İzmir’de festival zamanı... Uluslararası İzmir Festivali, 26 Mayıs Cumartesi akşamında AASSM’de Tekfen Filarmoni Orkestrası (Üç denizin sesi) ile sanatseverlere merhaba diyor.
Keman virtüözü Charlie Siem, o gece P.İ.Çaykovski’nin Keman Konçertosunu yorumlayacak.
Festivalin son konseri 7 Temmuz Çeşme Kalesi’nde olacak. Her yıl olduğu gibi bu yıl da klasik müziğin ustalarını, Efes Büyük Tiyatro, Celsus Kitaplığı, Çeşme Kale gibi antik mekânlarda dinleyeceğiz.
***
Geçen hafta Van Gölü havzasındaydım. Ülkemizin doğusundaki güzellikleri keşfettim. Doğubayazıt’ta; İshakpaşa Sarayı... Van Kalesi, Akdamar Adası ve adadaki Kutsal Haç Kilisesi, Ahlat’taki mezarlar, Urartu harabeleri, Hoşab Kalesi, çok güzel anılarla hatırlanacaklar...
Gezideki memnuniyet, izlenimlerimdeki güzel anılar, şüphesiz seçtiğim seyahat acentası Fest Travel ve rehberimiz Selçuk Yıldız’ dan kaynaklanıyordu.
Her an mutlu ve keyifliydik. Van’da gecelediğimiz otel Elite World, kalite ve konforu ile beklentimin çok üzerindeydi.
İzmir ve çevresi için Festival zamanı (Uluslararası İzmir Festivali)... Festivallerin kente ve çevresine katkısı, insanların ufkunu açması, kültür alışverişi ve tanıtım açısından son derece değerli.
Van çevresinde de bazı festivallerin yapıldığını öğrendim; ancak işin çapı büyütülebilse, uluslararası nitelikte müzik ve sahne sanatlarına girilebilse, yöre halkına katkısı müthiş olur. Mesela; İshakpaşa Sarayı’nda bir konser hayal ediyorum; koral bir eser veya bir oda orkestrası...
O sessizlikle Ağrı Dağı’na karşı, gün batımında, nasıl da etkileyici olur. İşi büyütüp Uluslararası Van Festivali olsa diyelim, öyle ya hayallerin sonu yok, hayal olmazsa gerçek de olmaz.
Belki bizim bestecilerimizden Türk Beşleri’nin eserlerinden seçim yapılır.
Ya da Fazıl Say, Mezopotamya Senfonisi’ni icra eder veya yeni bir eser yazmıştır adını da “Ağrı Dağı Efsanesi” koymuştur; sarayın duvarlarında müziğinin sesleri yankılanır.
Belki bir yeni eser yazılır koro ve orkestra için, ya da bir opera; Urartu, Selçuk, Osmanlı dönemlerini anlatan.
***
Festivalin başka bir gösterisi Akdamar Adasında yapılabilir. Adaya teknelerle ulaşırken Ağrı Dağı’nın karlı zirvesi ve dumanlı başı siz izler, adadaki badem ağaçlarının arasından geçip, Akdamar Kilisesine vardığınızda, gün batımında belki bir Requem ya da Carmina Burana dinlerken, Kilise’nin Fasadında eski ve yeni Ahit’i anlatan rölyeflere bakıp zaman sarhoşu olursunuz.
Doğu’da yollar güzel. Mimarlık ve Şehircilik anlayışımız eski medeniyetlerin çok gerisinde, biz ya da onlar başka gezegenlerden gelmiş olmalılar.
Orijinal Van evi görmek isterseniz, Van Kalesi girişinde inşa edilmiş, iki katlı kerpiç evi inceleyebilirsiniz.
Bugünlerde Mardin’de Bienal var. Mardin tarihi dokusu ile en güzel şehirlerimizden. Bienal, trienal gibi aktiviteler; güncel sanatın anlatılması tanıtılması açısından çok yararlı. Van Bienali’de olsun.
Ahlat ve Van Müzesi, ikisi de hazır vaziyette ama açılışları yapılamamış nedense... Hayal kırıklığı ile kapıdan bakıp döndük. Medeniyetlerin beşiği Anadolu’da müzecilik daha ciddiye alınmalı, eski eserlerin yanı sıra modern sanatlar konusunda da müzelerimiz yetersiz.
Gidilen yerler, sadece hoşça vakit geçirmek için değildir.
Hele hele söz konusu vatan ise; insan oraları özümser, içselleştirir, daha iyi neler yapılabilir? Yapılmalıdır der. Sorgular durur.