Valla, şu sıralarda sokaktaki futbolseverler arasında Beşiktaş bir numaraya yükseldi, herkes Kartal’ı konuşuyor.
Eee nasıl konuşulmasın, neredeyse bir takıma eşit dış transfer gerçekleştirildi... Öyle haybeden oyuncular değil, birçoğu dünya yıldızı... Sayalım mı? Ghezzal, Umut Meraş, Mert Günok, Montero, Batshuayi, Salih, Kenan, Mehmet Topal, Pjanic, Rosier, Teixeira ve Can Bozdoğan....
Batshuayi, Teixeira ve Pjanic dünya yıldızı isimler. Rosier ve Ghezzal’ın da onlar aşağı kalır yanı yok. Yerliler de bizim yıldızlarımız, hepsi de nokta atışı transferlerdir... Bu kadro iç ve dış hatlara yeter. Demem o ki geçen sezon o kısıtlı kadroyla iki kupaya imzasını atan Sergen Yalçın, bu kadroyla Kartal’ı uçurur, merak etmeyin, uçurur.
Kaldı ki Sergen hocanın mazeretlere sığınmadığını geçtiğimiz sezon gördük. Forvetsiz çıktı son maçlara, şikayet anlamında bir kelime duydunuz mu? Yoooo... Forvetsiz şampiyon olacağını söylemedi mi, söyledi. Oldu mu, oldu...
Başkan Ahmet Nur Çebi’ye de helal olsun, muhteşem bir transfer politikası uyguladı, sağ gösterdi, sol vurdu, ön yargıları sildi, süpürdü! Artık top Sergen Yalçın ve ekibinde... Transferler muazzam, bakalım bu kalitenin sahaya yansımaları nasıl olacak, herkes gibi ben de merak ediyorum. Yılmaz Vural, Kartal’la ilgili bir yorumunda, “Beşiktaş şu an ligin çok üstünde bir kadroya sahip” dedi. NOKTA!
Artık aynaya bakın
Yahu arkadaş bu Milli Takım’la biz direkt EURO 2020’ye gitmedik mi, gittik de ne oldu? Kocaman SIFIR çekerek, ülkemize döndük. Hadi onu içimize attık, ‘oldu artık ne yapalım, yenisine bakalım’ dedik!
2022 Dünya Kupası’nı hayal ettik, fena da başlamadık, gittik, Hollanda duvarına çarptık, boyumuzun ölçüsünü fena aldık! Hem liderliği kaptırdık, hem de finalleri tehlikeye attık!
Ahhh o EURO 2020 yok mu, ahhh... Orada hem öz güven duygumuzu kaybettik, hem de o travmayı hala üzerimizden atamıyoruz Dakika bir, gol yer mi arkadaş koca Milli Takım?
Sinirimden, olmayan saçlarım ayağa kalktı, savunmanın arasında rakip duvar pasları yapıyor, olabilir mi böyle şey? Çağlar kızardı, hezimet geldi! Öyle sağda - solda suçlu aramayın, bu oyunun aktörleri yani sizler, önce aynaya bakın, orada gerçekleri görürsünüz!
Hem sahada hem dostlukta Bayraktar!
‘Dost’ kelimesini çok severim, günlük yaşamımızda sıkça kullanırız. Farsça’dan Türkçemize geçmiştir. Sevilen, güvenilen, yakın arkadaş, gönüldaş, iyi anlaşılan kimse demek. Bazen sohbetlerimizde ‘bu yaşa geldin kaç tane dost biriktirdin?’ diye birbirimize sorarız... “Valla, bir elin parmaklarını geçmez” yanıtı klasikleşmiştir. Hemen ardından, “Oooo maşallah bu anlamda çok zenginsin” cümlesini yapıştırız.
Dostluklar çok değerlidir; en yakınlarınızla paylaşamadığınız sırlarınızı, mutluluklarınızı, mutsuzluklarınızı ve de sıkıntıları hep onlarla paylaşırsınız. Başka bir deyişle ‘dert’ ortağınızdır dostlarınız.
Oturup hesaplamadım, ‘kaç tane dostum var?’ diye... Şükürler olsun ki bu anlamda ben de zenginim, sırrımı paylaşacağım, dertlerimi anlatacağım dostlar biriktirdim.
Bunlardan en kıdemlisi, en değerlisi Prof. Dr. Bülent Bayraktar hocamızdır... Neredeyse 40 yılı geride bıraktık, Beşiktaş’ta yollarımız kesişti, bozulmadan devam ediyor. Ülkemizin yetiştirdiği değerli tıp insanlarından birisidir Bülent hocamız. Öyle ki çok genç yaşta profesör olan ender doktorlarımızdan birisidir...
Bizim kulvardaki meslektaşlarımızın neredeyse tamamıyla diyaloğu vardır, benim gibi herkes sıkıştığı anda onun kapısını çalar.
Sağ olsun güzel insandır, sağlıkla ilgili çevremizde kim varsa ona havale ederiz, Çapa’da gerekli olan her tıbbı yardımı yapar. Şu sıralarda çok yoğun hocamız, bir değil, birçok görevi var;
- İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı
- Spor Hekimliği Anabilim Dalı Başkanı
- İÜSBK (İstanbul Üniversitesi Spor Birliği Kulübü) Başkanı
- İstanbul Tıp Fakültesi Mezunları ve Mensupları Derneği (İTFMED) Başkanı
- TFF Sağlık Kurulu Başkan Yardımcısı.
Aman nazar değmesin hocamıza, bunca sorumluluğu taşımak kolay mı?
Ama söz konusu Prof. Dr. Bülent Bayraktar ise sıkıntı yok, taşır hem de başarıyla...
Dedik ya güzel adamdır, dost canlısıdır, bunca görev ve yoğun trafikte not bırakırız, şartlar ne olursa olsun geri dönüş yapar.
Müthiş pozitiftir, çevresine enerji saçar, en sinirli anında bile güler yüzlüdür, konuşmalarıyla, sohbetleriyle psikolojik olarak beni çok tedavi etmiştir. Özellikle aşı konusunda kapısını çaldığım can dostumdur, beni ikna etti, üç aşımı da oldum sayesinde.
İyi ki varsın, iyi ki dostumsun hocam, Allah başımızdan seni eksik etmesin. Seninle her zaman gurur duydum, duymaya da devam edeceğim.
Haftanın sözü
“Bizim takımımız Türkiye’deki tüm genç kızlara ve kadınlara örnek olmalı, rol model olmalı. Takımımız gösterdi ki Türk kadını çok güçlüdür ve her şeyi başarabilir.” - Giovanni Guidetti