GEÇEN sene bu zamanlar... Halimizi hatırlıyor musunuz? Dünyanın ve bizim??
Hatırlıyor musunuz?
Bir domuz gribi furyası almış başını gidiyordu. Ortalıkta korku rüzgarları esiyordu. Gazetelerde, televizyonlarda onlarca haber, onlarca şehir efsanesiyle beraber...
Her gün kaç kişi domuz gribi oldu, hangi şehirde kaç kişi domuz gribinden öldü, korunmak için neler yapmalı? Tüm bunların peşindeydik.
Hapşıran tıksıran birini görsek öcü görmüş gibi kaçıyorduk. Toplu taşıma araçlarına binmekten, sinemaya -tiyatroya gitmekten kaçınıyorduk. Her yerde dezenfektanlar, çantalarımızda jeller... Ortalıkta ne jel ne dezenfektan kalmıştı. Bulunamıyordu, kıtlık yaşanıyordu. Şifalı bitkiler de bu arada araya kaynayıvermişti. Zencefilden, hatmi çiçeğine kadar içine katılan karışımlar, bitki çayı önerileri...
Nar, portakal suyu sıkanların önünde kuyruklar, katı meyve sıkacağı almak için mağazalara koşanlar...
Maske çılgınlığını da unutmamak lazım. Neyse bizde fazla moda olmamıştı.
Bir de aşı tartışmaları vardı ki akıllara zarar. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dan Obama’ya kadar ‘aşı olmuş mu olmamış mı’ takibindeydik. ‘Aşı olacaklar ve olmayacaklar’ diye ikiye ayrılmıştı sanki dünya. Ama en çok da biz!
Sağlık Bakanı’yla Başbakan neredeyse birbirine girecekti bu yüzden. Hatta çarşaf çarşaf listeler yayınlanıyordu; ‘Kim aşı olacak, kim olmayacak’ diye.
Okullarda zorunlu olunca, aşının anlatılan yan etkilerinden korkan bazılarımız telaşa düşmüştü. Sonunda izin kağıtları hazırlandı olmak istemeyenler için. Kısacası geçen senemiz domuz gribiyle geçti.
Peki hayatımızı bu kadar esir alan, korku saçan, 7’den 77’ye tek konuştuğumuz konu olan domuz gribine ne oldu?
O virüs yok artık!
Ondan önceki senelerde de kuş gribi vardı hatırlarsanız ama korkmayın, ona hiç girmeyeceğim...
Ama grip? Bitti mi? Hayır! Peki grip salgını? O da hayır!
Yol açtığı virüsün adı, türü her neyse, ortada korkunç bir salgın var. Ve bu salgın bana kalırsa İzmir’de daha yaygın. Kimle karşılaşsam aynı dertten mustarip. Konuştuğum, her on kişiden sekizi grip!
Gazetede geçirmeyen kalmadı neredeyse, kızım 15 gün evde yattı, okullar da aynı dertte.
Bana kalırsa domuz gribinden de beter.
Önce, ilk gün boğazınızda korkunç bir yanmayla başlıyor. Sonra üst solunum yollarınızı esir alıyor. Hapşırık, öksürük ikinci gün başlıyor. Üçüncü gün artık geçmeye başlar diye beklerken ateş ve baş ağrısı ile devam ediyor. Burun tıkanıklığı ve öksürük ise 15 gün sürüyor. Genelde grip için kullanmaya alışık olduğunuz ilaçlar ise kar etmiyor.
Bana kalırsa bugünlerde yaşadığımız bu grip salgını, domuz gribinden beter!
Ama her nedense bu sene olay haline getirilmedi...
Hem üstelik geçen seneki salgını sağ salim atlatan ben bile nasibimi aldım...
Bakmayın yukarıdaki afili fotoğrafıma. Üzerimde battaniye, ağzımda derece, alnımda ıslak bez; yatak döşek yatıyorum. Günlerdir boğuşuyorum. Limonların, narların sularıyla haşır neşirim. Ballar, karabiberler, zencefiller arasında şifa arıyorum!
Ama en çok merak ettiğim bu salgına yol açan virüsün adı... Bir bulayım... Size de söyleyeceğim...
