Aylin Öney Tan

Aylin Öney Tan

aylinoneytan@gmail.com

Tüm Yazıları

Makarna kuşkusuz en ucuz, en kolay yemek. İtalyanlar için vazgeçilmez, her öğün yerler, gene de bıkmazlar. Korona korkusuyla dünyada bir makarna merakı başladı, stoklar evlerde dağ gibi oldu. Makarnanın da tıpkı salgın gibi Çin’den İtalya’ya geçtiği söylenir ama inanmayın, o Amerikalıların uydurması

İtalyanlar makarnaya pasta diyor. Bu hamur işi gibi genel bir isim, zaten pasta aslında hamur demek. Ancak bundan sonra iş çetrefilleşiyor. Her makarna türü şekline göre farklı bir isim alıyor, İtalyanlar bunu alfabeyi ezbere bilir gibi biliyor. Çoğu makarna yemeği önce şekline göre makarna, sonra da sosunun adıyla anılıyor. Doğrusu İtalyanlar bu konuda çok hassas, hangi sosun hangi makarnaya gideceği konusunda çok keskin görüşleri var.

Macaroni sözcüğü ilk kez 1279 yılında Cenova kent arşivlerinde geçiyor. 19. yüzyılda maccheroni olarak sadece hafif kıvrık tüp makarnalar için kullanılır olmuş. Biz ise İtalyancadan alarak başlarda makaronya, sonraları makarna olarak kullanmışız.

İtalyan işi makarna bize Osmanlı döneminde 1700’lerin sonlarında gelmiş, fakir halkın evine bile girmiş. 1830’larda Selimiye kışlasında saray ve ordu ihtiyacı için makarna imalatı başlamış, hatta fazlası halka satılmış. 1913 sanayi sayımına göre İzmir merkezde iki adet makarna fabrikası bulunuyor. Çanakkale savaşlarında askerin önemli iaşe kalemlerinden biri de makarna olmuş.

Amerika’nın makarna ile tanışması ise üçüncü başkan Thomas Jefferson sayesinde, 1789 yılında Amerika’ya Napoli’den makarna makinesi getirtmiş. Makarnanın Çin’den İtalya’ya ünlü seyyah Marko Polo sayesinde geldiği efsanesi ise makarna üreticilerinin pazarlama numarası, 1938’de “Macaroni Journal” dergisinde böyle bir yazı yazdırmışlar. İtalyan göçmenler toplumun fakir tabakası olduğundan makarnaya daha romantik bir tarih yaratma çabasıyla böyle bir hikaye uydurmuşlar.

Bugün makarna yüzlerce türüyle İtalya’yı birleştiren milli bir kimlik gibi. Belki de makarnanın verdiği güç ile İtalyanlar iyimserliği elden bırakmıyor. Korona dayanışma sloganı çok tanıdık, “Andrá tutto bene”, yani “Her şey güzel olacak”. Makarna malum karbonhidrat, strese iyi gelir, moralleri düzeltir, karnı doyurur, üstelik ucuzdur. Makarna candır.

Haberin Devamı

(En ekonomik makarna)

Spaghetti al Pan Grattato

Peynire parası yetmeyen, yerine kızartılmış ekmek kırıntısı kullanır, o yüzden fakir işi olarak bilinir. Evdeki bayat ekmekleri değerlendirmek için ideal.

Haberin Devamı

500 gram spaghetti
250 gram bayat ekmek
Yarım bardak sızma zeytinyağı
1-2 diş sarımsak
taze fesleğen

Ekmeği ufalayın, geniş bir tavada ısıttığınız yağda ufak doğradığınız sarımsak ile pembeleşip kıtır kıtır olana kadar çevirin. Bol tuzlu suda hafif diri haşladığınız makarnayı süzerek tavaya alın ve bol taze fesleğen yaprakları ile harmanlayın.

Spaghetti aglio, olio e prezzemolo

(Sarımsak, zeytinyağı ve maydanozlu makarna)

l Kişi başı 100-150 gram spagetti, l 2-3 çorba kaşığı sızma zeytinyağı, l 1 diş sarımsak, l 3-4 dal maydanoz
İnce kıyılmış maydanozu ve sarımsağı yağda çevirin, genişçe bir tavada zeytinyağında çok kavrulmamasına dikkat ederek bir iki dakika çevirin. Maydanoz hafif gevremeli ama rengi canlılığını korumalıdır. Sarımsak ise kesinlikle yanmamalıdır. En iyisi burnunuza güvenin. Maydanoz-sarımsak ikilisinin olağanüstü kokularını hissedince tavayı hemen ateşten alın. Bol tuzlu suda dirice haşladığınız makarnayı süzerek tavaya alın ve karıştırın. Tuzunu biberini ayarlayın.

Marcella’nın Domates Sosu

Marcella Hazan Amerika’da İtalyan mutfağının kraliçesi olarak bilinir. Sugo al Pomodoro e Burro olarak bilinen bu domates sosu onun adıyla anılıyor. Çok kolay, soğan doğrama, yağda çevirme derdi yok, her şey tek seferde tencereye konup pişiriliyor. Hem kısa, hem uzun makarnalara çok yakışıyor. Türk damak tadına çok uygun. Bu tarif en az bir kutu 500 gram makarnaya hatta fazlasına yeter.

1 büyük kutu soyulmuş bütün veya doğranmış domates konservesi (800 gram)
100 gram tereyağı
1 soğan l 1.5 tatlı kaşığı tuz

Domates konservesini tencereye boşaltın. Soğanı soyun ve ikiye kesin, tencereye atın. Tereyağını ve tuzu ekleyin. Kapağını kapatmadan 40 dakika orta-kısık ateşte pişirin. Arada bir kaşıkla domatesleri ezin. Yağ ortada göllenip sos kıvamını bulunca içinden soğanı çıkartın ama atmayın, kızarmış ekmek üstünde harika olur.