Cumartesi gündüz saat 14.00 civarı Maslak Ayazağa istikametine doğru müthiş bir trafikle milim milim ilerliyoruz.
Belli ki herkes aynı yere gidiyor, Volkswagen Arena’da bir şeyler oluyor.
Kalabalığı görünce sanırsınız bir pop ya da rock konseri ya da stadyumda bir futbol maçı.
Oysa binlerce insanı cumartesi günü bir araya getiren şey bir klasik müzik konseri.
Sıradan bir klasik müzik konseri değil tabii, Fazıl Say, Truva ve İzmir eserlerini İstanbul’da ilk kez çalıyor.
Öncesinde de Yekta Kopan ile birlikte İzmir’in ve Truva’nın hikâyelerini konuşuyor.
Truva, Çanakkale Belediyesi’nin sipariş işi.
2018’de sosyal hayatta en çok neler konuşuldu, en sık nerelere gidildi, nerede nasıl deşarj olundu? Buyrunuz kısa bir yıl sonu değerlendirmesi...
Nusret fenomeni: Miami’den sonra New York’ta da çok başarılı oldu. Kapalıçarşı’da Sandal Bedesteni’nde Nusr-et açıldı. Şimdi sırada Londra, Los Angeles, Las Vegas, Boston ve Dallas var.
Sağlıklı yaşam takıntısı: Bi Nevi Deli’den sonra Gabriela Palatchi Elhadef’in Arnavutköy Kuruçeşme hattında açtığı Gab Foods sağlıklı yaşam meraklılarının gözdesi oldu. Her ne kadar fiyatları yüksek olsa da.
Ortadoğu mutfağı yükselişte: Los Angeles’ta Soho House West Hollywood’un sevilen restoranı Naavah, Tepebaşı’na Soho House İstanbul’un terasına geldi. Nişantaşı’na Lübnan restoranı L’Orient açıldı.
En İyi 50 Listesi’ne girdik: Mehmet Gürs’ün restoranı Mikla, bu yıl 44’üncü olarak En İyi 50 Restoran listesine yükseldi.
Uluslararası markalar yazın çıkarma yaptı: Simi’nin popüler restoranı Manos bu yaz Hisarönü’nde DMaris’teydi. Üstelik DMaris, diğer restoranları da düşününce -bkz. Rüya, Zuma, Nusr-et, La Guerite…-bu kadar çok uluslararası restoran markasını aynı çatı altında buluşturdu.
Akmerkez’deki New York orijinli İtalyan restoranı Serafina,
Avrupa’dan ABD’ye şehir şehir geziyor, biletleri satışa çıkar çıkmaz saniyeler içinde tükeniyor, turneye çıkmış rock starlar gibi büyük bir coşkuyla karşılanıyor.
Üstelik bir müzisyen ya da film yıldızı da değil.
Yine de stadyumlarda çıkıyor sahneye ve tribünlere oynuyor.
Michelle Obama’dan söz ediyorum, ‘Becoming’ adlı kitabı için dünyayı geziyor.
Amerikan tarihine birçok moda tasarımcısı da kazandırdı Obama, Beyaz Saray’daki first lady’lik görevi süresince özellikle kendilerini tanıtma şansı olmayan moda tasarımcılarını destekleyerek.
Şimdi ise kitap turnesinde New York’ta Sarah Jessica Parker ile birlikte sahneye çıktı ve ilk defa Sex and The City’deki Carrie rolüyle ayakkabı tutkusunu eşleştiren ve hatta bir ayakkabı markası da yaratan Sarah Jessica Parker’ın ayakkabılarını da gölgede bıraktı.
Sadece ayakkabılarını değil, tüm ayakkabı dolabını da...
Yeme-içme dünyasının önemli isimleri bu hafta Swissotel’de buluştu, kardeş gazetemiz Hürriyet’in Karaca iş birliğiyle hayata geçirdiği İncili Gastronomi Rehberi için.
Henüz ikinci yılında olmasına rağmen, Müge Akgün yönetimindeki İncili Gastronomi Rehberi çok yol aldı ve sektörün büyük bir bölümünü bir araya getirmeyi başardı.
Daima kendi mekânları başında görmeye alışık olduğumuz isimler ilk defa bir gecelerini başka bir mekânda, başka mekân sahipleriyle bir arada geçirdi.
Tecrübeyle sabit, böyle ödüller, yıldızlar, inciler listeleri yapmak kolay değil.
Bu gibi durumlarda proje koordinatörlerinin de müfettişlerin de işi çok zor.
Birini mutlu ederken, birini mutsuz etmek kaçınılmaz çünkü.
Her yıl aralık ayının en heyecanla beklenen gecelerinden biri, İstanbul Modern Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı ev sahipliğindeki Gala Modern.
Sadece katılan 500 kişi için ya da çağdaş sanat piyasası için değil, hepimiz için. Çünkü amaç, İstanbul Modern’in yaşamına ve tabii eğitim programlarına katkıda bulunmak.
Gala Modern sayesinde 9 yılda bugüne kadar 502 bin çocuk ve genç sanat eğitiminden yararlandı.
Bu yıl ise hedef 20 bin çocuk ve gence daha ulaşmak.
Hatta bu yüzden gecenin destek çağrısı, 18-25 yaş arası 20 bin gence her salı ücretsiz müze deneyimi sunan “Genç Salı” projesi için yapıldı.
Gala Modern, bu yıl İstanbul Modern’in Karaköy Antrepo’dan Beyoğlu’ndaki geçici mekânına taşınması nedeniyle ilk defa müze dışına taşındı ve Hasköy Yün İplik Fabrikası’nda yapıldı.
Tabanlıoğlu Mimarlık ve dDf’in dokunuşlarıyla fabrika baştan yaratıldı.
Carlo Bernardini’nin yemekleri de harikaydı.
Türkiye’de genç sanatçıların işlerinin önemli koleksiyonerlere ulaştırılabilmesi konusunda sevindirici gelişmeler oluyor.
Genç sanatçılarımızın ilk şansı Mamut Art Project’ti, işlerini koleksiyonerlere tanıtabilmek için iyi bir fırsattı.
Geçen yıl itibarıyla ise genç sanatçılar için artık yeni bir fırsat daha var: BASE.
BASE, bir sanat buluşması.
Geçen yıl 5 günde 10 bin kişi tarafından ziyaret edildi.
Tüm Türkiye’nin bu yıl mezun olan yeni nesil sanatçılarını ilk kez İstanbul’da Galata Rum Okulu’nda aynı çatı altında bir sergide buluşturdu.
20 şehirde 31 üniversiteden 108 sanatçıya ait 116 yapıta ev sahipliği yaptı.
4 gün boyunca BASE Talks’ta birbirinden değerli konuşmacıları da ağırladı.
Conde Nast Traveler gibi seyahat dergilerinde sevindirici haberler görmeye başladık, “Artık Türkiye’ye geri dönme zamanı” diyorlar.
İstanbul ve Bodrum’u 2019’un en gözde destinasyonları arasında sayıyorlar.
Zaten günlük hayatımızda da olumlu gelişmeyi görüyoruz.
Dün Hilton Bomonti’de başlayan, Milliyet’in de sponsorlarından olduğu Marka Konferansı ve sonrasında Soho House’da gerçekleşen Marka yemeğinde ilginç birçok yabancı misafir vardı.
Aralarında son bir haftadır kilitlendiğimiz bir isim de vardı.
Kendisi son 3 yıldır Marka Konferansı’nın konuşmacılarından.
Geçen yıl sahneyi GQ İngiltere’nin efsane yayın yönetmeni Dylan Jones’la paylaşmıştı.
Twitter gibi herkesin klavye silahşörü kesildiği bir mecra yarat, bütün dünyayı her konuda ses çıkarmaya teşvik et, bundan milyon dolarlar kazan, ondan sonra da kendine doğum günü hediyesi olarak Myanmar’da konuşmanın yasak olduğu 10 günlük bir Vipassana meditasyonu seç. Ve tabii bunu yaparken Myanmar’da yaşananlara da kayıtsız kal.
İşte böyle ironiler üzerine kurulu hayat. 10 gün boyunca çok sınırlı şartlarda yaşayıp, hiç konuşmadan, sadece meditasyon yaparak kendini tanımaya çalışıyor Twitter’ın kurucusu Jack Dorsey.
Zihninin en derinine inip yeniden programlamaya çalışıyor.
“Saatlerce beton üstünde kımıldamadan oturup ağrılarınızla yüzleşmek tüm acılar ve zevkler geçicidir gerçeğini öğretiyor, konsantrasyonu artırıp dünyevi zevklerden vazgeçmeyi öğreneceğim” diyor. “Meditasyon rahatlatıcıdır sananlar yanılmasın, vipassana acı verici ve hem fiziksel hem zihinsel olarak çok yorucu, daha derine indikçe daha da çok yoruluyorsunuz” diye anlatmaya devam ediyor.
İçinde sadece bir yatak olan mütevazı odasının fotoğraflarını da paylaşıyor Twitter hesabından.
Hiçbir elektronik kullanmadan, Apple watch ve Oura yüzüğünü bile uçuş modunda tutarak, okumadan, yazmadan, spor yapmadan, müzik