Günlerdir Beşiktaş’ta seçimlerde yaşanan olayları ve üye yapımındaki usülsüzlükleri tartışıyoruz. Varsa, yoksa seçimler! Biz bu toplu üye yapımlarını 30 yıldır yaşıyoruz. Benim için asla süpriz değil. Ne var ki, 14 yaşındaki bir çocuğun tüzüğe aykırı şekilde üye yapılması bardağı taşıran son damla oldu. Nitekim, muhalefetin bu çarpıcı açıklamaları, kurulları harekete geçirdi ve bu genç üye kardeşimiz apar topar çıkarıldı. Yönetim sonunda üç sayfalık bir deklerasyon yayınlayarak Arat’ı sert şekilde eleştirdi.
Eleştirilerinde haklı olabilirler. Ama deklerasyonun birinci maddesindeki "Kulübe üye yapılması tamamiyle sicil kurulunun tasarrufundadır" maddesi beni çok şaşırttı. Tamam, sicil kurulu üye yapılmasında söz sahibidir ve büyük rol oynar. Bunu biliyoruz. Peki son imzayı kim atar? Yönetim Kurulu ve o kulübün başkanı.. Bu bir...
Yine aynı deklerasyonun 10. maddesinde "Herkes kendi içinde varlığını hissettiği takımın renklerine gönül verir. Zaman zaman insanların başka bir takıma geçmeleri kadar doğal ve özgür bir seçim olamaz" açıklaması bizleri hayretler içinde bıraktı. Arat’ın videolu basın toplantısında adamın biri çıkıyor, "Ben Fenerbahçeliyim. Ama beni Beşiktaş’a üye yaptılar" diyor. Peki bu açıklamayı yapan adama sormazlar mı, Fenerbahçeliysen neden kendi kulübüne üye olmuyorsun diye..
Belli ki bu vatandaşı birileri kendisine oy atsın diye Beşiktaş’a üye yapmış! Bu da iki..
Gelelim bizi şaşırtan asıl konuya.. Arat’ın üye yapımındaki suçlamalarına ilk etapta Kongre Divan Başkanı Erdoğan Tuncer yanıt verdi. Üstelik bu arkadaşımızın mesleği de avukatlık. Tuncer’in açıklamaları yaptığı sırada yanında Divan Kurulu Başkanı Gazi Akınal ve Sicil Komitesi üyeleri var. Onlar susuyor, Tuncer konuşuyor! Kongre Divan Başkanı Erdoğan Tuncer’in yetkisi olmadığı bir konuda açıklama yapmasını doğrusu çok yadırgadık. Tuncer’in görevi, kongrenin bitimiyle sona erdi. Hangi yetkiyle, kimin ağzından konuştuğunu anlayamadık. Bu da size üç...
Deklerasyon hazırlanırken bu soruların da sorulacağı düşünülmeli ve yanıtları hazırlanmalıydı. Ama akla yatkın, samimi ve inandırıcı yanıtları..