Beşiktaş’ı test etmem

17 Ağustos 2015

Ligin ilk haftasını kantara koyup, takımları tartmak, geleceğe dönük yorumlar yapmak için ‘kahin’ olmak gerek!
Ne var ki, özellikle Fenerbahçe’nin yabancı yıldız transferinde bir numaraya oturduğu da bir gerçek. Bakmayın Devler Ligi’ne erken veda etmesine... Bu kimseyi yanıltmasın. Çok güçlü, çok alternatifli bir kadrosuyla diğer büyüklerden şimdilik bir adım önde gibi... Üç kupalı Galatasaray lige sıkıntılı başladı, transferde ekonomik nedenlerle geri kaldı, soru işaretleri çok!
Beşiktaş ise onca parasal sıkıntılara karşın, valla abartmak gibi olmasın ‘taş’ gibi bir kadroyu Şenol Güneş hocaya teslim etti. Yönetim şampiyonluk adına her türlü fedakarlığı yaptı, Kartal’ı zirveye uçurmak da usta Güneş’e kaldı.
Tarihi ‘farkın’ kaçtığı maçta Beşiktaş’ı ‘test’ edersek, hata yaparız. Mersin’de para yok, bi de transfer yasağıyla boğuşuyor, geleceğe korku dolu gözlerle bakıyor. Yani kendi yağıyla kavruluyor. Hoş yağı da kalmamış! Mersin, haddini bilerek sahaya çıktı, sahasına kapanmak zorunda kaldı.Uzun ve derinlemesine paslarla fırsatlar yaratmaya dayalı bir sistemle oynadı, iki golünü de Nakoulma ile bulabildi, hepsi o kadar...
Quaresma’nın yeniden yuvaya dönmesine çok

Yazının Devamı

Top artık Güneş hocada

23 Temmuz 2015

Hazırlık maçlarına bakıp, o takımın geleceğiyle ilgili ‘ahkam’ kesmeyi hiç sevmem.

Ne var ki, sezon öncesinde üç büyüklerin fotoğrafı çok net. Fenerbahçe, transferde bir numaraya oturdu, üç yıldız oyuncuyla göz kamaştırıyor. Hatta, “Fenerbahçe, Fenerbahçe ile yarışır” yorumlarını duyar gibiyiz.

Galatasaray’ın oturmuş bir kadrosu var, dört takviye yaptı. Deneyimli oyuncuları iç hatlarda da en büyük artısı.

Beşiktaş’a gelince... Onca handikapa karşın, geçtiğimiz sezon şampiyonluğu nasıl kaçırdığını cümle-alem biliyor! Yönetimin yerli hocaya rotayı çevirmesini alkışlıyoruz. Güneş hocayı tanıyoruz, başarı için gecesini-gündüzüne katacağını da biliyoruz. Eeee bu tabloda, Güneş hocaya destek ve ona kredi tanımak da bize düşüyor.

Kartal’ın kadrosu asla kötü değil... Beck ve Tosic, yeniler. Querasma da yeniden yuvaya döndü. Peki, şimdi sormak gerekir, Quaresma’yı niye gönderdiniz arkadaşlar? Q7, Kartal’ın gücüne güç katacak bir yetenektir. Efendim kaprisliymiş, oyun disiplini yokmuş! Geçin bunları geçin... Sahaya çıktığı anda topu ayağından almak için üç rakip onu kovalıyorsa ki, öyle, bırakın kaprisleri de eksisi olsun.

İşin özeti... Güneş hocamız, meslektaşı Bilic’in

Yazının Devamı

Darısı Kazakistan'a

9 Haziran 2015

Grupta Çek Cumhuriyeti ile İzlanda, aldı başını gidiyor, avantajlı konumdalar, Fransa kapısını araladılar. Bizim tablo kritik ötesi, pamuk ipliğine bağlıyız, koptu kopacak!

İlk ikiyi kaçırdık, Hollanda’yı kovalıyoruz, bunun hesaplarını yapıyoruz. Diyeceksiniz ki, daha beş maç ve 15 puan var, doğru... İşin özeti Fransa umutlarını sıcak tutmanın tek yolu, o da beş maçı kazanmaktan geçiyor. Kazanırken, rakiplerin de puan kaybetmesini beklemekten başka çaremiz yok! Bu oyunun her türlü skora açık olduğunu biliyoruz. Grupta puan kayıpları yaşanır mı, yaşanması olası...

Bunun içindir ki, kalan beş maçımızda ayağımızı yere sağlam basmak zorundayız.

Bu tabloda önümüzdeki Kazakistan maçı çok önem taşıyor. Onların hesabı yok, bizim var, kaybedersek biteriz!

Lig bitmiş, tatil başlamış, fiziksel ve de mental yorgunluk dibe vurmuş... Millilerimiz de ise durmak yok, ekstra mesaide, Kazakistan maçının son provasını Bulgaristan ile noktaladılar.

Bu tip provalarda kalkıp, oyuncuları tek tek kantara koyacak halimiz yok, artı çoğunluğu tanıyoruz, futbol kumaşlarını biliyoruz. İlk kez Emre Taşdemir ve Yasin Öztekin, Milli Takım kapısından içeri girdiler. Terim’in kantarı adaletlidir,

Yazının Devamı

Bu fırsat kaçmaz

30 Mayıs 2015

Yerli hocaları savunduğumuz zaman, ortalık yangın yerine dönüyor, bazı kesimlerce eleştirilere hedef olduk, ama yılmadık.
Rahmetli Derwall ve bu oyuna hâlâ katkılar sunan Sepp Piontek ve Lucescu’yu, hep alkışladık, el üstünde tuttuk. Çünkü, Türk futboluna yaptıkları hizmetler hâlâ belleklerde.
Mancini ve Prandelli, ikisi de dünya markası... Peki, Galatasaray’daki karnelerine ne demeli? Başarısızlıkları bir yana milyonlarca Avro’yu alıp, ülkelerinin yolunu tutmadılar mı?
Yönetim, rotayı yerliye çevirdi, Hamza Hamzaoğlu’nu göreve getirirken, aslında büyük cesaret örneği verdiler bizce...
Ne oldu?
Aslan 4. yıldızı apoletlerine yapıştırdı... Yani, Hamza hoca, iki dünya markasının yapamadığını başardı, Aslan’ı zirveye taşırken, bizim ‘yerli’ tezimizi de kaşeledi, onunla ne kadar gurur duysak, azdır.
Kıssadan hisse, sevgili Beşiktaşlı yöneticiler! Haldır - haldır, yabancı peşinde koşacağınıza çevrenize bakın, Rıza, Sergen, Şifo Mehmet, Tayfur Havutçu var... Metin Tekin, sportif direktörlüğe yakışmaz mı, yakışır. Hamza örneğini baz alın, kendi markanızı siz yaratın, ey yöneticiler, bu fırsat kaçmaz.

Maç mı?

Yazının Devamı

Sekizde sıfır!

25 Mayıs 2015

Bilic’in ne çok seveni varmış da, haberimiz yok! Maşallah, meslektaşlarımız gider-ayak Hırvat hocaya methiyeler yağdırıyorlar! Müzisyenliğine, avukatlığına, sevecenliğine, samimiyetine ve de kişiliğine iki yıllık süreçte tek laf etmedik. Bizim eleştirilerimiz tamamen teknik adamlığına endeksliydi. Yani, rotamız hep rakamsal gerçekler üzerine kuruluydu. Yanlış kadro tercihleri ve de garip rotasyonları bizleri irite etmiştir, hepsi o kadar... Dünkü on bire bakın, ey dostlar! Örnek Franco... Takımın gediklisiydi, haftalardır yok! Kaleci Günay, kumaşı iyi, ancak Konya maçında kornerden gol yiyen bir kalecinin, zorluk derecesi yüksek maçta oynatılması ne derece doğru bir tercihtir! Üç puana gereksinimi olan maçlarda sürekli Demba Ba’ya umut bağlandı, yalnızlığa mahkum edildi hep! Peki, Cenk ve Mustafa bostan korkuluğu muydu?

Daha çok var da, ne yazacak zamanımız ne de, yerimiz var!

Mazeretler üretmek, bunlara sığınmak kolaycılıktır, bunu bilir, bunu söyleriz!

Tamam sahası yok... Kartal, göçebe kuşlar gibi... Bu faktörler ne kötü oyuna, ne de sürpriz (!) yenilgilere asla mazeret olamaz. Koca Beşiktaş, iki sezonda bir derbi kazanamaz mı arkadaş? Yani, sekizde sıfır çekmiş bir

Yazının Devamı

Oyun bitti!

19 Mayıs 2015

Gidenin arkasından konuşmak bize yakışmaz! Ne var ki, adam damarımıza basıyor, el frenini bir türlü çekemiyoruz!

Bilic, giderayak (!), Konyaspor maçına çıkardığı kadroda rotasyona gitmiş. Sevsinler senin rotasyonunu! Ne yani, Beşiktaş’ın bugüne kadar aldığı kötü skorlarda sadece Serdar Kurtuluş ile Atiba mı, tek suçlu? O kadar formsuzlar var ki, onlara sıra bile gelmez!

Bu oyun takım oyunudur arkadaş... Tek tek suçlamak futbolun kitabında yoktur. Başarı da, başarısızlık da ortaktır. Haa formsuz ise rotasyona lafımız olmaz. Kurtuluş’un yerine oynatılan Opare, ilk yarıda ne yaptı Allah aşkına? Bırakın kanat bindirmelerini bir kenara, kazandığı topları bile kullanamadı, ortaları rakibe nişanladı, yerden kalkmadı! O da farkında ki, ilk yarıyı hep arkadaşlarından ‘özür’ dileyerek tamamladı!

Bilic’in dünkü maçta tek doğrusu geç de olsa Kartal’ı çift forvetle sahaya sürmesiydi. Ancaak, gördük ki, Pektemek ve Demba Ba, dönüşümlü kanatlarda görev yapıyor!

Demba Ba’nın kalitesi belli. Attığı gol sayısı onsekiz, bu da en büyük kanıt, tamam. Peki, Demba Ba’yı sezon başından bu yana yalnızlığa iten biz miydik?Adam, rakip savunmaya mı baskı yapsın, yoksa gol pozisyonu mu kovalasın?

Yazının Devamı

Bilic böyle istedi!

15 Mayıs 2015

Valla, şu herkesin toz kondurmadığı, el üstünde tuttuğu Bilic’e geldiği günden bu yana hep muhalefet ettim, bundan da asla pişmanlık duymadım. Ancak bu eleştirileri yaparken de önyargılı olmadım.

Yahu, kardeşim Gaziantep maçı hâlâ hafızalarda kazılı. Bilic, maalesef o puan kaybından dersler çıkarmamış. Arkadaş, şampiyonluğa oynuyorsan, ki öyle, sahaya topunla-tüfeğinle çıkacaksın. Öyle gol ayaklarını yedek kulübede tutma lüksünüz yoktur! Tamam, hakem hataları var, Beşiktaş göçebe gibi, bunları gözardı etmiyoruz, peki teknik adam olarak Bilic’in yanlış kadro tercihlerine ne demeli? Rakip golü atmış, öne geçmiş, Hırvat hoca sahadaki tabloyu bizim gibi izliyor. Düşünün ilk yarıda bırakın pozisyon üretmeyi Beşiktaş’ın rakip kaleye bir şutu bile yok. Niye rakip topu daha iyi kullanıyor, artı iyi de kapanıyor da ondan. Beşiktaş’ın, ilk yarıda rakip savunmayı açacak ne gücü vardı, ne de baskı yapabilecek, kramponlara sahipti.

Atı alan, Üsküdar’ı geçmiş, Demba Ba’nın skoru eşitleyen golünden sonra Hırvat hoca kozlarını sahaya sürdü, sırasıyla. Sanırım, hocada jeton geç düşüyor, ya da kafasında b planı yok!

Mustafa Pektemek, Kerim Frei ve Cenk Tosun’un oyuna girmesi, Kartal’ı

Yazının Devamı

Emeğe saygı arkadaşlar!

11 Mayıs 2015

FIFA kokartını takmak, bilgi-beceri ister. Hele hele onu taşımak, hakkını vermek, ayrı bir yetenek gerektirir. Pozisyonlara yakın olacaksın, iyi süzeceksin, özeti, o kartın hakkını vereceksin arkadaş...

“Oyunun içinde kalalım” diyoruz, demesine de, hatalı kararları izledikçe, insanın sinirleri bozuluyor! Bu güzelim mücadeleyi bıraktık, kantarımıza zorunlu olarak hakem Tolga Özkalfa’yı koyduk, ne yapalım!

Tolga Özkalfa öyle hatalar yaptı ki, hangisini yazalım kardeşim? Erdem’in Demba Ba’yı hareket halinde cezaalanı içinde eliyle itmesi, buz gibi penaltı... Niye mi? Demba Ba, tek ayak üzerinde vuruş hazırlığı yapıyor, yani Erdem ile şartları eşit değil. Artı, bir hava topunda arkadan dokunduğunuz anda faul çalıyor, işi bilen hakemler... Sana göre Demba Ba kendini ‘atıyor’ değil mi? Peki o zaman sarı kartın nerede? Yok! Chibuike’nin attığı gol öncesinde Camara’nın Serdar Kurtuluş’un yüzüne attığı tokadı da mı görmedin, gözlerine perde mi indi hoca?

Bitmedi. İlk yarının sonlarına doğru Erdem’in Atiba’ya arkadan yaptığı haraket faul... Avantaja bıraktın eyvallah, peki kardeşim Kanadalı topu kaybetti, niye faulu çalmıyorsun? Kuralı mı unuttun?

İkinci yarıda Beşiktaş, müthiş

Yazının Devamı