Festival zamanı

22 Mayıs 2018

İzmir’de festival zamanı... Uluslararası İzmir Festivali, 26 Mayıs Cumartesi akşamında AASSM’de Tekfen Filarmoni Orkestrası (Üç denizin sesi) ile sanatseverlere merhaba diyor.

Keman virtüözü Charlie Siem, o gece P.İ.Çaykovski’nin Keman Konçertosunu yorumlayacak.

Festivalin son konseri 7 Temmuz Çeşme Kalesi’nde olacak. Her yıl olduğu gibi bu yıl da klasik müziğin ustalarını, Efes Büyük Tiyatro, Celsus Kitaplığı, Çeşme Kale gibi antik mekânlarda dinleyeceğiz.

***

Geçen hafta Van Gölü havzasındaydım. Ülkemizin doğusundaki güzellikleri keşfettim. Doğubayazıt’ta; İshakpaşa Sarayı... Van Kalesi, Akdamar Adası ve adadaki Kutsal Haç Kilisesi, Ahlat’taki mezarlar, Urartu harabeleri, Hoşab Kalesi, çok güzel anılarla hatırlanacaklar...

Gezideki memnuniyet, izlenimlerimdeki güzel anılar, şüphesiz seçtiğim seyahat acentası Fest Travel ve rehberimiz Selçuk Yıldız’ dan kaynaklanıyordu.

Her an mutlu ve keyifliydik. Van’da gecelediğimiz otel Elite World, kalite ve konforu ile beklentimin çok üzerindeydi.

İzmir ve çevresi için Festival zamanı (Uluslararası İzmir Festivali)... Festivallerin kente ve çevresine katkısı, insanların ufkunu açması, kültür alışverişi ve tanıtım açısından son derece değerli.

Yazının Devamı

Doğu’nun masalları

15 Mayıs 2018

Bir geziden döndüm, büyülendim... Görmeyi çok istediğim bir bölgeydi, Van Gölü ve Havzası... Doğubayazıt, Muradiye, Ahlat, Tatvan, Gevaş, Akdamar, Van... Anlatılacak ne çok şey var buraları için.

Yöresel adıyla ‘Van Denizi’nin (Nemrut Yanardağı’nın patlamasından sonra meydana gelen kraterde biriken sularla oluştuğu söyleniyor) tuzlu ve sodalı suyunda sadece inci kefali yaşar... Denizden 1646 metre yükseklikte ve en derin yeri 451 metre. MÖ 10. ve 8. yüzyıllar arasında gölün doğu kıyılarında kurulan Urartu Krallığı, beni buralara çeken sebeplerden biri... Gölün sahilleri boyunca pek çok adasında Ermeni manastırları kalıntıları var ki, bunlardan en iyi korunanı Kutsal Haç Kilisesi mutlaka görülmeli.

Bu olağanüstü güzel ve tarihi zenginliklerle dolu bölge ne yazık ki hak ettiği ilgiyi görememiş; hizmet alamamış, dünyanın ilgisini çekmek bir yana, yurdum insanının da dikkatini çekememiş... Sadece komşu İranlıların çok sevip gelip gittiği bu kıymetli bölge, bizim elimizde ziyan olup giden sayısız güzelliklerden biridir ne yazık ki... Van Gölü havzası yaklaşık 20 bin kilometrekarelik bir doğal yaşam alanı... Maalesef, bölgedeki tarımsal alanlar kısıtlı. Gölde yılda yaklaşık 15 bin ton

Yazının Devamı

Müstesna miras

8 Mayıs 2018

Bu günlerde gündem ağır... Siyaset gergin. Moral için daha çok sanat daha çok kültür ile ilgilenelim.

İzmir’de; sergi, konser, festivalleri izleyelim.

Kentin hızlı ve bilinçsiz yapılaşması, sözüm ona kentsel dönüşüm adı altında yıkılıp yapılan çok katlı yapılar...

Tramvaydan beklenilenler gibi konular yetkimizde olmadığından eleştirmekten öteye gidemiyoruz.

Kentsel dönüşüm kentin pahalı bölgelerinde değişik bir hal alıyor. Aslında bu işin “şehircilik” ile de hiçbir ilgisi yok.

Sonucu göremeyenler hevesle karot testi yaptırıp binalarını yıkıp yenisini yaptırmaya özeniyorlar.

Örnek; Karşıyaka Yalı’da bina yükseklikleri belli ve de yık yap durumu ile de çatı piyesi denilen bir imkân getiriliyor, böylece yeni bir problem ile karşı karşıya kalınıyor.

Yenilenecek bina için ciddi bir maliyet çıkıyor ve kat malikleri neredeyse bir daire parası ödeyerek yenilenmiş dairelerinin sahibi oluyorlar.

Yazının Devamı

Büyük Efes Sanat ve Bubi Retrospektif Sergisi

1 Mayıs 2018

Büyük Efes Sanat, beşinci yılına girerken çok özel bir sergiyle İzmirlilerin karşısına çıkıyor. Sanatçı Bubi’nin 6 dönemini temsil eden retrospektif sergisi, 3 Mayıs-3 Haziran günleri arasında Swissôtel Büyük Efes’in ev sahipliğinde, otelin Kordon salonlarında, sanatseverleri ağırlayacak.

Bubi, estetik kaygılardan uzak, bilinen ve genel geçer kabul edilen kurallara uymaksızın sanatını ortaya koyan bir sanatçı... Her eserini bir haykırış, bir protesto olarak tanımlayan sanatçı, sanatın temelinin ‘yaratıcılık’la doğduğunu savunuyor. Bubi, bu şekilde tuval resminden öcünü aldığını belirtiyor. İzmir’de ilk defa sergilenecek olan retrospektif sergisinin VIP açılışı için Swissôtel Büyük Efes, Büyük Efes Sanat ve Liyakat Derneği el ele veriyor... Bu özel gece, sanatın ve girişimciliğin temelinin ‘yaratıcılık’la doğduğu fikrinden yola çıkılarak planlanıyor... Çocukların eğitimi için davetiye ve sanat eserleriyle fon yaratılması amaçlanıyor... Geceden elde edilecek olan fon ‘Geleceğin Girişimcileri Sanat ile Buluşuyor’ projesinde, Liyakat Derneği tarafından yürütülen bir program kapsamında kullanılacak. Amaç, sosyokültürel açıdan dezavantajlı bölgelerde yaşayan 8-12 yaş arasındaki

Yazının Devamı

Tongue Fu-sözlü dövüş sanatı

24 Nisan 2018

İnsanlar ile iletişimde, husumeti anlaşmazlıkları ve yanlış anlamaları uyuma dönüştürmek son derece önemli ve kritik bir hünerdir.
Sözlü çatışmalardan, ağız kavgalarından ve sinir patlamalarından kaçınmaya ihtiyacımız var.
Zira günümüzde herkes patlamaya hazır bir bomba gibi...
Sözlerimizi insanlarla huzurlu bir birlikteliğin aracı haline getirmek isteriz şüphesiz. Sözlü dövüş sanatı TONGUE FU adlı kitapta yazar Sam Horn bütün bunların yolunu gösteriyor.
İnsanın iç gelişimini vurgulayan bir Çin dövüş sanatının adı Kung’ Fu; amacı fiziksel bir saldırıyı etkisiz hale getirmek, silahsızlandırmak ya da caydırmak...
Tongue Fu’nun amacı ise psikolojik bir saldırıyı etkisiz hale getirmek, silahsızlandırmak ya da caydırmak.
Yani bir tür sözlü dövüş sanatı.

Yazının Devamı

Türk İzlenimcileri

17 Nisan 2018

Yeni bir sergi, sanatseverlere yeni bir heyecan, Yine Arkas Sanat Merkezi’nde...

12 Nisan 2018-27 Temmuz 2018 tarihleri arasında ‘Türk İzlenimcileri’ sergisini, gezin görün.

19. yüzyılda Fransa’da ortaya çıkan ‘İzlenimcilik’ akımı, zaman içerisinde Türkiye’deki sanat ortamını da etkisi altına almış ve özellikle 20. yüzyılın ilk yarısında, ülkemizin önde gelen sanatçıları bu anlayışla pek çok eser üretmişlerdir.

Türk İzlenimcileri olarak da adlandırılan 1914 Kuşağı, Batı’daki anlamına giderek daha çok yaklaşan bir resim patlamasıdır.

Sanayii Nefise’de açılan ‘Avrupa Sınavı’nı kazanan gençler, 1910’da Paris’e gönderilmişlerdi.

1. Dünya Savaşı’nın çıkması üzerine yurda geri çağırıldılar ya da Fransa, Almanya ve İtalya’dan kendi istekleri ile yurda döndüler.

Bu sanatçılar olağanüstü yeteneklerle donamış güçlü sanatçılardı.

1914’te Batı eğitiminden dönen sanatçılara uslüp eğilimi ve resim anlayışı nedeni ile izlenimci niteliği yakıştırılmıştır.

Yazının Devamı

Çehov Kabare

10 Nisan 2018

AKM’nin, 3 kat merdivenlerinden, nefes nefese çıkıp da koltuğa oturup şöyle bir etrafa bakındım... Bizim salonlarımız nedense hep bir yetersizlik içindedir diye düşünürken... Sahneye bakışımla; önce kenarda duran piyano ve davetiyede yazan Çehov kelimesi ile güzel bir oyun seyredeceğimiz duygusu içimi kapladı.

Davetiye, Folkart’tan gelmişti... Bu gecenin sponsoru olmuşlar, çok da iyi etmişler... Bizleri ‘Tiyatro Sahnekarlar’la tanıştırdılar... Sahnekarlar, o gece büyük usta Anton Çehov’un kısa oyunlarından Ayı, Teklif, Sayfiyede Yaz ve Tütünün Zararları’nı kabare formatıyla ve Murat Kodallı’nın özgün müzikleriyle harmanlayarak bize sundu...

Bu kısa oyunlar, müzikli, eğlenceli bir yorumla sahneye taşınmış... Bir şey yapamamanın çaresizliği içinde kalmış insanların acıklı güldürüsü, Bora Severcan’ın rejisinde ‘SU’ metaforuyla birleşiyor... Huzur, mutluluk arama ve SU...

Rejisör Bora Severcan, şöyle diyor oyunun kitapçığında: “Kimse gülmedi, çünkü kimse benim kadar acı yaşamadı” demiş büyük usta Anton Çehov. Biz de bu sözden yola çıkarak, kahkahayı pesimizin derin girdabında aramaya başladık, sonunda komedinin ana kaynağını trajedinin derin hüznünde bulduk. Bu, 1889 Rusya’sında da

Yazının Devamı

Müziksev’de piyano resitali

3 Nisan 2018

Piyanist Emre Yavuz, Rachmaninov turnesini, 1 Nisan 2018 akşamında Müziksev’de başlattı.

Seçilen tarih, ünlü besteci-piyanist Rachmaninov’un doğum tarihinin 1 Nisan olması nedeniyle idi.

Resitalinin birinci bölümünde, Rachmaninov’un OP.23 On Prelüd’ünü, Konserin ikinci bölümde ‘de Op.36 No.2 Piyano Sonatı’nı, genç piyanistin başarılı yorumu ile dinledik.

1990 yılında İzmir’de doğan Emre Yavuz 1998 yılında Kültür Bakanlığı tarafından yapılan bir sınavla ‘Sanatta Üstün yetenekli Çocuklar Yasası’ kapsamına alınarak Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda piyano öğrenimine başlamış.

Yıllar içinde, kendi yaş kategorisinde pek çok yarışmalara katılıp ödüller almış.

2012 yılında Viyana’da düzenlenen 4. Rosario Marciano Uluslararası piyano yarışmasında ‘birincilik ödülüne layık görülerek ‘sıradışı bir sanatsal kişilik’ olarak tanımlanmış.

2013 yılında Zubin Mehta yönetiminde Tel Aviv’deki yıllık geleneksel Gala Konserinde Beethoven’in 3. konçertosunu seslendirmiş.

Bunun gibi daha pek çok önemli yarışmalarda aldığı başarı ödülleri de sayılabilir.

Yazının Devamı