LGS ve YKS öncesi ebeveynlere öneriler

19 Haziran 2020

Sevgili ebeveynler,

Bu yıl hem LGS hem de YKS süreci diğerlerinden oldukça farklı, evet. Ama lütfen çocuklarınızın başına bir talihsizlik gelmiş gibi düşünmeyin, davranmayın ve çocuklarınıza da böyle yaklaşmayın. Sadece bu yılın gerçeği de böyle. Aynı şartlar sınava girecek tüm çocuklar için geçerli. O yüzden haydi şimdi olmayana değil de olana odaklanalım ve neler yapabileceğimizi konuşalım.

Avantajlar:

-Sınav ilk dönem konularından olacak. Dolayısıyla tüm yıla göre daha az konu var. Bu zamana kadarki çalışmaları onlar için yeterli olacaktır. Öyle düşünün. :)

-Herkes kendi okulunda sınava girecek. Bu da öğrencilerin daha önceden bildikleri güvenli alanlarında olacaklar demek. Bu da onlara ekstra rahatlık sağlar.

Nasıl davranalım:

-Konunun üzerinde durmayın, sürekli hatırlatmayın. Zaten arkadaşlarıyla aralarında muhtemelen sosyal medyadan bolca görüşüyorlardır. Özellikle bu yaşlarda, birinin gerginliği de diğerine kolayca sıçrayabilir. Bu konuda dikkatli olmasını, düşüncelerini kendisinin

Yazının Devamı

Karantinada uzaktan eğitim

20 Mart 2020

Tüm dünya olarak tarihi bir dönem yaşıyoruz. Şu an çoluk çocuk yaşlı genç neredeyse herkes evinde. Bu sürpriz salgın döneminde elimizden gelenin en iyisini yaptığımıza inanıyorum. Öncelikle kendimizi kutlayalım, gayet iyi gidiyoruz.

Dijital çağın karantinasında uzaktan haber almaya, öğrenmeye rahatlıkla devam edebiliyoruz.

Milli Eğitim bakanlığımız da hemen organize oldu ve uzaktan eğitim alt yapılarımız hazırlandı. Okullarımız da dijital olarak devam ediyor. 23 Mart 2020 Pazartesi günü dersler başlıyor. İlk ders Ziya Öğretmen'den!

Hepimiz bu yeni dönemi çocuklarımızla beraber karşılıyoruz. Öncelikle bu durumun, çocukların okula, yetişkinlerin işlerine dağıldığı sıradan günlerden farklı olduğunu fark edelim. Yani sadece kapıdan "Güle güle, iyi dersler" demek yetmez. Onlar derslerini izlerken bizi de gözlemliyor olacaklar.

Peki ebeveynler olarak biz ne yapalım bu dönemde?

1. Çocuklarımıza derslerin yeniden başlayacağını anlatalım. Bu kez okula giderek değil, televizyon ya da belirtilen diğer kanallardan. Disiplinin, öğrenmenin, zamanı iyi kullanmanın

Yazının Devamı

Aile toplantısı nasıl yapılır?

9 Mart 2020

Size aile iletişimine ve çocuklarınızın özgüvenine müthiş katkısı olacak bir öneride bulunayım: Aile toplantıları. Herkesin görüşlerini, önerilerini paylaştığı, fikirlere, düşüncelere, katkılara ayrı ayrı değer verilen anlar. Birlik hissini arttıran toplantılar.

Haydi aile saadetinizi telefon, TV, bilgisayar üçgeninden çekip alın. Birbirinizin gözlerine bakıp sağlıklı iletişim kurarak mutluluğunuzu arttırın.

Nasıl yapalım?

4 yaşından itibaren çocuklarınız aktif üye olarak katılabilir. 4 yaşın altındakiler de izleyici olarak katılabilir.

Toplantılarınız için aile üyelerinin görüşlerini alarak belli bir zaman ve gün belirleyin. Düzenli olarak belirlediğiniz zamanda toplantınızı yapın. Ekstra durumlar hariç haftada bir toplantı uygun olur.

Evin belli bir yerine hafta boyunca görüşülmesi istenen konuları toplayabileceğiniz bir kutu koyun. Küçükleriniz de resimleyerek öneride bulunabilirler.

Toplantı zamanı gelince hem kutudaki konuları hem de yeni eklediklerinizi sırayla konuşun, değerlendirin, gereken kararları verin.

Konular eve

Yazının Devamı

En iyi haline götüren yolculuk

3 Mart 2020

Biz öyle bir yetiştiriliş ve sistemde yetiştik ki, sen kimsin, ne istiyorsun, hayallerin neler, bunları hiç fark etmeden bugüne gelmiş olabilirsin.

Bir düşün bakalım: Sen hiç hayal kurdun mu?

Cevaplamak zorsa hemen yeniden kendinle buluş derim. Çünkü özünle birlikte değilsen aradığın kendine ulaşamıyor ve tanımlayamadığın bir duygusal rahatsızlık hissediyor olabilirsin... Şimdi başka sorularım da olacak: En son ne zaman hayal kurdun? Sen kimsin? Ne istediğini biliyor musun?

Şimdi sen kendinle bu hallerde yaşayıp giderken mucizen evladın da geldi hayatına katıldı. Daha çok sorumluluk, daha çok iş, ve seni olduğu gibi kopyalayan bir can parçası... Eveet, şimdi geldik mi çocuk yetiştirme sorumluluğuna?...

Yazının Devamı

"Var Olduğumu İspatlamalıyım!"

11 Ekim 2019

"Var Olduğumu İspatlamalıyım!" Bu cümle size neler çağrıştırıyor? Şimdi düşüncelerinizi serbest bırakın ve bu cümleyle ilgili olasılıklar üzerine düşünün. Bu cümle söylenmiş midir? Yoksa sadece düşünce midir? Yoksa yaşananlarda mı izlerini görüyorsunuz? Peki kimin cümlesidir bu? Bir çocuk? Bir kadın? Bir adam? Hangi olaylarla var olduğunu ispatlamaya çalışıyordur? Ne zaman böyle davranmaya başlamış olabilir?

Eğer yukarıdaki soruları cevapladıysanız bu cümlenin sizdeki yansımalarını buldunuz demektir. Bu kayıt bilinçli ya da bilinçsiz olarak sizde de varsa verdiğiniz cevaplar doğrultusunda sizdeki kaynağını bulabilirsiniz. Çünkü verdiğiniz cevaplar sizde yer edenlerden süzülenler. Buraya kadar "Var olduğumu ispatlamalıyım!" düşüncesiyle ilgili kendinizi fark etme aşamasıydı.

Şimdi ise bir anneyle yaptığımız seansta bu inançla ilgili neler bulduğumuzu konuşalım. Başlangıç noktamız, yani seans konumuz bu kadının hayatı boyunca harika fikirlere, becerilere sahip olduğu halde harekete geçtiğinde bir türlü sürdüremeyip geri çekilmesinin, içine saplanan korkunun kaynağını bulmaktı. Muhteşem duyarlı daha üç yaşındaki çocuğuna "Sence ben mutlu muyum?" diye sorduğunda, "Evet anne

Yazının Devamı

Hollanda Okulları Gezisi 2

11 Mart 2019

Hollanda'da farklı eğitim sistemlerini gözlemlediğim gezi notlarımı paylaşmaya devam ediyorum. Demokratik okul, Waldorf okulu, Uluslararası Montessori Derneği merkezi ile ilgili notları bir önceki yazımda bulabilirsiniz. Bu kez Jena Plan okulu, Pikler yaklaşımı, Dalton okulundan bahsedeceğim.

Jena Plan Okulu

Metod, Jena'da yaşayan Alman Peter Peterson tarafından oluşturulmuş. Öğrenci meclisi olan, çocukların istek ve taleplerini rahatlıkla iletip tartışabildikleri bir sistem. Gönüllü temsilci öğrencilerden oluşan meclis düzenli toplanıyor, "Oyun parkındaki kum masasına daha çok kum istiyoruz" diye, "Geziye gitmek istiyoruz" diye taleplerini okul müdürüyle görüşüyorlar. Gerekirse konuyla alakalı olarak polis, belediye başkanı gibi kişiler de meclise davet edilebiliyor. Çocuğun istek ve ihtiyaçlarını merkeze alan, çocuklarla işbirliği içinde çalışan bir sistem.

Sınıflar karışık yaş gruplarından oluşuyor. 4-6 yaş, 6-9 yaş, 9-12 yaşlar birlikte öğreniyorlar. Böylece sosyal becerilerini geliştiriyorlar, işbirliği, grup çalışması yapıyorlar. Öğretmen otorite değil, rehber görevinde. Çocuğu dünyayla uyumlu, ahlaklı ve istediğinde "Hayır" diyebilecek şekilde destekliyorlar.

Okul

Yazının Devamı

Hollanda Okulları Gezisi 1

6 Mart 2019

Beni takip edenler Montessori metodunu hem kendi çocuğumda doğumdan itibaren uyguladığımı, hem de danışmanlıklarımda anlattığımı bilirler. Çünkü benim için çocuk eğitiminde en önemli noktalardan biri çocuğun muhteşem yaradılışını olduğu gibi ortaya çıkarmak. Montessori metodu da işte tam bunun üzerine kurulu. Bununla birlikte bir şeye körü körüne bağlanmamak da benim için çok önemli. Hem güncellenmek, geniş çerçeveden bakabilmek, hem de başka yaklaşımları yerinde gözlemlemek için Alternatif Okullar'ın Hollanda'ya düzenlediği geziye katılmaya karar verdim.

Yaklaşık bir hafta boyunca Demokratik okul, Waldorf okulu, Uluslararası Montessori Derneği merkezi, Jena Plan okulu, Pikler yaklaşımı, Dalton okulu gezilerimiz oldu. Bu yazıda ilk üçünden bahsedeceğim. Haydi başlayalım:

Demokratik Okul
Demokratik Okul'da özgürlüğü içselleştirmiş, huzurlu, rahat çocuklar gördüm. Burada bir parantez açayım "özgürlük" demek, dürtüsel olarak o an canının istediğini yapıp geçmek değil. Seçim yapmak ve seçimlerinin sorumuluğunu almak demek.

Okulda öğretmeninden en küçük öğrencisine kadar herkesin eşit söz hakkı var ve tüm kararlar ilgili meclisler toplanarak alınıyor. Toplantılarda tüm

Yazının Devamı

"Uslu" Denilen Çocuğa Dikkat

7 Ocak 2019

Bizim toplumda her denileni yapan çocuk çok sevilir. Otur deyince otursun, karıştırma deyince olduğu yerde kalsın, sus deyince soru sormasın, gel deyince gelsin, git deyince gitsin, öyle oyun oynamak falan da istemesin, mümkünse sesi çıkmasın... Ya da, anne baba istediği kadar, onlar istediği zaman, istediği şekilde konuşsun... Peki bu hale getirilen varlık, artık bir çocuk mu?

Bu tavır dağası koşmak, oynamak, merak etmek, denemek, yanılmak, neşe katmak, keşfetmek olan çocuğun özünü oluşturan hazinelerini elinden almak olur. Onlardan daha güçlü anne babalarına ya da öğretmene, bakıcıya, otoriteye boyun eğdirmek, onlar ne isterse onu yaptırmak çocuğun iradesini ezmek olur. Uslu uslu (!) sessizce otururken, artık kendini savunamayan, ifade edemeyen, kendini keşfedemememiş, çoğunlukla ne istediğinin farkında bile olmayan, bolca bastırılmış duygusu olan birine dönüşür. Ve bu duygular bulunup dönüştürülmediği sürece asla yok olmazlar. Hüzün, mutsuzluk, aşırı kaygı, korkular, kendine güvensizlik, mükemmeliyetçilik, hata yapmaktan kaçınma, hayır diyememe, sınır koyamama, beğenilmeme kaygısı, kendini beğenmeme, reddedilme kaygısı, vb. pek çok farklı şekilde dışa yansıması olabilir.

Yazının Devamı