BUNDAN 30 sene önce... 12 Eylül sabahı, sekiz yaşında bir kız çocuğuyken babamla Varyant’tan çıkışımızı hatırlıyorum.
Sütlükahve Murat 124’ümüzde bir yandan radyodaki ihtilal haberlerini dinliyor, bir yandan da annemi göreve çağırıldığı Konak’taki hastaneye götürmek için acele ediyorduk. Konak Meydanı’na geldiğimizde, askerler arabamızı durdurduğunda, korkmamıştım. Alışıktık çünkü... Annemin Konak Doğumevi’nde görev yaptığına dair belgeyi askerlere gösterdik, yolumuza devam ettik. Çocuk aklımla her ayrıntıyı hatırladığım o sabahla ilgili unutamadığım bir şey de annem ve babamın gözlerinin dolduğu, hatta gözyaşlarını tutamadığıydı... Ben arabanın içinde, bir o cama bir bu cama gidip duruyordum. Radyoda çalan ihtilal marşlarını mırıldanıyor, hatta ufaktan tempo tutuyordum. Belki annem babam hatırlamaz ama ben onları gözyaşları içinde gördüğümde söylediğim sözü bugün gibi anımsıyorum:
“Bir daha kimse birbirini öldürmeyecek değil mi? Kötülük artık olmayacak değil mi?”
Tam annemi bırakıp, Varyant’tan yukarı doğru çıkarken babam,
“İnşallah kızım” demişti... Ama o umutsuz ses tonu hiç kulağımdan gitmedi benim...
Aradan geçen 30 yılda da, bu ülkede ne kan, ne kin, ne kavga bitmedi... Lise yıllarında öğrendiğim “Güzel günler göreceğiz çocuklar“ı mırıldandım hep küçücük çocuk gibi her kötü günde:
“Güzel günler göreceğiz çocuklar
Motorları maviliklere süreceğiz
Çocuklar inanın, inanın çocuklar
Güzel günler göreceğiz, güneşli günler”
Ben hep güzel bir gün bekledim bu ülkede... Oldu da, haksızlık edemem. Ama o film, hep başa sardı.
30 sene sonra yine takvim 12 Eylül’ü gösteriyordu dün... Bu sefer sabah değil ama, bir 12 Eylül akşamı; tesadüf bu ya Varyant’tan çıkıyordum. Tıngır mıngır gidiyordum işte. Az önce gazetede Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmasını dinlemiştik... Sonra evlerimize dağılmıştık.
Gazeteden çıkarken, “Haydi bana gel, ama Varyant’tan gel. Daha kestirme” demişti arkadaşım. Varyant’a geldiğimde gözlerim doluverdi benim işte. Tıpkı 30 yıl önce anne-babamın bir 12 Eylül sabahı dolan gözleri gibi. Gözyaşlarımı tutamadım. 30 yıldır yaşananlar geldi gözümün önüne ve sonra dün Hakkari’de, Şırnak’ta, Diyarbakır’da, Mardin’de, Van’da, Iğdır’da, Muş’ta, Ağrı’da, Batman’da, Bitlis’te sandık başında yaşananlar. Kulağımda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Türkiye demokrasi bayramından yüzünün akıyla çıkmıştır. Okyanus ötesinden bu sürece destek veren kardeşlerimi de kutluyorum” sözleriyle tırmandım Varyant’a... Bir de başımı çevirip İzmir’e baktım. Dimdik, tek başına ve öyle mağrur görünüyordu ki... “Vazgeç o şiirden” desem de az önce içimden, kızıma da öğretmeye karar verdim dün akşam İzmir’i öyle görünce...
“İnanın, güzel günler göreceğiz çocuklar
Güneşli günler göreceğiz
Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar
Işıklı maviliklere süreceğiz”