Krizin geçtiğini ve hepimizin normale dönebileceğini düşünebilirsiniz, ama benim savım, pandemiden önce bile turizmin, krizde değilse bile, en azından bir tür kritik dönemece ulaştığı yönünde olurdu.
*Neden, sorun neydi?
Birincisi, insanlar turistleri pek sevmezler. Getirdikleri
Marka 2022, ‘Remastered’ temasıyla bugün ve yarın Tersane İstanbul’da gerçekleşecek.
Ayşegül Yürekli Şengör’ün düzenlediği Marka Konferansı bu yıl 21. yılını kutluyor.
Konferansta yarın iki konuğum olacak.
Kalyon Holding ve İGA Yönetim Kurulu Üyesi, Türkiye Tasarım Vakfı kurucusu, GYODER Başkanı Mehmet Kalyoncu ile “Tasarımla dönüşmek ve sosyoekonomik fayda yaratmak” üzerine konuşacağız.
Financial Times’ın ödüllü seyahat editörü Tom Robbins’le ise “Bir devrilme noktasında seyahat: Küresel seyahat endüstrisi pandemi sonrası nasıl ilerliyor” konusunu ve turizmin geleceğini konuşacağız.
Wallpaper dergisini bugünkü konumuna getiren efsane yayın yönetmeni, tasarım danışmanı Tony Chambers da tasarım temalı bir konuşma yapacak ve sahnede Jovan Jelovac’ı ağırlayacak.
Bu yıl Marka Konferansı’na Halil Altındere ve Taner Ceylan gibi çok değerli çağdaş sanatçılarımız da konuşmacı olarak katılacak.
Son zamanların en değerli koleksiyonlarından biri Christie’s’de açık artırmaya çıkıyor.
Peki ama 1 milyar dolardan fazla gelir elde edilmesi beklenen müzayedede satışa çıkacak koleksiyon kime ait?
Paul Allen’a.
Paul Allen, Microsoft’un kurucu ortaklarından biriydi ama kendisi Bill Gates kadar ön planda olmayı tercih etmedi.
1990’ların sonlarında, koleksiyonundaki eserleri dünyadaki müzelere genellikle isimsiz ödünç vererek halkla paylaşmaya başladı.
2018’de öldüğü zaman, dünyanın en zengin 27. insanıydı.
Ölümünün ardından mirasının yönetimi kız kardeşi Jody Allen’a geçti.
Alaçatı’daki Barbun, Alancha ve Yek ile tanıdığımız şef Kemal Demirasal Londra’ya taşındı, pandemide eve sipariş platformu Yek London’u kurdu, şimdi ise Notting Hill’de açtığı ocakbaşı restoran The Counter ile gündemde
Londra’nın filmlere fon olan mahallesi Notting Hill’de Golborne Road’dayız. Sevdiğimiz şef Kemal Demirasal’ın The Counter adlı yeni ocakbaşı restoranında. Kemal Demirasal’ı Alaçatı’da Barbun’la tanımıştım ilk, daha sonra Alancha’yı açtı. Tam 6 yıl önce The World’s 50 Best Restaurants’ın “Ortadoğu’nun keşfedilecek altı restoranı” listesine de girdi Alancha ile. “Anadolu ve Türk mutfağının çağdaş yorumları” diye özetlemişti Laura Price yazısında restoranın sırrını.
Alaçatı’daki Alancha’yı özgün kılan şeyin “Anadolu mutfağını misyon edinen şef Kemal Demirasal” olduğunu da eklemişti.
Fıstıklı kebap, balık ekmek ve baklava gibi lezzetleri ön plana çıkarıyor da demişti. Hatırlayacaksınız o yaz ilk defa New York Times, “Gastronominin öne