Spor bahane öyküler şahane

20 Ekim 2016

Bu köşede, bugüne kadar gündeme dair konulara dilimiz döndüğünce dokunmaya çalıştık, düşüncelerimizi ortaya koyduk. Bizim kulvardaki gelişmeleri köşemize taşırken, gerçeklerden bir milim sapmadık, yorumlarımızda asla ön yargılı olmadık.

Gelelim asıl konumuza... Meslekte 43 yılı geride bıraktım, yazarlığa terfi etmeme karşın, muhabirlik duygusunu asla içimden atamadım. Hani bir laf vardır, ‘tırnaklarıyla kazıya kazıya buralara geldi’ derler, işte benimki öyle oldu. Habercilik, yani muhabirliğin keyfi başkadır bizim kulvarda. Yazar da, çizer de olsanız, serde ‘muhabirlik’ varsa, ki var, bizi yaşama bağlıyor. Doğruları kamuoyuna aktarmanın mutluluğunu her gün yaşadım, yaşamaya da devam ediyorum... Bu emeğin karşılığını bir çok ödülle taçlandırdım. Yaşımız ilerliyor, bu uzun soluklu maratonda hep bizim deyimimizle ‘atlatma’ haberlerin peşinde koştum, durdum. Özel söyleşileri de haberciliğime ekledim, açılmayan kapıları açtım. Bunlar da zaten muhabirliğin en keyifli taraflarıdır.

Nereye varmak istiyoruz? Bugüne dek, bir çok TV’ye çıktım, hep konuk oldum... Arkadaşlar sordu, ben yine dilim döndüğünce, kırmadan- dökmeden, doğruları masaya yatırdım, yanıtladım. En önemlisi tüm renklere

Yazının Devamı

Aboubakar ne iş yapar!

16 Ekim 2016

Aboubakar, ne iş yapar merak ediyorum doğrusu? Adam forvet mi, yoksa değil mi? Henüz bir teşhis koyamadık! Topla iyi, rakip savunmayı karıştırıyor, ne var ki asıl işini unutuyor! Alın Rizespor maçı, en az üç net pozisyonu var, golü yok! Kayserispor maçı, 34. dakika, kaleci ile burun buruna, nereye vursa gol, yook, o kaleciye nişanlıyor! Beceriksiz mi, yoksa şanssız mı, anlayan varsa beri gelsin!
Haaa şu olabilir, psikolojik. Kaçırdıkça baskı altına giriyor, telaş ve stres beraberinde geliyor. Olsa olsa bu olur ancak!
Aboubakar konusunda sanırım Şenol Güneş hoca da sıkıntılı, o da, biz de! En iyisi onu zamana bırakalım, maça dönelim.
İlk yarının istatistkleri Beşiktaş’tan yana... Kartal’ın topla oynama yüzdesi rakipten fersah fersah ilerde. Ne var ki, Kartal’ın bu özelliği pozisyon üretimine yansıyor, ancak bir türlü gollerle taçlanmıyor! Cenk (2) ve Talisca bu yarıda yakaladıkları fırsatları gole çevirseler, Kartal, üç puan için bu denli çırpınmayacaktı!
Teknik adamın, skora katkısını dün bir kez daha gördük... Şenol Güneş’in tecrübesine ve de sezgilerine asla lafımız olmaz. Güneş’in, öyle oyuncu dokunuşları var ki, tabelayı değiştiriyor. Buna şans falan dersek ayıp ederiz.

Yazının Devamı

Krallar da yuhalanır!

13 Ekim 2016

Zaman tüneline girip, geçmişten bugüne örnek olacak yaşanmışlıkları köşemize taşımaktan her daim keyif almışımdır. Sporun her dalını severiz. Ne var ki futbol denince akan sular durur ülkemizde. Bir çoğumuzun yaşam biçimidir futbol... Sohbetler; siyaset, ekonomi ve futbol üzerine kuruludur, bu sıralamanın pek değiştiğine de tanıklık etmedim.

İbreyi futbola çevirirsek, futbolcular asla bir robot değildir. Bu oyunda özellikle fiziksel ve de zihinsel performans düşüklükleri yaşanabilir, doğaldır. Ünlü sinema oyuncularından Aydemir Akbaş, ağabeyimiz, aile dostumuzdur. Oturun, ister sinema, ister siyaset, ister ekonomi, ister futbol tartışın fark etmez, müthiş donanımlıdır. Hele konu futbolsa, tüm kapılar Galatasaray’a açılır. Fanatiktir ama ortada bir yanlış varsa, eleştirilerini ortaya koyar, hatta adeta doğrar, babasını tanımaz, doğru tespitlerini sakınmadan söyler.

Aydemir Ağabey, (Allah uzun ömür versin) seksene merdiven dayamış, müthiş bir hafızaya sahiptir. Sinema Sevenler Derneği’nin sezon açılış kokteylinde yeniden bir araya geldik. Aydemir Ağabey olur da, futbol konuşulmaz mı? Diline öyle kolay kolay fren koymaz, içinde ne varsa söyler! Futbolda gündemi asla kaçırmaz.

Lafı son

Yazının Devamı

Bu yarayı kaşımayın

6 Ekim 2016

Herkesin düşüncesine, gelecek adına öngörülerine lafımız olmaz, saygı duyarız. Ancaak, yorumların da bir ölçüsü olmalıdır. Yıkıcı ve de kırıcı düşünceler yorum olmaktan çıkar.

Fatih Terim ve Arda Turan konusunda kişisel düşüncelerimi bu köşede sıkça dile getirdiğim halde, bizim kulvardaki dostlarımız, “Topa girmediğimi” ileri sürüyor ve eleştiri getiriyorlar.

Bizler bu mesleğe ‘muhabir’ olarak başladık, yazarlığa terfi etsek de, habercilik apoletimizi asla unutmadık. Bu mesleğin en keyifli yanının habercilik olduğunu meslektaşlarımız iyi bilir.

Ne dedik Fransa sonrası, yedi futbolcunun Dünya Kupası Grup Elemeleri’ndeki kadrolarda olmayacağını dillendirdik, haklı çıktık. Niye? Çünkü Fransa’daki kapalı kapılar ardında yaşananların büyük bir bölümü medyaya yansıdı, yinelemeye gerek yok. Bizler bu verilere, yaşanmışlıklara dayanarak yazdık o haberleri... Diyeceğimiz o ki, ayakları yere basan yalan-dolandan uzak haberlerdi.

Yasaklılar arasında yer alan Caner Erkin, son dakikada Ukrayna ve İzlanda maçlarının kadrosuna alındı, yani kapıyı araladı yeniden... Keza Hakan Balta da bu zincire eklendi.

Kaseti biraz geriye saralım, Rusya maçı öncesindeki Fatih Terim’in yaptığı basın toplantısı

Yazının Devamı

Şenol Güneş'in rotasyon sevdası!

2 Ekim 2016

Bazen futbolcuları anlamakta zorlanıyorum. Beşiktaş gibi üst seviyede bir takımın kadrosunda yer alıyorsanız, ki öyle, çok basit sarı kart görmeyeceksiniz. Tolgay Arslan’ın kumaşına lafımız yok, ama gördüğü sarıya söylenecek çok şey var. Arkadaş, niye öyle horozlanıyorsun? Artı pozisyonda faul falan yok, rakibin rüzgarından mı etkilendin! Üstüne üstlük, ilk yarı bitmiş, Cüneyt Çakır’ın üzerine bodoslama gidiyorsun... Vallahi, sarıyı hak ettin, gidiş şekline kırmızı kart bile çıkabilirdi.

Efendim, bu oyunla bazen istatiksel bilgiler örtüşmüyor. Neden mi? İlk yarıda topla oynama yüzdesi Beşiktaş’ın lehine... Gelin görün ki, bu faktör, pozisyon üretimine yansımıyorsa, ne işe yarar Allah aşkına! Koca ilk yarıda tek tehlikeli pozisyon Ömer Şişmanoğlu’nun kafa şutu, hepsi o kadar!

Hiç kimse eleştirilmez, ya da dokunulmaz değildir bu oyunda... Şenol Hoca’nın bazen kadro tercihlerine şaşırıyorum. Oğuzhan, Talisca ve Gökhan sakat, tamam... Peki, haftalardır ‘formsuzum’ diye bağıran Olcay’ın ilk on birde işi ne! Ömer Şişmanoğlu’na ne demeli?

Aboubakar ve Quaresma’yı ilk yarıda yanında oturtmanın doğruluğunu kim savunabilir? İlk yarıyı boş geçiren Kartal, Aboubakar ve Quaresma hamlesiyle

Yazının Devamı

Çok istedi ama olmadı!

29 Eylül 2016

Devler Ligi zordur. Ayaklarınızı yere sağlam basacaksınız. İlk golü bulursunuz, ne var ki, o skoru koruma psikolojisine teslim olursanız vay halinize!

Beşiktaş ilk yarıda taraftarının da desteğiyle D.Kiev’e öyle bir baskı yaptı ki, nefes alacak fırsat bırakmadı. Şenol hocanın ilk onbir tercihi doğruydu, kazanma adına tüm kozlarına şans verdi.

Nitekim bu yarıda pas yüzdesini de üst seviyeye çıkaran Beşiktaş, rakip kaleyi Talisca (2) ve Quaresma ile sık sık yokladı, ancak gol çıkaramadı... Taaa ki 29’da Quaresma’nın müthiş frikik golüne kadar. Ancak, üçüncü bölgedeki top kayıpları, skor tabelasına bir türlü yansıyamadı. Ne var ki, D.Kiev’e bu yarıda Kartal’ın çok ciddi pozisyon vermemesi de dikkatlerden kaçmadı.

Enerjisini ekonomik kullanmayan Beşiktaş, ikinci yarıda fiziksel olarak oyundan düşerken, D.Kiev’in baskısı öne çıktı. Artı Tolgay’ın çok kritik yerde yaptığı top kaybı, Fabri’yı sıkıntıya düşürürken, kurtardı kurtarmasına da, rakibin de iştahını kabarttı kuşkusuz bu atak. D.Kiev’in baskısı, Kartal’ın zorunlu savunmaya kapanışı 65’de golü getirdi. Tsygankov’un attığı eşitlik golünde Fabri’nin hatalı çıkışını da es geçemeyeceğiz.

İlk yarıdaki görüntüsünün uzağında olan

Yazının Devamı

Advocaat'a haksızlık!

29 Eylül 2016

Sevgili takım arkadaşım Senad Ok ile bir araya gelemezsek de, sık sık telefonla iletişim kurar, Fenerbahçe ile merak ettiklerimizi sorgularız. Artı, Ok’un teşhislerine de mütiş güvenir ve saygı duyarım.

Pereira ile ilgili geçmişteki olumsuz düşüncelerimden bir milim sapma yok, o benim gözümde hep tribüne oynayan bir şovmen idi, sonu malum, gitti!

Advocaat’ın kumaşını tartışacak halimiz yok. Tecrübeli, görmediği bir şey kalmamış, sayısız başarıları yaşamış, en önemlisi üst düzeyde futbolcularla çalışmış bir fotoğraftır. Lafı eveleyip-gevelemeden topu Senad Ok arkadaşımıza bırakmak da yarar var:

“En önemli özelliği Pereira gibi inatçı değil. ‘Her şeyi ben bilirim’ demiyor, tam tersi, soruyor, doğruyu bulma adına işi bilenlerle tartışıyor. Müthiş paylaşımcı biri... Tatlı-sert otoriter, futbolcular ona büyük saygı duyuyorlar.”

Ok’un tespitleri böyle... Kaldı ki Senad Ok öyle laf olsun diye bunları söylemez. Dememiz o ki, Advocaat, asla Pereira değil... Fenerbahçe’ye taze soluk getirecek bir teknik adamdır. Araştırmacı ve de paylaşımcı olması çok önemli. Onca tecrübesine karşın ‘Her şeyi ben bilirim’ demiyor, artı deme hakkı da var. Pereira ile onu aynı kantara koymak bile haksızlıktır.

Yazının Devamı

Önce Aslan sonra Kartal

25 Eylül 2016

Valla futbol böyle bir oyun. Hani bir laf vardır; düdük çalmadan maç bitmez diye. İki farkı yakalarsınız, pozisyonlar üretir, kaçırırsınız, özgüven duygusunu üst seviyeye taşırsınız. İşte Galatasaray’ın ilk yarıdaki fotoğrafı bu. Önce Eren, ardından Bruma Aslan’ı, ayağa kaldırdılar, yılın ilk derbisinde müthiş avantaj sağladılar. İlk yarıda Beşiktaş mı? Valla ne siz sorun, ne de biz yanıt verelim! Eren’in attığı ilk gol hadi iş kazası diyelim, olabilir! Yasin vuracak, Caner’e çarpacak yön değiştirecek, top direkten Eren’in önüne düşecek, o dokunacak gol yapacak! Eee futbol işte bu, güzelliği de, çekiciliği de burada yatıyor zaten. Peki, Bruma’nın attığı ikinci gole ne demeli, böylesi bir golü halı saha maçında atamazsınız. Adam, siz deyin otuz, biz diyelim kırk metre topla dripling yapıyor, dört kişinin arasından sıyrılıyor, Fabri’nin solundan topu ikinci kez filelere gönderiyor. Peki, o dört oyuncu Bruma’ya refakat için mi çıktılar sahaya, birinin aklına Bruma’yı düşürmek gelmiyor! Üstelik skor henüz 1-0, haaa üç, dört fark önde olursunuz, bırakın gitsin amenna!

Güneş’in Talisca ve Aboubakar hamleleri maçı tersine çevirdi adeta. Maçı adeta tek kaleye çeviren Beşiktaş, ezeli

Yazının Devamı