Geçmişte, yani yetmişli, seksenli yıllarda bu oyunun müthiş güzelliklerine tanıklık ettik. Fanatizm falan hak getire! Ne bir kesici alet, ne de bir küfür - kafir... Üç büyüklerin derbilerinde taraftarların karışık oturduğunu anımsıyorum da, o günlerin yeniden yeşil sahalara gelmesinin hayalleriyle yanıp - tutuşuyoruz!
Ya bu gün?
Fanatizm bir hortladı, ortalık yangın yerine döndü. Sorumlular, sorumsuz açıklamalarıyla, o güzelim futbolu saha dışına taşıdılar, dibine dinamit koydular sonunda!
Taşlı, sopalı, bıçaklı, palalı kavgaları da anımsıyoruz! Ama, futbola kurşun sıkılacağı aklımızın ucundan geçmemişti! Nereye gidiyoruz, ne yapmaya çalışıyoruz, yanıtını vermekte zorlanıyoruz!
Son vahim olay, sözün bittiği yerdir bizce! Ya ölümler olsaydı? Düşüncesi bile insanın, tüylerini diken-diken ediyor!
Ey, başkanlar, ey yöneticiler, ey bu oyunun baş aktörleri, herkes aklını başına toplasın, bu oyuna ‘kin’ ve de ‘kan’ bulaştırmayalım, gemi batarsa, hep beraber batarız!
Elbette çuvaldızı biraz da bize, yani yazılı - görsel medyaya batırmak zorundayız. Medya da sorumluluğunu bilecek, ateşe benzin dökmeyecek!
Valla bu vahim tabloda yorum yazmak hiç ama hiç içimden gelmiyor: Bir maç mı? Fazla lafa gerek yok! Sosa’nın iki net pozisyonunu gole çeviremediğini mi, yazalım? Yok Olcay’ın golcülüğü unuttuğunu mu anımsatalım! Bilic’in zirveyi yakalama adına zorluk derecesi yüksek maçta genç kaleci Günay’ı riske etmesini mi, eleştirelim! Neyse ki Günay, müthiş kurtarışlar yaparak, gelecek adına umut verdi, alkışladık. Tutarsız kadro tercihleriyle sürekli sınıfta kalan Hırvat hocanın yeniden Sivok’a sarılışına ne demeli? Ya da Kartal’ın böylesi kritik maçlarda tek forvet oynatılması nasıl bir teknik adam doğrusudur? O yere -göğe sığdırılamayan Demba Ba’nın bize göre adı var, ama kendisi yok!
Bizce maçın adamı yaptığı kurtarışlarla kaleci Volkan Babacan’dır, bravo.
Pes vallahi Mete Kalkavan pesss! Kokartın üst düzey, ne var ki Demba Ba’nın kafa şutunda top Yalçın’ın eline çarpıp, yön değiştiriyor, penaltıyı es geçiyorsun! Üstelik gözünün önünde, sakın ola görmedim deme?