Demba Ba'dan altın vuruş

4 Mayıs 2015

Topla oynama yüzdesi özellikle ilk yarıda Beşiktaş’tan yana idi. Ne var ki, bu avantajı pozisyon üretimine yansıtamıyorsanız, neye yarar? Bu yarıda akıllarda kalan, Beşiktaş adına Sivok’un kafası, Trabzonspor’da ise Özer’in auta giden şutuydu. Hepsi o kadar...

Bilic, cezalı Serdar’ın boşluğunu Opare ile doldururken, Demba Ba’yı yedeğe çekmesi kontenjandan mı yoksa formsuzluğundan mı tartışılır. Ancak, Kartal kritik haftalarda ve de yenilme lüksü olmayan bir konumda... Tabii ki Trabzonspor maçının zorluk derecesini bilmeyen yok, zirvede kalıcı olma adına Beşiktaş, her maçını kazanmak zorunda... Yani, Bilic, ister formsuz olsun, ister olmasın, elindeki silahlarını yedeğe çekmesi tartışılır. Örneğin Demba Ba ve Cenk Tosun...

Hırvat hocanın, ikinci yarıdaki Demba Ba hamlesi, Trabzonspor’un tüm hesaplarını alt-üst etti. Oyuna girdikten bir dakika sonra Demba Ba, klasına yakışır bir gol atarken, Kartal’ı da bir anlamda ateşledi. Olası bir iş kazasına set çeken bu ALTIN gol sonrası Beşiktaş, üçüncü bölgede müthiş bir baskı kurdu, Trabzonspor savunmasına nefes aldırmadı, çok üretti, ama kaleci Hakan’ı geçmekte aynı beceriyi gösteremedi. Ancak Mustafa Pektemek, uzatmanın son

Yazının Devamı

Bu futbolla zor!

28 Nisan 2015

İyi futbol mu, yoksa skor tabelası mı? Ne var ki bazı maçlar vardır ki, ikisi bir arada olmuyor.

Hele hele Süper Lig’in bitimine altı hafta kalmışsa ve nefes nefese bir kovalamaca varsa ki var, tabeladaki rakamlar öne çıkar, gerisi detaydır.

Atiba’nın golü elbette, liderlik koltuğuna oturma anlamında önemli. Ancak, gol dakikasını kenara bırakacak olursak, Karabük, puan koparma adına Beşiktaş’a ilk yarıda büyük baskı kurdu, dersek abartmış olmayız. Düşünün 42’de Waterman, cezaalanı dışında, topu elle kesti, kırmızıyı yedi, Karabük on kişi kaldı, yine pes etmedi, müthiş bir direniş gösterdi, kutlamak gerekir.

Futbol fırsatlar oyunudur, böylesi kritik haftalarda bulduklarınızı gole çevireceksiniz, atmayı beceremiyorsanız, sıkıntıya davetiye çıkarır, tıpkı dün olduğu gibi can derdinde olan Karabükspor karşısında ‘teslim’ bayrağını çekmenize ramak kalır, bir altın kafa golü herkesi ipten alır.

Örnek mi?

Demba Ba... İlk yarıda Pektemek’in nefis ara pasında ağır kaldı, ıska geçti, ikinci yarıda altı pas içinde topu kaleciye nişanladı. Bizler Demba Ba’nın kumaşının kadife, ya da ipek olduğunu tartışmıyoruz (!), eleştirilerimiz pozisyonlarda ağır kalmasına, basit golleri

Yazının Devamı

Bilic'in aklı başına gelmiş

19 Nisan 2015

Futbol göreceli bir oyundur. Herkes bu oyuna farklı pencerelerden bakabilir, güzel cümleler kurar, harika yorumlar yapabilirsiniz, kimseye de hesap vermezsiniz.

Hele hele uzaktan ahkam kesmek kolaydır, çünkü sorumluluğunuz yoktur.

Ne var ki, işin içine girer, sorumluluk aldığınız anda, gerçeklerle yüzyüze kalırsınız.

Önder Özen’in başarılı olmasını gönülden istiyoruz. Futbol bilgisi tartışılmaz, ancak yükü ağır ve de zor. Kasımpaşa’nın kadrosu iyi, ancak kötü skorlar özgüven duygusunu yerle - bir etmiş. Puan cetvelinde sıkıntılı bölgeye yakınlar, tehlike kapılarını çalabilir, bizden anımsatması!

Farklı Beşiktaş yenilgisi bu savımızı doğrular nitelikte, ne dersin Önder hoca? Bir yandan takımı toparlayacak, diğer yandan tepkilere set çekecek! Al, Adem, taraftarın tepkisine küfürle yanıt verdi, kırmızı gördü. Bu tabloda Önder Özen ve ekibi takımı nasıl toparlayacak, doğrusu merak ediyorum!

Bu oyunda gol atmak elbette önemlidir, lafımız yok. Ancak, o pozisyonun hazırlanışı bir o kadar da değerlidir, o emeği görmemezlikten gelmek haksızlıktır.

Bizce maçın gizli kahramanı Sosa’dır... Mustafa, Demba Ba ve Motta’nın attıkları goller Sosa patentlidir. Oyun kurdu, adam

Yazının Devamı

Sözün bittiği yerdeyiz!

7 Nisan 2015

Geçmişte, yani yetmişli, seksenli yıllarda bu oyunun müthiş güzelliklerine tanıklık ettik. Fanatizm falan hak getire! Ne bir kesici alet, ne de bir küfür - kafir... Üç büyüklerin derbilerinde taraftarların karışık oturduğunu anımsıyorum da, o günlerin yeniden yeşil sahalara gelmesinin hayalleriyle yanıp - tutuşuyoruz!
Ya bu gün?
Fanatizm bir hortladı, ortalık yangın yerine döndü. Sorumlular, sorumsuz açıklamalarıyla, o güzelim futbolu saha dışına taşıdılar, dibine dinamit koydular sonunda!
Taşlı, sopalı, bıçaklı, palalı kavgaları da anımsıyoruz! Ama, futbola kurşun sıkılacağı aklımızın ucundan geçmemişti! Nereye gidiyoruz, ne yapmaya çalışıyoruz, yanıtını vermekte zorlanıyoruz!
Son vahim olay, sözün bittiği yerdir bizce! Ya ölümler olsaydı? Düşüncesi bile insanın, tüylerini diken-diken ediyor!
Ey, başkanlar, ey yöneticiler, ey bu oyunun baş aktörleri, herkes aklını başına toplasın, bu oyuna ‘kin’ ve de ‘kan’ bulaştırmayalım, gemi batarsa, hep beraber batarız!
Elbette çuvaldızı biraz da bize, yani yazılı - görsel medyaya batırmak zorundayız. Medya da sorumluluğunu bilecek, ateşe benzin dökmeyecek!

Valla bu vahim tabloda yorum yazmak hiç ama hiç içimden gelmiyor: Bir

Yazının Devamı

Darısı Kazakistan'a

1 Nisan 2015

Ay-Yıldızlı formayı giyiyorsanız, onun hakkını da sonuna kadar vereceksiniz.
Hiç kimseye kara kaşına, kara gözüne bu formayı vermezler.
Hazırlık maçları, özellikle yeni çağrılanlar için kalıcı olmak adına müthiş bir fırsattır, arkadaşlar.
Efendim, Terim hocamız, bir yandan Avrupa Şampiyonası hesaplarını yapıyor, diğer yandan da çekirdek kadroya alternatif oyuncu arayışlarını sürdürüyor.
Eskileri biliyoruz, tanıyoruz... Gökhan Gönül’ün veliahtı olarak gösterilen, Şener’i doğrusu biz de beğendik. Soğukkanlı, topla çıkışları ve de geri dönüşleri iyi, kadroyu zorlar. Mahmut’un oynadığı bölgenin zorluk derecesi yüksek, bekleyip, görmek gerekir. Bu düşüncemiz, ilk kez Milli olanlar için de geçerlidir. Yani, performanslarını uluslararası seviyeye çıkarmak zorundalar.
Yeter ki, yedek olsanız bile pes etmeyin, çalışın, size o formayı verirler, merak etmeyin arkadaşlar.
Gelelim, madalyonun tersine... Bakın, şartlar ne olursa olsun, ister yedek, ister o formayı ilk kez giyin, farketmez, Lüksemburg’u yenerken, zorlanmanızı size yakıştıramadık, fark bekledik, haklıydık. Niye mi? Lüksemburg, küçücük bir ülke, 550 bin yaşayanı var. Ya Türkiye?

Yazının Devamı

Emenike ve Demba Ba!

23 Mart 2015

Özellikle bu oyunda ‘özgüven’ duygunuz yerle - bir olmuşsa, vay halinize! Eliniz - ayağınıza dolaşır, yüzde yüzlük fırsatları gole çeviremezsiniz, taraftarın hedef tahtası olursunuz.

Tıpkı Emenike gibi...

Nijeryalı futbolcunun haftalardır formsuz olduğunu cümle - alem biliyor, Fenerbahçe her maça on kişi çıkıyor, sevgili İsmail Kartal, farkında değil! Yoksa, Emenike, konusunda bir yerlerden baskı mı görüyor? Valla kapalı bir kutu, yanıtı Kartal’da saklı!

Böylesi bir tabloda, Emenike’yi sahaya sürmek, onu ateşe atmaktır! Çek yedeğe, ya da dinlendir. Adam golü kaçırdı, taraftarın sabrı taştı, protestolar başladı... Nijeryalı kenara ‘değiştirin’ işareti yapıyor, baktı olmuyor, formasını çıkarıyor, sahayı terk ediyor, zorla yeniden oyuna döndürülüyor! Dönse ne olur, adam hem zihinsel, hem de fiziksel iflas etmiş!

Valla Bilic’n de meslektaşından farkı yok! Demba Ba, ligde çok gol atabilir? Peki çok mu formda? Aslaaa... Yürüyor sahada adeta... Orta alandan rakip sahaya gitmek için, neredeyse taksi tutacak! Neymiş ayağına bir top oturacak, ya da penaltı atacak? Dakika 80... Ağır abi, öyle bir fırsat kaçırdı ki, kelimelerle anlatamayız! Atsa, maç kopacak, Kartal, yarışta

Yazının Devamı

Hayal kurmak!

20 Mart 2015

Hayal kurmak müthiş keyif verir insanlara... Maç öncesinde zaman tüneline girip, 2000 yılına uzandım. Hani Galatasaray’ın ülkemize getirdiği UEFA Kupası’nı anımsadım. Ülke olarak ne keyif almıştık, o büyük başarıdan. Acaba mı, olur mu, Beşiktaş finale kadar gider mi? Dedik ya, bizimkisi hayal kurmak, başka bir şey değil!

Ne var ki, adı üzerinde hayaller hiçbir zaman gerçek olmuyor maalesef.

Eve gelirken, yollar bomboştu, herkes evine kapanmış, niye mi? Diğer renklerin de umuduydu Beşiktaş da ondan. Haftalardır, formsuzluk yaşayan Motta müthiş bir gol attı, benzetme yerindeyse soluyla bir vurdu, çataldaki ne kadar örümcek varsa, hepsini aldı!

Ne var ki, o heyecandan takım savunmasını unutmuştuk! De Sutter, skoru eşitlerken, bizim hayallerimize de taş koydu!

Brugge, skoru eşitledi ya, maşallahı var Beşiktaş’ın kabak çiçeği gibi açıldı, ikinci golü bulmak için risk aldı, takım savunmasını unuttu! Mbombo sahne aldı, iki gol atarak skoru 3-1’e taşıdı. Brugge ürkerek geldiği İstanbul’dan UEFA’da ilk sekize kalarak evine dönerken, arkasında maçı izleyen 65 bin üzüntülü taraftar kitlesi bıraktı.

Sözün kısası, üç büyüklerin en yaşlısı Beşiktaş, 112 yaşını buruk kutladı,

Yazının Devamı

Olcay'ın dönüşü

16 Mart 2015

Töre’ye kim ne derse desin, ister topla fazla oynasın, kaptırsın, hatta yürüsün farketmez. O Beşiktaş’ın en büyük silahıdır, izleyenlere keyif verir, skor tabelasını terse çevirecek adamdır. Perdeyi açan golde tamam top Anıl’a çarpıyor, kaleciyi yanıltıyor, eyvallah. Ama bu oyunda şans faktörü her zamam öndedir. Gol oldu mu oldu, çarpma da olsa, gole asla gölge düşürmez. Onun varlığı yeter.

Aferin Olcay’a... Nihayet aylardır aradığımız, eleştirdiğimiz Olcay, Ankara’da ortaya çıktı. Bir penaltı yaptırdı, onun kumaşıyla örtüşen harika bir de gol attı. İşte sen busun Olcay kardeş. İyi oynadı ya, nazara geldi, devre arasında merdivenlerden düşmüş. Neyse ki, sağlıklı olarak yeniden sahaya döndü, sevindik. Aman ha kendine dikkat et kardeş. Serdar Kurtuluş da maç öncesinde ısınırken sakatlandı, yerini Necip’e bıraktı. Bir oyuncu ısınırken, nasıl sakatlanır, anlamadık!

Bu zorunlu görev değişimi Necip’i olumsuz etkilemedi. Demba Ba’nın Olcay’a yaptığı gollük asistte Necip’in uzun pasının da müthiş katkısı olduğunu anımsatalım. Aferin ona, joker gibi, nereye koysanız oynuyor, ekstra işler de yapıyor kaptan. Gözü kara, savunmada çarpışıyor, hatta sakatlanmayı bile göze alıyor.

İlk

Yazının Devamı