Ünlü şef Londra’da ocakbaşı açtı

Alaçatı’daki Barbun, Alancha ve Yek ile tanıdığımız şef Kemal Demirasal Londra’ya taşındı, pandemide eve sipariş platformu Yek London’u kurdu, şimdi ise Notting Hill’de açtığı ocakbaşı restoran The Counter ile gündemde

Londra’nın filmlere fon olan mahallesi Notting Hill’de Golborne Road’dayız. Sevdiğimiz şef Kemal Demirasal’ın The Counter adlı yeni ocakbaşı restoranında. Kemal Demirasal’ı Alaçatı’da Barbun’la tanımıştım ilk, daha sonra Alancha’yı açtı. Tam 6 yıl önce The World’s 50 Best Restaurants’ın “Ortadoğu’nun keşfedilecek altı restoranı” listesine de girdi Alancha ile. “Anadolu ve Türk mutfağının çağdaş yorumları” diye özetlemişti Laura Price yazısında restoranın sırrını.

Alaçatı’daki Alancha’yı özgün kılan şeyin “Anadolu mutfağını misyon edinen şef Kemal Demirasal” olduğunu da eklemişti.

Fıstıklı kebap, balık ekmek ve baklava gibi lezzetleri ön plana çıkarıyor da demişti. Hatırlayacaksınız o yaz ilk defa New York Times, “Gastronominin öne çıktığı bir Ege kıyısı” diye anlatmıştı Çeşme’yi. Zeytin, sakız, enginar gibi yerel lezzetlerin ve şarap bağlarının, Noma’dan ilham alan Alancha’dan, İstanbul ve İzmir’den transfer olan restoranların etkisinden bahsetmişti.

Alancha ilk açıldığında, “İstanbul’da olmalıydı” demiştik.

Oysa şef Kemal Demirasal, yerel malzemenin öneminden bahsetmiş ve Alaçatı’da olmaktan mutlu olduğunu anlatmıştı defalarca.

Aradan sadece 1.5 yıl geçtikten sonra ise Alancha İstanbul açıldı ama giderek gastronomiden uzaklaştı ve şef Kemal Demirasal da Alancha’yla vedalaşıp karşımıza Alaçatı’da Yek ile çıktı.

Aradan yıllar geçti, pandemi döneminde ise Kemal Demirasal Yek London diye bir eve yemek siparişi platformu kurdu.

Şimdi ise Londra’da The Counter adlı yeni bir restoranı var.

Baklava 2.0

The Counter’da ocakbaşına diziliyoruz, Accor Group’un CCO’su Yiğit Sezgin, gazeteci Arda Sayıner ve dünyaca ünlü sommelier İsa Bal ile. Beyaz çikolatalı babaganuş, yaprak aşı, Antalya piyazı ve vişneli gavurdağı ile başlıyor menü.

Humustan kelle paçaya, ciğer şişten uykuluk kokoreçe paylaşımlık ara sıcaklarla devam ediyor. Ana yemeklerde ise tavuk beğendiden çökertme kebabına seçenek çok.

Tüm yemeklerde olduğu gibi ana yemeklerde de şef Kemal Demirasal’ın yorumu öne çıkıyor.

Final ise keşkül, supangle ve baklava 2.0 ile yapılıyor.

Baklava 2.0 gerçekten de baklavanın yeni hali, baklava sevmeyenlere bile kendini sevdirtecek kadar iddialı.

Yemeklere bir de kokteyl menüsü eşlik ediyor, benim favorim şalgam suyu ve mezcal ile hazırlanan şalgam kokteyli oluyor.

Bu arada Edremit tahini, Hatay baharatları, Gaziantep fıstığı, Tüfekçi Karadayı’nın Tarsus bıçakları gibi bilgiler içeriyor menü.

Kemal Demirasal ile ocakbaşının üstüne Faruk Malhan tasarımı koleksiyon fincanlarda bir Türk kahvesi içiyoruz.

Tam da o sırada İsa Bal, Türk kahveli martini yapmaya karar veriyor ve işte Michelin yıldızlı sommelier’in elinden bir de Türk kahveli martini tatma şansım oluyor.

Daha sonra İsa Bal’ın Londra’daki restoranı Trivet’e gitmek için sözleşiyoruz, onu da ayrıca yazacağım.