Dortmund’un maçından sonra, Beşiktaş’ın Devler Ligi’nde kalıcı olacağını ileri sürmüştüm.
Nedeni de, Kartal’ın yenilmesine karşın ortaya koyduğu futbol ve mücadelesiydi beni umutlandıran, iddialı konuşturan... Hatta Kartal, Dortmund’un elinden kaçırmıştı.
Ne var ki, hem Kartal hem de ben ‘sakata’ geldim! Hiç aklınıza gelir miydi, bir takıma yakın oyuncunun sakatlanacağı...
Bunca yıldır gazeteciyim, böylesi bir tabloyu bırakın Beşiktaş’ı, hiçbir takımda görmedim.
Böylesi bir tabloda gelecek adına hadi siz siz olun, Beşiktaş adına olumlu bir öngörüde bulunun!
Baksanıza Sergen Hoca, Ajax karşısına çıkaracağı on biri bile zor buldu. Düşünün N’Sakala’yı stopere çekti çaresizlikten!
HHH
Bir takımda 11 oyuncu sakat olabilir mi?
Oluyormuş meğer!
Hadi biri kart cezalısı, ya diğerleri?
Adale sakatlıkları!
Nazar mı değiyor, yoksa başka etkenler mi var?
Valla kişisel olarak nazara inanırım...
Nasıl değmesin? Beşiktaş o kadar iyi futbol oynuyor ki, hele son nokta transferleri nedeniyle sadece siyah-beyazlı taraftar değil, diğer renklere gönül verenler de Kartal’ı izliyor.
Beşiktaş’ın Antalyaspor ile oynadığı maçın 11’ini şöyle bir anımsayın... Kaleci Mert dahil 6 yerliyle sahaya çıkıldı. Sergen Yalçın hoca ideal ekipte değişime gitti, nedeni de Kartal’ın yoğun maç trafiği...
Buna ister rotasyon deyin, ister dinlendirme, fark etmez, ikisi de aynı kapıya çıkar. Bu değişimden etkilenmeyen ya da Yalçın’ın vazgeçemediği iki isim var; Souza ve Atiba. Souza, Kartal’ın gizli kahramanıdır, tam bir görev adamı, sade oynuyor, ama büyük işlere imza atıyor. Özellikle orta sahadaki top kayıplarında çok kritik hamleler yapıyor, kaleyi tehlikelerden uzakta tutuyor.
Atiba’nın katkılarını biliyoruz, ama yaşı da ilerliyor. Tecrübesi onu sahada tutuyor, vazgeçilmez kılıyor. Antalya maçının ikinci yarısında stopere geçti, hiç sırıtmadı, tam tersi, kenar yönetime, “Burada da oynarım” mesajını yolladı.
Bunları bir kenara bırakalım, asıl kafama takılan konuyu sizlerle paylaşmak isterim... İlk 11’de 6 yerli arasında Oğuzhan yok, yine kulübede. Olacak iş mi bu? Valla böylesi bir yeteneğin orada
Bir yerinde dur arkadaş... Adam pire gibi, dur-durak bilmiyor! Bırakın sahadakilerini ben bile televizyondan adamın hızına yetişemiyorum, başım dönüyor onu izlemekten!
Kim mi?
Tabi ki Pjaniç...
Toptan hiç kaçmıyor, tam tersi, hep istiyor, müthiş bir sorumluluk üstleniyor. Ayak bilekleri çok kıvrak, tekniği ise anlatılmaz, sıkışan oyunu uzun paslarla açıyor, oyunu rakip alana yıkıyor, asist yapmayı ihmal etmiyor.
Montero’nun attığı ilk goldeki imza da ona ait.
Şu futbol ne ilginç oyun di mi?
Kartal’ın 43’de farkı ikiye çıkardığı golü gördünüz mü?
Biliyorum, içinizden Sergen Yalçın’a kızıyorsunuzdur, ya da sitem ediyorsunuzdur; Beşiktaş’ın ideal kadrosunda böylesi köklü rotasyona gittiği için!
Yoo sakın kızmayın, Sergen Hoca çok doğru yaptı bence...
Niye mi?
Arkadaş Kartal’ın maç trafiği acayip yoğun, nerdeyse haftada üç maç yapacak.
İç hatlar, dış hatlar...
Ne yapsın?
Eee kadroda derin, tabi ki birilerini dinlendirecek, birilerini oynatacak.
Devler Ligi’nin tadı başka oluyor, insan, izlerken keyif alıyor. Beşiktaş, ilk sınavında Dortmund’a adeta 20 dakika kök söktürdü, nefes aldırmadı. Bu süreye Batshuayi ile bir pozisyon sıkıştırdık ama atamadık, kaleci kornere tokatladı.
Tribünlerin inanılmaz desteğiyle adeta coşan Kartal, mükemmel oynadığı bu bölümde golü kalesinde gördü. 20. dakikada Bellingham, Ersin’in bacak arasından topu filelere gönderirken Kartal şoka girdi. Nitekim Haaland 27’de topu müsait durumda auta gönderdi, yüreğimiz bir kez daha ağzımıza geldi!
Valla Pjanic muazzam bir yetenek... Öyle paslar atıyor ki, hepsi başlı başına büyük tehlike... Batshuayi’nin pozisyonunda da pas ondan geldi. İsabetli pasları, sıkışan oyunu açması, asistleriyle Pjanic bana Hagi’yi anımsatıyor.
Ofansif oynamak, baskı kurmak tamam, ancak savunma güvenliğini de sıkı tutacaksınız! Valla sadece ilk golde değil, oyunun tamamında Vida’nın yokluğunu hep hissettik. Ender hatalar da yapsa, Vida Vida’dır, Kartal’ın savunmadaki sigortasıdır.
Ayrıca fizik kondisyonunuzu da ekonomik
Beşiktaş’ta Vida’nın yanında kaptan Necip, N’Sakala’nın yerine ise Rıdvan Yılmaz oynadı. Valla böylesi tercihe can kurban arkadaş! Amaç, yenileri 11’de sahaya sürmekti, yani Alex Teixeira, Pjanic ve Batshuayi, valla üçü de birbirinden yetenekli.
Hele hele Pjanic’e ne demeli? Adam başlı başına bir bela, çok teknik, Batshuayi’nin attığı goldeki asistini gördünüz mü, o nasıl pastır arkadaş? Teknikle zekanın birleşiminin adresi Pjanic’tir... Sadece asist yapmıyor, pres yapıyor, adam kovalıyor, transfer dediğin budur, nokta atışıdır. Tabi ki Batshuayi de tipik bir golcüdür, yeter ki beslensin, gerisini ona bırakın, zorluk derecesine bakmaz, gollerini sıralar!
İlk yarı mı? Tabi ki Beşiktaş... Hem de her yönüyle, ben söylemiyorum, istatistikler ortada... Topla oynama, baskı, top kazanma, futbol adına ne ararsanız, herşey Kartal’ın lehine....
Eee bu kadar fark doğal olarak bu yarıda iki farkı beraberinde getirdi. Batshuayi ve N’Koudou, gollerin patenti ise onlara aitti.
***
Futbol böyle bir oyun işte... 52’de Batshuayi’nin attığı
Valla, şu sıralarda sokaktaki futbolseverler arasında Beşiktaş bir numaraya yükseldi, herkes Kartal’ı konuşuyor.
Eee nasıl konuşulmasın, neredeyse bir takıma eşit dış transfer gerçekleştirildi... Öyle haybeden oyuncular değil, birçoğu dünya yıldızı... Sayalım mı? Ghezzal, Umut Meraş, Mert Günok, Montero, Batshuayi, Salih, Kenan, Mehmet Topal, Pjanic, Rosier, Teixeira ve Can Bozdoğan....
Batshuayi, Teixeira ve Pjanic dünya yıldızı isimler. Rosier ve Ghezzal’ın da onlar aşağı kalır yanı yok. Yerliler de bizim yıldızlarımız, hepsi de nokta atışı transferlerdir... Bu kadro iç ve dış hatlara yeter. Demem o ki geçen sezon o kısıtlı kadroyla iki kupaya imzasını atan Sergen Yalçın, bu kadroyla Kartal’ı uçurur, merak etmeyin, uçurur.
Kaldı ki Sergen hocanın mazeretlere sığınmadığını geçtiğimiz sezon gördük. Forvetsiz çıktı son maçlara, şikayet anlamında bir kelime duydunuz mu? Yoooo... Forvetsiz şampiyon olacağını söylemedi mi, söyledi. Oldu mu, oldu...
Başkan Ahmet Nur Çebi’ye de helal olsun, muhteşem bir transfer politikası uyguladı, sağ