İsraf ve ifrat

14 Mart 2021

Türk mutfağı, aslında gıda israfını önlemek konusunda örnek oluşturacak geleneklere sahip olmasına rağmen, gıda atığı korkutucu boyutlara ulaşmış durumdaAtıksız mutfak, son dönemlerde çok gündemde olan bir ifade. Dünyada üretilen tüm gıdanın önemli bir bölümü ziyan ediliyor. Gıda israfı bütün dünyada insan vicdanını rahatsız eden bir boyuta vardı. Bir taraftan açlıktan kırılan insanlar varken, atıksız mutfak, üretilen gıdanın adil paylaşımı, temel gıdaya erişim hakkı, dünyanın çözmesi gereken problemlerin başında geliyor. İsrafın boyutunu anlamak için Birleşmiş Milletlerin Gıda İsraf Raporu’na bakmak yeterli. Bizim mutfağımız aslında gıda israfını önlemek konusunda örnek olacak geleneklere sahip. Bir parça ekmeği bile ziyan etmenin günah sayıldığı bir kültürden geliyoruz. Mutfağımızda pek çok örnek var. Kabak dolması yapılırsa içinden mücver olur, artan pilav ertesi gün ezogelin ya da yayla çorbası yapmakta kullanılır ya da kadınbudu köftenin içine konur. Hatta o yüzden

Yazının Devamı

Toprak ananın efendileri

7 Mart 2021

Toprak ana besleyicidir. Toprak ananın gerçek efendisi ise kadındır. Tarlada çalışan kadınlar, ocak başında onlar, mutfakta yemekleri pişiren analar... Bu emekler şimdi kadın kooperatifleriyle bambaşka bir değere kavuşuyor

Kadın Kooperatifleri saymakla bitmez. Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı (KEDV) web sitesi, bazı kooperatiflerin ürünlerini “nahil.com.tr” adresinde satışa sunuyor. Bu kadınların kimi gerçekten çiftçi, kimiyse yerel ürünleri alıp işliyor. Çoğunun web sitesi yok; e-ticaret işine yeni yeni alışıyorlar. Instagram’a bilgilerini koyuyor; DM’den veya telefonla sipariş alıyorlar. İsimlerden araştırınca hepsine ulaşılıyor. İşte size memleketin her köşesinden bir seçki.

Kadının gücü her şeyin üstesinden gelir. Boşuna insanoğlunu besleyen toprağa “ana” dememişler. Toprak ana can verir, tüm canlıların hayat kaynağıdır. Toprağı işleyen çoğu kez kadındır; tarlada çalışan, doğadan yabani otları toplayan, neyin cana can katacağını bilen yine onlardır. Toprağın ve doğanın gerçek efendileridir. Toprağın bereketini ocak başında

Yazının Devamı

Bahar kapıda

28 Şubat 2021

Cemrelerin ikisi düştü. İlk cemre havaya bahar dokunuşu yaptı, ikincisi suya değdi. Üçüncüsü ise pek yakında toprağa düşecek, can verecek. Artık bahar kapıda, kışa geri dönüş yok. Baharı her türlü kutlamanın tam zamanıCemreler birbiri ardına düşmeye başladı mı kışa veda zamanı gelmiş demektir. Halk takvimine göre, cemre düşme günleri birer hafta aralıklarla gerçekleşiyor. Cemre kelime anlamı olarak kor gibi için için yanan ateş ya da köz halinde kömür parçası demek. İnanışa göre, adeta güneşten kopan bir parça gibi dünyayı ısıtıyor. Önce havaya değiyor, havanın soğuğunu kırıyor. Sonra suya dokunuyor; denizler, göller, dereleri canlandırıyor, bitkilere su yürüyor. En son ise toprağa düşüyor, toprak canlanıyor, hayat yeniden yeşeriyor.

Cemre dilimize Arapçadan geçmiş, ama kelime kökeni Aramice ve Süryanice “gamera” ve Akad dilinde “gumaru” sözcüklerine dayanıyor. Türkçe kömür kelimesi ile benzerliği ilgi çekici. “Cemre

Yazının Devamı

Yıldızlı sofra savaşları

21 Şubat 2021

2023’te uzay seferleri başlıyor. Peki, gelecekte uzaya Türk mutfağı damgası vurmaya hazırlıklı mıyız? Türk uzay insanları ne yiyecek? Uzayda yemek nasıl bir şey? Her uzay yolcusu aynı yiyecekleri mi yiyor? Yoksa “yerli ve millî” memleket yemeklerini mi yiyorlar?

Uzayda ilk yemek 1961 yılında yenmiş. Pek çok kaynak, uzayda ilk yemek yiyen kozmonot olarak Yuri Gagarin’i gösterse de Rusların ilk insanlı uzay aracı Vostok-1 sadece 108 dakika uzayda kalmış. Gagarin’in araca konan tüp yiyeceklerin yanı sıra yanında kendi yaptığı salamlı sandviçi götürdüğü bile söyleniyor, ama belli ki ağzına lokma atacak vakti olamamış. Aynı yıl 25 saat süren Vostok-2 seferinde German Titov tüp yemeklerle karnını doyurmuş, üstelik uzay tutmasına uğrayıp ilk mideyi bozan kişi olmuş. Söylemesi ayıp, uzayda ilk istifra eden insan olarak tarihe geçmiş. Vostok seferlerinde tüplerde ne yiyecek vardı diye sorarsanız, ana yemek olarak et ve ciğer ezmesi, üstüne tatlı olarak tüpte çikolata sosu. Titov’un mide bulantısına şaşırmamak gerek!

Gagarin’in

Yazının Devamı

Kalp çarpıntısı

14 Şubat 2021

Sevgililer Günü gelince kalp şekli her yerde. Kırmızı kalpli hediyeler, şık çikolata paketleri, çiçekler alıcılarını bekliyor. Akşam yemeği için ise özel Sevgililer Günü menüleri ilan ediliyor, ama elbette ya konaklamalı otel müşterilerine ya da paket servisle. Çoğu kalp çarptıracak şıklıkta.

Âşık olunca kalbimiz çarptığı için olsa gerek Sevgililer Günü’nün sembolü kalp. Oysa araştırmalar bu işin beyinde başlayıp bittiğini gösteriyor. Gerçi aşk devreye girince de akıl devreden çıkıyor, o kesin! O yüzden olsa gerek beyin aşkın sembolü olamamış, iyi de olmuş, aşk akıllı işi değil çünkü. Üstelik kalp şekli kıpkırmızı albenili rengiyle çok da iştah açıcı, bu yüzden, tatlılar, pastalar, kurabiyeler, şekerlemeler, çikolatalar için birebir.

Sevgililer Günü’nde ön çıkan yemekler arasında sadece tatlılar yok. Özellikle yurt dışında afrodizyak olduğuna inanılan yiyeceklere yer veriliyor. İstiridyeden havyara egzotik meyvelere pek çok yiyecek bu

Yazının Devamı

Hamsisiz hamsin

7 Şubat 2021

Gelmiş geçmiş en sıcak kışlardan birini yaşıyoruz. 31 Ocak itibarıyla hamsin günlerine girdik. Kışın en soğuk olması gereken dönemlerinden biri olan hamsin günleri malum aynı zamanda hamsinin en lezzetli olduğu zaman. Ancak bu sene hamsi bulabilene, bulsa da alabilene aşk olsun!Hamsin sözcüğü Arapça elli demek. Doğa takvimine göre kış mevsimi dönemlere ayrılıyor. Kış gündönümünden sonraki erbain günleri kırk gün sürüyor, zaten erbain Arapça kırk demek. Kışın en acımasız soğukları bu dönem. İşte bu dönemde hamsi palazlanıyor, yağlanıyor. Malum hamsinin lezzetli olması için kulağına kar suyu kaçması gerekir denir. Erbain günlerinin acı soğuklarından sonra gün ve gecenin eşitlendiği bahar ekinoksuna gelene kadar tam elli gün hamsin günleri sürüyor. Hamsi soğuğu yediği için lezzetli oluyor. Ne yazık ki, artık pek de öyle değil. Üstelik sorun sadece lezzet de değil, şu bir gerçek ki artık eskisi gibi hamsi de yok. Deniz yeterince soğumayınca balıklar kuzeye, soğuk sulara doğru kaçıyor. İklim değişikliği

Yazının Devamı

Mazi olan muzlar

31 Ocak 2021

Anamur muzu coğrafi tescil almış meyvelerimizden. Eskiden yerli muz diye andığımız muz mis gibi kokar, kokusuyla insanın aklını başından alırdı. Biz mi koku duyumuzu kaybettik, eski muzlar mı kalmadı bilinmez, ama sanki eski muzlar mazi oldu.

Muz ilginç bir bitki, hevenk hevenk meyvelerini verdikten sonra adeta çöküyor, sonra küllerinden yeniden doğan Anka kuşu gibi yeniden canlanıyor. Muz ağacı aslında ağaç değil, dev bir otsu bitki. Muz yetişen bölgelerde hep anlatırlar, muz bitkisi yeni bir çiçek ve hevenk verirken adeta yarılır, geceleri sessizlikte çatır çatır sesi duyulurmuş. Muz meyvesi ağaçtayken sapsarı olgunlaşmıyor, ancak koparılınca renk değiştirmeye başlıyor. Bu işlemi hızlandırmak için muz yetişen bölgelerde sarartma tesisleri var. Eskiden sarartma için karpit yakılırken şimdilerde etilen gazı kullanılıyor. Evde yeşil muzu sarartmak ise çok kolay. Yeşil muzu, elmayla bir kese kâğıdına koyun, onu da bir poşetle sarın bir süre sonra muz sararacaktır.

Anamur muzu yerli mi?

Anamur muzu, Anamur ve Bozyazı başta olmak üzere Gazipaşa ve Alanya’da

Yazının Devamı

Sokakta kaldık

24 Ocak 2021

Sokak yemekleri dünyada yükselen değer. Gastronomi turizminin temel ögelerinden biri. Pandemi nedeniyle restoranların kapandığı, yeme içme sektörünün gel-al, eve sipariş sistemleriyle ilerlediği bir dönemde sadece sokak yemeklerinin yaşadığı düşünülebilir. Oysa bir de madalyonun öbür yüzü varBugün pandemi nedeniyle sokak lezzetlerimiz çelişkili bir kıskaçta. Kapalı yeme içme mekânları kapatılınca gastronomi dünyası deyim yerindeyse sokakta kaldı ya da sokağa çıktı denilebilir. Şu bir gerçek ki, pek çok sokak yemeğimiz aslında sokakta yaşayan hayat sayesinde var. Maç öncesi çıkışı stadyum kapısında bitiveren köfte tezgâhları, gece kuşlarını doyuran nohutlu pilav arabaları, hafta sonu gezinti yerlerinde simitçiler, kâğıt helvacılar, gece kapı kapı gezen bozacılar... Geceleri ve hafta sonu sokağa çıkma yasaklarıyla iş hacimlerinin çoğunu ya da tamamını kaybettiler. Evden çalışma yaygınlaşınca ofisten çıkıp sokakta karnını doyuranlar da azaldı. Çarşı pazara giden de işini

Yazının Devamı