Fatih Terim ile yaşadığı tartışma ile günlerce gündemde kalan Selahattin Aydoğdu' nun heykeli yapıldı.
Güzel Sanatlar Fakültesi, heykel bölümü öğrencilerinin mizahi amaçla yaptıkları heykelin üstünde şu yazıyor:
"Türk Futbolunun kaderini değiştiren adam Selahattin Aydoğdu".
İşin ilginç tarafı heykeli yapan öğrenciler, sonrasında heykeli Aydoğdu' nun restoranının önünü bırakıyorlar. Üstelik uluslararası bir spor sitesinin heykele sponsoru olduğu iddia ediliyor.
Elbette bu bir mizahi faaliyet. Ülkemiz insanları mizah alanında oldukça iyidir. Ayrıca milletimiz tarih boyunca sevdiği, benimsediği kişilerin heykelini yapmayı da benimsemiştir. Bu heykel işi biraz da psikolojik bir dışavurumdur. Bazıları da bu dışavurumu maalesef heykellere saldırarak yapar.
Bu olayın bir de trajik boyutu var.
Türkiye' de futbolun belki de kaderine istemeden etki etmiş bir adamdır Selahattin Aydoğdu. Stratejik kararlar alınmasına vesile olmuştur. Üzücü bir olayın tarafıdır. Öte yandan bir devrin kapatılıp, bir devrin açılmasına neden olmuştur.
Oysa stratejik bir karar için böylesi bir olay yaşanması gerekmemeliydi.
Teknik Direktör Ne Kadar Kabahatli?
Üç senedir kötü çalıştırılmış olan, fiziksel ve mental zayıflıklara sahip, takım olma noktasında sıkıntılar yaşayan ve üstelik de yaş ortalaması yüksek bir futbolcu topluluğu varsa elinizde, teknik direktör olarak ne yaparsınız?
Bu durumun adı teknik çaresizlik.
RvP, Valbuena, Aatıf, Dirar, Soldado, Mehmet Topal, Skrtel futbol hayatlarının son demlerindeler. Hem fizik, hem mental açıdan.
Ozan, Alper, Hasan Ali, Şener, Neustadter, Josef, Salih gençler ama bir önceki gruptan fizik ve mental olarak çok farklı değiller. Belki biraz Alper. Çünkü bu sene sözleşme yenileme senesi.
Bu kadro kaliteli diyen yorumculara tek bir soru? Bu kadrodan Beşiktaş veya Galatasaray' a kimi alırsınız? Geçen sezon bu takımın tek kalburüstü futbolcusu, en iyisi olan Lens dahi Beşiktaş' ta yedek kalma riski altında.
Hadi bırakın BJK ve GS' yi, Başakşehir' e kimi alırsınız?
Mesela Emre Belözoğlu yerine, Mehmet, Josef veya Ozan' ı alır mısınız? Adebayor yerine RvP veya Fernadao' yu? Alır mısınız sahiden? Visca ve Elia yerine Dirar ve Alper' e ne dersiniz?
Dün gece tüm Türkiye kahroldu. Sadece Fenerbahçe' liler değil, tüm Türkiye üzüldü. Kaybolan ülke puanlarımız çünkü.
Futbolda üzüntü için de sevinmek için de 24 saat yeter.
Şimdi kendine gelme zamanı. Fenerbahçe camiasına tavsiyem kenetlenmesi.
Hatalarına rağmen Başkan, Yönetim ve Aykut Kocaman en az 1 sene daha bu camiayı yönetecekler. Hatalara devam ederlerse, başarı gelmez ise eleştireceğiz. Başarı gelirse tebrik edeceğiz.
Bu şekilde giderse bu sezon hüsran gibi gözüküyor. Peki bu noktadan durum kurtarılabilir mi?
Doğru stratejiler ile evet.
Bir kere Fenerbahçe şu anda 2 kulvarda oynayacak. Bu rakiplere göre avantaj. Türkiye' de futbolcuların fiziksel ve mental kapasitesinin sınırlı olduğu düşünüldüğünde bu iyi haber. Hele de bu Fenerbahçe kadrosu için. Avrupa bu yetersiz kadroyu bir hayli zayıflayacaktı.
Aykut Hocam. Bu yazıyı ya okuyun, ya size okutsunlar. 18 senedir antrenörlük yapıyorsunuz, bende hemen hemen 20 senedir dünya futbolunu, ekolleri, sistemleri, futbolcuları, endüstriyel boyutları ile çok yakından takip ediyorum. Size bazı tavsiyelerim olacak.
Geçen gece Başakşehir Şampiyonlar Ligi'nde Sevilla' ya elendi. Alkışladık. Ruhunu, sistemini, mücadelesini, kalitesini alkışladık.
Bu gece Fenerbahçe UEFA Avrupa Ligi'nde Vardar' a elendi. Yine alkışlıyoruz.
Neyi mi?
Son 4 sezondaki teknik direktör tercihlerini alkışlıyoruz!
Son 4 sezondaki kadro mühendisliğini ve kadro kalitesini alkışlıyoruz!
Son 4 sezondaki transfer başarılarını alkışlıyoruz!
Son 4 sezondaki yönetim performansını alkışlıyoruz!
Son 4 sezonda taraftara verilen sözleri alkışlıyoruz!
Trabzonspor karşılaşması gösterdi ki, Fenerbahçe' nin son 3 karşılaşmada sahada aldığı sonuçlar büyük oranda Aykut Kocaman' ın teknik yönetimine bağlanamaz. Burada yönetimin transfer konusundaki başarısızlığı doğrudan rol oynadı.
Guiliano ve Soldado geç transfer edildiler. Kampa katılmadılar. Kameni ve Volkan kalede güven vermiyor. Buna rağmen bir kaleci transferi yapılmadı. Aslında Fenerbahçe nedense Volkan' dan çok daha iyi bir kaleci alabilecekken, üç sezondur hep ona yedek olacak, onu zorlamayacak çapta kaleci alıyor. Burada tuhaf bir durum var. Volkan' ı kesebilecek bir kaleci neden alınmaz? Kameni ' de böyle bir kaleci.
Stoper, kanat hücumcusu ve forvet eksikleri var. Bunlara yönelik bir transfer hamlesi gelecek mi bilmiyoruz, ancak bu üç transfer olmadan Fenerbahçe' nin geleceğe güvenle bakması zor.
Göztepe, Vardar ve Trabzonspor karşılaşmalarında Fenerbahçe futbol olarak her maçta ufak da olsa iyiye gitti. Ama yapısal sorunları nedeniyle, kötü sonuçlar aldı. Kadro kalitesi ve derinliği rakiplerinin çok gerisinde. Esas sorun burada.
Aykut Kocaman stopersiz, forvetsiz bir takım ile maçlara çıkıyor. Van Persie futbolu kafasında bitirmiş, fizik olarak da
Fenerbahçe' de tek birinci sınıf futbolcu Valbueana. Zaten onun dışında da ayağına top yakışan ikinci bir isim yok. Adam sahada herşeyi yapıyor. Koşuyor, adam geçiyor, pas atıyor, boş alanlara kaçıyor ama sahadaki diğer arkadaşları başka dünyadan.
Fenerbahçe' nin iki kalecisi var. İkisi de birbirlerinden dikkatsiz, formsuz, şanssız. Şaka gibiler.
Bir hocası var, futbol ile ilgili arayışları 18 senedir bitmedi. Hala da bulamadı. Şener ve Hasan Ali tercihi, Mehmet Topal' ın stoperde oynatılması, Ozan' a forma vermesi, Ahmethan ile başlaması...
Fenerbahçe' nin bir kadrosu var, 52 yaşındaki teknik direktörü, kadronun yarısından daha fit.
Fenerbahçe' nin bir Başkanı var, sürekli transferde kandırılıyor. Önce Ozan, Volkan; Josef ve RvP. Şimdi de Kameni ve muhtemelen Dirar ve Soldado. Olan Fenerbahçe taraftarının sinir sistemine oluyor.
Bugün pek çok kişi gibi bende oyun olarak Fenerbahçe' yi kötü bulmadım ama Vardar' dan da 2 gol de yenmez be kardeşim. Olacak iş değil. Bu maçın faturası sadece Mehmet Topal' a çıkamaz. Bunların hepsine çıkması lazım.
Maçı çevirecek adam var mı diye kenara bakıyorsun, oyuna Aatıf giriyor. Aatıf kurtarıcı yani. Olacak iş mi bu? Ki bu
Transfer dönemlerinde akıl ve mantık sınırları dışında işler yapılıyor.
Son 8-9 senedir, yapılan bazı transferler ve harcamalara akıl sır ermiyor. Burada Fenerbahçe' ye ayrı bir parantez açmak gerekiyor.
Mesela Guiza. Tam bir fiyasko. Ona ödenmiş olan bonservis 14 milyon Euro. İki yıl boyunca aldığı yıllık ücret 4 milyon Euro' dan toplam 8 milyon Euro. Yani toplam maliyeti 22 milyon Euro.
Mesela Robin Van Persie. 31- 32 yaşında geldi. Manchester United' a ödenen bonservis bedeli 6.5 milyon Euro. Yıllık 4.9 milyon Euro + maç başı 20 bin Euro. Üç yılda maç başı ödeme hariç 14.7 milyon Euro para alacak. Oynadığı maç sayısı sene içinde 30 olur desek, bu da 600 bin Euro ediyor. Toplam maliyeti 21.8 milyon Euro. Hadi 21.5 diyelim.
Mesela, Soldado. Yaş 32. Soldado ile 2+1 yıllık sözleşme yapıldı. Bonservisine bonuslar ile birlikte 4.5 milyon Euro ödendiği söyleniyor. Yıllık ücret 3 milyon Euro' dan, iki yıl için 6 milyon Euro. Toplam maliyet 10.5 milyon Euro.
Bunlar dışında yakın zamanda Mehmet Topuz'lar, Ozan Tufan' lar, Josef' ler var. Bunların üçünün sadece bonservis toplamı bile 23-24 milyon Euro' yu buluyor. Ücretleri saymıyoruz bile.
Serdar Kesimal vakası var
Aykut hocanın çağrısı yanıt buldu. Eskisi gibiydi tribünler. Renkli, ateşli, heyecanlı.
Oyunu 50-55 dakika kontrol altında tutan, sonra idare eden bir takım vardı sahada. Bireysel performanslar ise zaman zaman tepki çekti.
İstek, topa sahip olma çabaları, daha akılcı hücum geliştirme ve sahaya daha iyi yayılma gibi geçen sene görmediğimiz özellikler kazanıyor Fenerbahçe.
Fenerbahçe' de geçen seneye göre gelişme var, sahaya da yansıyor. Ancak Fenerbahçe' yi geçen seneki Fenerbahçe ile karşılaştırmak ne kadar doğru?
Fenerbahçe' yi bu seneki rakipleri ile, makul bir futbol anlayışı ve sistematiği ile, modern futbol seviyesi ile karşılaştırmak lazım. Geçen sene veya ondan önceki senenin kayıp takımları ile karşılaştırmak mantıklı değil.
Fenerbahçe' de hala büyük eksiklikler var. En büyük eksiklik de kalitesizlik. Geçen sene sürekli yazdım, o kadro ile bu kadro arasında Valbuena ve Dirar hariç bir fark yok. Onların katkısı önemli olsa da sınırlı kalıyor.
Aykut Kocaman 2 aylık süreyi sadece kendisi için değil, takımı için de istiyor. Sabır diyor. İyi niyetli. Ancak elindeki kadronun kalitesinden kendisi de emin değil. Buradan iyi birşey çıkartırız düşüncesinde. Ya