Beşiktaş’ın Süper Lig’de kaybettiği puanlar benim için asla sürpriz değil... Niye mi? Kötü oynuyor kardeşim, kötü!
Üstelik onca transfere karşın! Tabii ki bu kötü gidişin temelinde sakatlıklar ön plandaydı... Eyvallah... Eee sakatlar düzeldi, ama oyun bir türlü düzelmedi!
Buna ne diyeceksiniz? Kartal’ın o baş döndürücü pas trafiğinin yerinde yeller esiyor!
Hadi bunu geçtik...
Ya tempo? Sıfırın altında sıfır! Sürekli geri viteste Kartal! Top sende olsa ne olur, olmazsa ne olur arkadaş? Topu sen oynuyorsun, pozisyonu rakibin üretiyor, golü de o atıyor!
Final paslarında yoksanız neye yarar ki? Kartal’da bırakın pas kayıpları, el frenleri de var! Atiba, Kanada Milli Takım’ında iyi oynadı ya, yine 11’de şans buldu! Buldu da, attığı paslar yerini bulmadı!
Neyse ki, ikinci yarıda kenara çekildi! Pjaniç tamam, ama verime gelince o da kayıplarda! Kenan Karaman’ın yeri kanat, kanat! Savunmanın arasına sıkıştırma onu hocam! Kartal’ın savunması mı, yerle - bir! Babacar’ın attığı gole bakın... Efecan’ı marke
Fenerbahçe’deki Mesut Özil olayı bana Alex’i anımsatıyor! Ne alaka der gibisiniz!
Şöyle filmi bir geriye saralım, yani Aykut Kocaman dönemine... Kocaman ile Alex arasında ‘soğuk savaşlar’ yaşandı, anımsayın!
Yıldızları hiç barışmadı o süreçte! Bu sürtüşmeler medyaya da yansımalar yaptı. Tıpkı Vitor Pereira ve Mesut Özil’de olduğu gibi!
Özil’in gelişi ülkemizi ayağa kaldırdı, günlerce yazılı ve görsel medyanın manşetlerini süsledi...
Başkan Ali Koç ve yönetimi, Fenerbahçe’nin yedi yıllık ‘şampiyonluk’ hasretine katkı sağlasın diye getirdi Özil’i... Yedek kalsın diye değil!
Gelin görün ki, tıpkı Alex’te olduğu gibi, Pereria’nın taviz vermez oyun sistemine ve kurallarına takılı kaldı Özil! Efendim, Mesut’un özellikle son aylarda Pereira ile gizli bir soğuk savaş yaşadığını bilmeyen yok! Hangi aklı başında teknik adam hazır olan Özil gibi bir dünya yıldızını yedek soyundurur?
Buna gerekçe olarak sürekli fizik - kondisyon meselesi gösteriliyor.
Dedik ya, bu oyunda her zaman evdeki hesap, maalesef çarşıya uymuyor! Hiç aklınıza gelir miydi, Letonya ve Karadağ’a puan kaybedeceğimiz? O kayıplar bizi bu hale düşürdü! Yani nehir de değil, çayda boğulduk, çayda!
Şu sıralarda elde kalem, hesaplar yapıyoruz. Demem o ki, kendi göbeğimizi daha önceden kesebilirdik, beceremedik, başkalarından yardım bekler hale gelmiştik.
Şimdi sonuna kadar bu şansımızı kovalayacağız. Kaldı ki bu ekip, zor günlerin takımıdır. Bu özellik genlerimizde var, bunu dün bir kez daha kanıtladılar bize...
***
Letonya galibiyeti ile moral bulan ay-yıldızlı ekibimiz, grubun zayıf halkası Cebelitarık karşısına ofansif ağırlıklı bir kadroyla çıktı. Hesap belli, olur ya iş averaja kalabilir, farklı kazanmak...
Stefan Kuntz’un on birine bakıyorum, farkı yaratacak oyuncu sayısı oldukça fazla... Burak ile Halil’in yanı sıra Kerem, Barış ve Hakan hepsi gol ayağı...
Çok doğru bir tercih...
Geçtiğimiz sezonun çifte kupalı şampiyonu Beşiktaş’ta işler pek yolunda değil! Ancak, ‘görünen köy kılavuz istemez’ misalidir Kartal! Kadro şahane, neredeyse iki takım çıkar... Gelin görün ki bu kadro belki 1-2 maç hariç bir arada oynadı mı? Aslaa...
Hadi cezaları geçtik, ya sakatlıklara ne demeli? Yıllardır Kartal’la iç içeyim, böylesi sakata gelen bir sezonu anımsamıyorum! Bu faktör Kartal’ın en büyük handikapı oldu, kendine bir türlü gelemedi...
Bu birrrr...
Hazır olmayan oyuncuların sayısı da az - buz değil! Örneğin Rosier... Tamam mücadele ediyor, etmesine de geçtiğimiz sezon izlediğimiz Rosier diyebilir miyiz?
Maça asılması, rakipleriyle kora - kor mücadelesi üst seviyede mi?
Örneğin Ghezzal... Kartal’ı geçtiğimiz sezon çifte kupaya taşıyan oyuncuların başında geldiğini biliyoruz. Ya bu sezon? Aynı Ghezzal demek mümkün mü? Hele hele ofansif özelliğinin yerinde yeller esiyor bana göre!
Kartal’ın gizli kahramanı Souza’da da bir düşüş var,
Tüm yatırımlarını Devler Ligi için yapan Beşiktaş, bu kulvarda hesapları alt - üst etti, kesin dönüş yaptı, taraftarlarını hayal kırıklığına uğrattı!
Hadi orada olan oldu, yapacak bir tek şey kaldı..
O da iç hatlarda zirve yarışına katılmak!
Burası da karışık, Kartal’ın pozisyonu negatif! Destek var gibi, ama çatlak sesler çıkıyor aradan!
Yani Kartal, sıkıntılı şu günlerde! Artı psikolojik açıdan da pek iyi sayılmazlar!
Bu karamsar tabloyu ancak üç puan dağıtır! Yani, lider Trabzonspor’u yenmekten geçiyor...
Eeee kolay mı? Rakibin hem iyi kadrosu var, hem de namağlup...
Dedik ya, siz ne yaparsanız yapın, evdeki hesap, bazen Avrupa’ya uymuyor maalesef!
Beşiktaş’ın Devler Ligi ile ilgili hesapları hiç tutmadığı gibi, aldığı sonuçlarla da hayal kırıklığı yarattı, dört maçta sıfır puan çekti!
Yönetim ve teknik kadro sezon öncesinde özellikle dış transferde Devler Ligi’nde kalıcı olma adına nokta atışları yaparken, taraftarlarını da turlar geçme adına umutlandırmıştı.
Gelin görün ki, hiç kimsenin aklının ucundan geçmeyen sakatlıklar Kartal’ın yakasını bir türlü bırakmadı! Sergen Yalçın, her iki kulvarda da sakatlıklar nedeniyle kadro kurmakta bile zorlandı.
Devler Ligi’ndeki bu olumsuz tablo, kuşkusuz iç hatlara da negatif yansımalar yapmadı değil!
Bu oyunda sakatlıklar doğaldır, ancak Kartal’daki bu tablo soru işaretleriyle dolu! Bir takımda bu kadar çok mu üst üste sakatlık olur arkadaş! Ümraniye’de değiliz, uzağız, doktor hiç değiliz, ahkam kesemeyiz, ama sorgulanması gereken tuhaf bir durum var ortada!
***
Hazır MHK ve hakemlerimizden söz açılmışken, Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi ile sohbetimizden alıntıları sizlerle paylaşmak istiyorum.
Malum Başkan Çebi, ‘Evliya Çelebi’ gibi, yerinde durmuyor! Çanakkale Beşiktaşlılar Derneği’nin etkinliğine katılan Çebi, yönetim kurulu üyelerinden Emre Kocadağ, Hakan Daltaban ile Fatih Hakan Avşar’la birlikte Gelibolu’ya geldi. Yaklaşık bir saat süren sohbette Gelibolu Beşiktaşlılar Derneği Başkanı Hakan Pehlivan ve yönetici Emrah Özcan da yer aldı.
Konu tabii ki Beşiktaş ve son günlerde öne çıkan MHK ile hakemlerimizdi. Başkan Çebi, Karadenizlidir, açık sözlüdür, aklından ne geçiyorsa, diline yansıtır, çekinceleri yoktur. Başkanın hakemler konusunda bazı önerileri var, bana da mantıklı geldi, geleceğe ışık tutma adına paylaşmakta yarar var...
Başkan Çebi, hakemlerin ‘torbadan’ çıkmasını istiyor. Geçmişte bir dönem uygulandı, fena düşünce de değil. En azından atamalardaki spekülasyonlar ve dedikoduların önünü keser
Efendim diyorlar ki, Beşiktaş’ın kadrosu kantarda ağır basıyor...
Valla doğruya doğru... Ne var ki bu ağırlık pozisyon üretimine ve gollere yansımıyorsa neye yarar ki!
Efendim, Galatasaray iç hatlarda kötü, dış kulvarda ise harika oynuyor... Valla bu da doğru...
Ama kazın ayağı hiç de öyle değil! Öyle Konya maçını kıstas alıp, Kartal’ın fark yapacağını savunanlar da yanıldı sanırım!
Karşındaki sıradan bir takım değil, Galatasaray arkadaş... Neticede adı derbi, öyle istatistikler, kadro derinliği, etkili kramponlar vs, hepsi detaydan öteye gitmiyor bazen!
İşte derbinin ilk yarısı...
Pjanic’in serbest atışta, orta ile karışık şutunda top üst direğe çarparak dışarı gitti... Alex Teixeira bu yarının en net pozisyonunu yakaladı, kaçırdı, o da, biz de şaşırdık! Herkes kaçırır ama Alex asla dedik, biz de yanıldık!