Neden olmasın?

3 Haziran 2002


<#comment>Önce Antalya, ardından Hong Kong ve şimdi G.Kore... Bu süre içinde 29 antrenmanda toplam 3200 dakika alın teri döken Milli Takımımız bugün Brezilya önüne çıkacak. Maç öncesinde bir "karamsarlık" hakimdi... Taa ki, Senegal’in son Dünya Şampiyonu Fransa’yı yenmesine kadar... Karamsarlık yerini umuda bıraktı Ulsan’da... Neden olmasın diyoruz? En büyük avantajımız, çalışmalardaki ciddiyet ve takım içindeki sevgi bağları. Bu jenerasyon iki Avrupa Şampiyonası, şimdi de Dünya Kupası’na yelken açtı. Birçok zoru başardı. Tecrübe de var, yetenek de... Elleri boş, küskün ve başları önde ülkemize döneceklerine inanmıyoruz. Haydi çocuklar, şimdi ürünü toplama zamanı. Ülkemiz insanının yüzünü bir kez daha güldürün, halkı sokağa dökün... Bu gücü biz sizde görüyoruz... Ya siz?





Yazının Devamı

90 dakika

24 Mayıs 2002


<#comment>Güney Afrika karşısında ilk yarıda rakibe fazla pozisyon vermeden iki net gol pozisyonu yakaladık. Ne var ki, ofansta tek oynayan golcü futbolcumuz Hakan Şükür, özellikle bu yarıda yakaladığı bir pozisyonda ağır kaldı ve mutlak bir golden olduk. Hakan Şükür’e orta alanda Yıldıray ve Okan destek verdi. Bu yarıda Ay - Yıldızlı ekip adına gözümüze en büyük olumsuzluk, sağ kulvarda görev yapan Ümit Davala’nın verimsizliğiydi.
Karşılaşmanın 59.dakikasına kadar rakiple başa - baş bir oyun ortaya koyan Ay - Yıldızlılar, Güney Afrika’da McCarthy’nin oyuna girişiye birlikte adeta dağıldılar. İlk golden sonra oyun disiplininden uzaklaşan ekibimiz 89. dakikada Tayfur’la gole çok yaklaştı. Dönen topu McCarthy, ikinci gole dönüştürdü ve skoru belirledi.

Karşılaşmanın ilk 25 dakikalık bölümünde Ay - Yıldızlı ekibimiz, G.Afrika’ya oranla daha atak bir futbol ortaya koydu. 16. dakikada Ergün soldan Hakan Şükür’ü kaçırdı, golcü futbolcu altı pasa kesti, kaleci tokatladı, savunma bu tehlikeyi kornerle önledi.
31. dakikada Ergün, orta alandan aşırtma bir pasla Hakan Şükür’ü ceza alanı içinde topla buluşturdu. Ancak golcü futbolcumuz ağır kalınca savunma bu tehlikeyi

Yazının Devamı

90 dakika

21 Mayıs 2002


<#comment>Hong Kong’da beşinci günümüzü geride bıraktık... Bırakın sokakta yürümeyi havadaki aşırı nem inanın nefes almamızı bile zorlaştırıyor. Böylesine zor şartlar altında A Milli Takımımız, Hong Kong Karması’nı 2-0 yenerken zorlanmadı. Güneş, her iki yarıda da farklı on birle takımı oynatırken, haklıydı. Bu iklimde doksan dakika aynı takımı sahada tutmak bir insafsızlık olurdu.
Karşılaşmanın ilk yarısında sadece iki gol attık, biri penaltıdan... Yani işin özü pas yüzdesi düşük idi. Aşırı nem ay - yıldızlı ekibi özellikle tempo açısından bir hayli etkiledi. Başka bir deyişle ilk yarıyı yürüyerek oynadılar ve bu yarıya iki gol sığdırdılar.
Rakibin gücü belli... Sıradan bir amatör takım görüntüsü çizdi Hong Kong karması... İkinci yarıda biraz tempo yükseldi, pas yüzdesi arttı. Ne var ki, bu yarıda fark bulmamız gerekirken, ilk yarıdaki iki golle yetindik.
Sahaya sürülen 22 kişilik kadro içinde sadece Rüştü ve Yıldıray Baştürk yer almadı. Bu maçta birilerini iyi oynadı diye göklere çıkarmak da yanılgı olur. Özellikle ilk yarıda Hasan Şaş’ın performansı tüm olumsuz iklim şartlarına karşın mükemmeldi.
Doksan dakikalık mücadelede bizi finaller öncesi

Yazının Devamı

90 dakika

5 Mayıs 2002


<#comment>Doksan dakikalık "hedefsiz" mücadelede işini "ciddiye" alan taraf Gaziantepspor’du. Lige Fenerbahçe derbisinden sonra havlu atan Beşiktaş, ilk yarıda rakibine oranla daha çok fırsat yakaladı. Ne var ki son vuruşlardaki yetersizlik gol getirmedi bu yarıda. Alan savunmasından çok adam markajını yeğleyen Gaziantepspor, özellikle orta alanda etkili bir oyun ortaya koydu, ilk yarıyı Maxim’in golüyle önde kapadı. Fatih, Mehmet Polat ve Mustafa Şahintürk’ün kadro dışı bırakılmasına rağmen Gaziantepspor’da, Viola, Souza, Maxim ve kaleci Ömer, oynadıkları futbolla ön plana çıkan isim oldular.
Beşiktaş’ta savunmada Ali Eren, kritik pozisyonları önlerken tek sivrilen isimdi. Forvette tek oynayan İlhan Mansız, kulaklarını tribüne takınca, yine sinirlendi, oyundan düşerken, rakip savunmanın arasında ender bulduğu pozisyonları da gole çeviremedi. Her geçen dakika sinirlenen Siyah - Beyazlı futbolcular hem oyundan düştüler, hem de sarı kart gördüler.
Karşılaşmanın ilk tehlikeli atağı 8.dakikada Beşiktaş’tan geldi. Tamer, soldan kazanılan korner atışında topu arka direğe kesti, Ahmet Yıldırım yükseldi, kafayı çaktı. Ömer’i de geçen top üst direğe çarparak auta gitti.

Yazının Devamı

90 dakika

28 Nisan 2002




Beşiktaş’ın bu sezon İnönü Stadı’na "vedası" buruk olurken, taraftarlarını yine "hüsrana" uğrattı.
Sezon başından bu yana sahasında şeytanın bacağını kıramayan Beşiktaş, Göztepe mağlubiyeti ile birlikte toplam 23 puanı rakiplerine dağıttı.
Karşılaşmanın ilk yarısında rakibine oranla daha diri gözüken Beşiktaş, bu yarıda üst üste yakaladığı fırsatlardan sadece birini gole çevirdi. 30.dakikada Ahmet Dursun’un frikik golüyle öne geçen Beşiktaş’ın iki dakika sonra gol yemesi, savunmanın evlere şenlik olduğunun en büyük göstergesiydi. Ümit ile Erman savunmanın sırıtan isimleri olarak ön plana çıktılar. Asper’in iki golde yapacağı hiçbir şey yoktu, savunmasının "kurbanı" oldu.
Gençlerbirliği maçında taraftara kafa atan Erman oyunda kaldığı ilk 45 dakikayı yoğun protestolar içinde tamamlarken, vasatın üstün çıkamadı. İkinci yarıda değişen sadece oyuncular vardı... Oyun disiplininden uzaklaşmayan Göztepe, Beşiktaş kalesine iki kez geldi, ikisini de gole çevirdi.

Yazının Devamı

90 dakika

28 Nisan 2002


<#comment>Beşiktaş’ın bu sezon İnönü Stadı’na "vedası" buruk olurken, taraftarlarını yine "hüsrana" uğrattı.
Sezon başından bu yana sahasında şeytanın bacağını kıramayan Beşiktaş, Göztepe mağlubiyeti ile birlikte toplam 23 puanı rakiplerine dağıttı.
Karşılaşmanın ilk yarısında rakibine oranla daha diri gözüken Beşiktaş, bu yarıda üst üste yakaladığı fırsatlardan sadece birini gole çevirdi. 30.dakikada Ahmet Dursun’un frikik golüyle öne geçen Beşiktaş’ın iki dakika sonra gol yemesi, savunmanın evlere şenlik olduğunun en büyük göstergesiydi. Ümit ile Erman savunmanın sırıtan isimleri olarak ön plana çıktılar. Asper’in iki golde yapacağı hiçbir şey yoktu, savunmasının "kurbanı" oldu.
Gençlerbirliği maçında taraftara kafa atan Erman oyunda kaldığı ilk 45 dakikayı yoğun protestolar içinde tamamlarken, vasatın üstün çıkamadı. İkinci yarıda değişen sadece oyuncular vardı... Oyun disiplininden uzaklaşmayan Göztepe, Beşiktaş kalesine iki kez geldi, ikisini de gole çevirdi.
Beşiktaş’ta elle tutulur, orta alanda Tayfur, Tümer ve Ahmet Dursun’du... Stavrum boş gezenleri oynarken,, Ahmet Dursun tek başına mücadele etti, yardıma koştu, nefis frikik golü attı. Tekniğini

Yazının Devamı

Sorular ve yanıtlar

26 Nisan 2002


<#comment>Günlerdir Beşiktaş’ta seçimlerde yaşanan olayları ve üye yapımındaki usülsüzlükleri tartışıyoruz. Varsa, yoksa seçimler! Biz bu toplu üye yapımlarını 30 yıldır yaşıyoruz. Benim için asla süpriz değil. Ne var ki, 14 yaşındaki bir çocuğun tüzüğe aykırı şekilde üye yapılması bardağı taşıran son damla oldu. Nitekim, muhalefetin bu çarpıcı açıklamaları, kurulları harekete geçirdi ve bu genç üye kardeşimiz apar topar çıkarıldı. Yönetim sonunda üç sayfalık bir deklerasyon yayınlayarak Arat’ı sert şekilde eleştirdi.
Eleştirilerinde haklı olabilirler. Ama deklerasyonun birinci maddesindeki "Kulübe üye yapılması tamamiyle sicil kurulunun tasarrufundadır" maddesi beni çok şaşırttı. Tamam, sicil kurulu üye yapılmasında söz sahibidir ve büyük rol oynar. Bunu biliyoruz. Peki son imzayı kim atar? Yönetim Kurulu ve o kulübün başkanı.. Bu bir...
Yine aynı deklerasyonun 10. maddesinde "Herkes kendi içinde varlığını hissettiği takımın renklerine gönül verir. Zaman zaman insanların başka bir takıma geçmeleri kadar doğal ve özgür bir seçim olamaz" açıklaması bizleri hayretler içinde bıraktı. Arat’ın videolu basın toplantısında adamın biri çıkıyor, "Ben Fenerbahçeliyim. Ama beni

Yazının Devamı

90 dakika

21 Nisan 2002


<#comment>İlhan Mansız ve Ali Eren’in yanı sıra Ahmet Dursun’un sakatlığı nedeniyle yedeğe çekilmesi Beşiktaş’ın tüm oyun sistemini allak - bullak etti.
Daum, zorunlu olarak "kronik" yedeklerden Ümit ve Erman’ı ilk on birde sahaya sürdü. Savunmadaki bu değişiklik, hem Ronaldo’yu, hem de kaleci Asper’i sıkıntıya soktu.
Orta alanda Baya ve Ahmet Yıldırım’ın kötü oluşunun yanı sıra bu alanda kaptırılan tüm toplar Beşiktaş kalesine tehlike olarak geri döndü. Asper, Cafer’in iki net pozisyonunu kurtarırken, farkı önleyen isim olarak ön plana çıktı.
Beşiktaş, forvette ilk yarıda etkili olabildi. Tümer’in topu rakiplere kaptırışı, ofansif gücünü zayıflattı. Sertan rakip savunmayla tek başına boğuştu, pozisyon üretti, yakaladı, atamadı. Asper, Ronaldo ve biraz da Sertan, yüreklerini ortaya koydular, oyun disiplinden kopmadılar, ayakta kaldılar.
Erdoğan Arıca ile büyük bir çıkış yakalayan Gençlerbirliği, kolektif futboluyla ön plana çıkarken, fark yakalayacağı maçta tek puanla yetinmek zorunda kaldı.
Henüz 6. dakikada ilk sinyal geldi. Soldan gelen kornere El Saka’nın vurduğu kafa direkten döndü. Ahmet Hassan önünde bulduğu topu 2 metreden İbrahim’e

Yazının Devamı