GÜLRİZ SURURİ'NİN NESİN VAKFI VASİYETİ

8 Ocak 2019

“Babamın sevgili dostları, benim ise çocukluğumdan beri hayranlıkla izlediğim Gülriz Sururi ve Engin Cezzar, bu dünyaya veda etmeden önce, bir dairesinde yaşadıkları Gümüşsüyu’ndaki beş katlı binayı bir kültür ve sanat evi yapılmak üzere Nesin Vakfı’na bıraktılar. Böylece hayatımıza yeni bir yön verdiler.”

Ali Nesin’in Nesin Vakfı dostlarına yazdığı mektup böyle başlıyor.

Daha sonra sözü eski Vakıf çocuğu, yeni Vakıf yöneticisi Süleyman Cihangiroğlu alıyor.

Gülriz Sururi’yi ilk kez 23 Nisan 1993’te TV programında Aziz Nesin ve iki vakıf öğrencisini konuk etmesiyle tanıdığını anlatarak başlıyor.

“Aradan yıllar geçti, Gülriz Hanım’ı bir daha görmedim. O sıralar pek sık olurdu bu; bir gelir, yüzünü bize gösterirdi, sonra da yok olurdu. Aziz Nesin’den sonra birçoğu hepten yok oldular, sanki hiç hayatımıza girmemişler gibi” diye devam ediyor.

Sonra Nisan 2016’da Gülriz Hanım bağış yapmak için arıyor ve buluşuyorlar.

“Uzun uzun sohbet ettik. 1993’teki televizyon programının yapıldığı günü konuştuk, benim de o sırada Vakıf’ta öğrenci olduğumu ve programa katılmayı çok istediğimi söylediğimde şaşırdı, gülümsedi. “Şimdi ise yöneticiliğini yapıyorum Vakfın” dedim, sevindi, ‘Demek Aziz Bey doğru

Yazının Devamı

Hedef, gastronomiyle lig atlamak

6 Ocak 2019

Gastronomi ile turizmde bir üst lige çıkılabileceğini TURYİD’in geçen nisan ayında düzenlediği Gastroekonomi Zirvesi’nden beri konuşuyoruz. Neyse ki olumlu adımlar atılıyor, gündemdeki Turizm Geliştirme Fonu da bu süreçte en önemli gelişme.

Hakkasan, Wagamama, Busaba gibi restoran zincirlerinin yaratıcısı Alan Yau, “Yemek en güçlü duygu” diye başlamıştı gastronominin önemini anlatmaya. Serotonin ve dopamin hormonlarını salgılamamıza yol açtığı için. 1992’de kendi yarattığı Wagamama markası öncülüğünde o yıllarda dünyada esamesi okunmayan ramen pazarının geçen yıl 24.4 milyar dolar büyüklüğüne ulaştığını anlattı. Şimdi de Londra’da kurduğu Yamabahçe markasıyla pideyi dünyaya tanıtırken 134 milyar dolarlık global pizza pazarına pide ile yaklaşabileceğimize inanıyor. Türkiye’yi İspanyol, Fransız, İtalyan, Japon ve Çin mutfağı gibi dünyanın en popüler 5 dünya mutfağının ligine çıkarmak için çözümler de açıkladı: “New York, Londra, Tokyo gibi şehirlerde 3 Michelin’li restoranlarla mutfağınızı temsil edin; İstanbul ve Gaziantep’e Michelin yıldızını getirin, Gaziantep’i San Sebastian yapın” dedi. “Sosyal medyada dijital yemek içeriği paylaşın, Türkiye yemekleri ve malzemeleri için ürünün

Yazının Devamı

AĞZINDAN ÇIKANI KULAĞI DUYMAYANLARA...

5 Ocak 2019

Annenize, babanıza, kardeşinize, eşinize, çocuğunuza zaman zaman öfkelenebilirsiniz, beğenmediğiniz özellikleri hakkında atıp tutabilirsiniz, zaman zaman acımasızca eleştirebilirsiniz, hatta birbirinize küsüp barışabilirsiniz.

Aile arasında son derece normal şeyler bunlar.

Kimse kimseyi her şeyiyle beğenmek ya da kabul etmek zorunda değil.

Aynı şekilde, bir vatandaş olarak ülkenizi sonuna kadar eleştirebilirsiniz, her alınan kararı beğenmek zorunda değilsiniz, kendi fikrinizi açıkça söyleyebilir, kendi idealleriniz için savaşa da bilirsiniz.

Ama bunu aynı aile arasında olduğu gibi, ülkenizde de kendi aranızda yapmanız gerekiyor.

Çıkıp da uluslararası bir mecrada ülkeniz aleyhinde konuşmaya başladığınız anda çok sevdiğinizi söylediğiniz ülkenize ve insanlarına asıl zararı siz veriyorsunuz.

Bkz. New York Times’ta yayımlanan Türkiye’den göçü inceleyen makale.

Memnun olmadığınız için ya da başka bir nedenle başka bir ülkeye gitmiş olabilirsiniz, ama bu, size yabancılara kendi ülkenizi karalama hakkını vermiyor.

Yazının Devamı

GÜLE GÜLE GÜLRİZ SURURİ!

3 Ocak 2019

Sadece sanatçılığıyla değil, aynı zamanda örnek bir Cumhuriyet kadını olmasıyla da hepimize gerçek bir rol modeliydi.

‘Gülriz gibi yaşlanmak’ başlığıyla paylaştığı bilgiler de, 90 yaşında elinde iPad’iyle aynadan kendi çektiği bikinili fotoğrafıyla da hepimize önemli dersler verdi.

Hem her yaşta çağa ayak uydurmak gerektiği konusunda hem de her yaşta bedenimize, sağlığımıza dikkat etmemiz, özen göstermemiz konusunda.

Her zaman zarif, bakımlı ve mükemmeliyetçiydi.

Sadece hayatı değil, vedası da kendisine yakışır şekilde oldu.

Birikimini Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nden Ali Nesin Matematik Köyü’ne, İKSV ile birlikte oluşturduğu tiyatro ödülüne ayırdı.

Kalabalık bir cenaze, şaşaalı bir tören de istemedi.

Yazının Devamı

10 YILLIK BÜYÜK EMEK

1 Ocak 2019

Yılın ilk gününe olumlu başlıyoruz, umut veren güzel gelişmelerle.

Daha dün gibi hatırlıyorum bundan tam 10 yıl önce Aya İrini’de gerçekleşen Çağdaş Eğitim Vakfı Kutup Yıldızı gecesini.

Projenin mimarı Berrin Yoleri ile o zaman tanıştım ve ÇEV’in Genç Yetenekler Projesi’nin temelinin atılmasına bizzat şahit oldum.

Zaman zaman Berrin Yoleri sayesinde genç yeteneklerle bir araya gelme fırsatım da oldu, anılarını mutlulukla dinledim ve her zaman daha da çok desteğimizi hak ettiklerine inandım.

ÇEV’den genç yeteneklere destek

Bir örnekle devam edelim.

Bir Türk trombonist İsviçre’de çok önemli bir müzik okulunun sınavına gider.

Yazının Devamı

Yıl sonu raporu-2

30 Aralık 2018

2018 değerlendirmemize geçen hafta kaldığımız yerden devam ediyoruz. İşte bir yıl böyle geçti…

En çok konuşulan sergiler: Akaretler Sıraevler’deki Füreya sergisi ve Sakıp Sabancı Müzesi’ndeki Ai Weiwei sergisinden sonra yılın en çok ses getireni Pilevneli Gallery’deki Refik Anadol sergisiydi. Murat Pilevneli, 2018’in sonlarına doğru Pilevneli Gallery’ye Mecidiyeköy’de eski likör fabrikasında açtığı ikinci şubesiyle de adından söz ettirdi.

Yılın filmi: ‘Ayla’, gişede çok başarılı oldu ama sinema eleştirmenleri de basın da Ayla’ya hak ettiği değeri ve yeri vermedi. Daha çok yapımcı Mustafa Uslu ve yönetmen Can Ulkay’ın senarist Yiğit Güralp’le arasındaki gerilime odaklanıldı. Film, çok iddialı pazarlandı, Türkiye’nin yabancı film kategorisinde en iyi film Oscar aday adayı oldu, ama adaylar arasına girmeyi başaramadı. “In the Fade Of” (Solgun) adlı yeni filmiyle Cannes Film Festivali’nde ana yarışmada yer aldı, Michael Haneke, François Ozon gibi usta yönetmenlerin filmleriyle yarıştı Fatih Akın. “Solgun”, Fatih Akın’a olmasa da başrolü verdiği Diane Kruger’a En İyi Kadın Oyuncu ödülünü getirdi. Daha sonra ise Altın Küre’de En iyi Yabancı Film ödülünü aldı.

Yılın konseri: Efsane müzik

Yazının Devamı

2018'DE POPÜLER KÜLTÜRDE NELER İZ BIRAKTI?

29 Aralık 2018

En heyecanlı soruşturma: Nisan ayında Mark Zuckerberg’in ABD Senato soruşturmasında 5 saatlik ifadesini film izler gibi soluksuz izledik. 80 milyar dolarlık Facebook’un kurucusu alıştığımız rahat halinden çok farklıydı, dataları kötüye kullanmakla suçlanırken.

Teknoloji devlerinin geleneksel medyaya yatırımı: Salesforce.com adlı müşteri ilişkileri yönetimi yazılımıyla Forbes dergisine göre 6.7 milyar dolarlık bir servete kavuşan Marc Benioff efsane Time dergisini 190 milyon dolara Meredith Corp’tan aldı. Bu hamle teknoloji kahramanlarının bile geleneksel medyanın gücüne ve güvenirliliğine hâlâ inandığını gösterdi.

MeToo: Hollywood’da bir ilk yaşandı, Harvey Weinstein, önce şirketinden sonra özgürlüğünden oldu. MeToo hareketinin güçlenmesiyle kadına taciz ve şiddet konusunda daha da bilinçlendik. Bkz. Sıla-Ahmet Kural olayı.

Yılın marka iş birliği: New York Post gazetesi, her ürünü anında satan ve daha sonra internette fahiş fiyatlara yeniden satışa çıkan Supreme markasının logosunu 1. sayfaya bastı. Sonuç, gazete satış rekorları kırdı, anında tükendi ve daha sonra internette fiyatının onlarca katına açık artırma sitelerinde yeniden satışa çıktı. Pazarlamanın ve global bir markanın

Yazının Devamı

D.REAM'DE YENİ DÖNEM

27 Aralık 2018

Yeme-içme sektöründeki en önemli gelişmelerden biri geçtiğimiz günlerde yaşandı ama henüz basına yansımadı.

Doğuş Grubu’nun yeme-içme-eğlence şirketi D.ream’in Türkiye CEO’luğuna genç ama sektörün çok içinden bir isim Umut Özkanca getirildi.

Umut Özkanca, Borsa Restaurantlarının kurucusu Rasim Özkanca’nın oğlu, çocukluğundan beri işin içinde.

ABD’de Bentley College’da ekonomi okuduktan sonra New York’ta French Culinary Institute’da aşçılık eğitimi de alıyor.

İstanbul’a geri döndüğünde ise daha 21 yaşında Loft’u açıp şehrin en popüler restoranlarından biri haline getirmeyi başarıyor.

Daha sonra İstinye Park’ta Masa ve ardından da Zorlu Center’da
Parle’yi açıyor.

Bu arada hedefi büyütüyor, “Bir rüyam var, mutfağımızı yurt dışında tanıtacağım, ilk high - end restoranı açacağım” diyor.

Yazının Devamı