1. Edinilmiş Mallar Nedir?
Günümüzde kurulan evliliklerin büyük çoğunluğunda edinilmiş mallara katılma rejimi uygulanmaktadır. Bu durum Medeni Kanunumuzda 01.01.2002 tarihinde uygulamaya geçilen değişikliğin bir sonucudur. Bu kanun değişikliği çerçevesinde eşler, aksine bir düzenleme yapmadıkları takdirde edinilmiş mallara katılma rejimine tabidir. Yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi, “edinilmiş mallar” ile “eşlerden her birinin kişisel mallarını” kapsamaktadır.
Yasal mal rejiminin temelini oluşturan edinilmiş mallar, eşler arasında yasal mal rejimi devam ettiği süreçte, bir eşin, karşılığını vermek suretiyle elde ettiği malvarlığı değerleridir.
2. Bir Malvarlığının Edinilmiş Mal Olarak Değerlendirilmesinin Şartları Nelerdir?
Bir malvarlığının edinilmiş mal olabilmesi için, öncelikle mal rejimin sona erdiği tarihte bir “malvarlığının” olması gerekir. Bu malvarlığı gayrimenkul, nakit para ya da hisse senedi olabilir. Ortada bir malvarlığı bulunmadığı takdirde, edinilmiş maldan söz etmek de mümkün olamayacaktır.
Yine bu malvarlığının yasal mal rejimi içerisinde elde edilmesi gerekir. Yasal mal rejimi öncesinde ya da sonrasında elde edilecek malvarlığı
1. Anlaşmalı Boşanma Nedir?
Eşlerin, boşanmanın hukuki ve mali sonuçlarında mutabakata vararak, beyanlarını mahkeme huzurunda bizzat bildirmeleri durumunda gerçekleşen boşanma, anlaşmalı boşanma olarak isimlendirilmektedir.
Anlaşmalı boşanmada eşlerden hangisinin kusur olduğu konusunda, hiçbir değerlendirme yapılmamaktadır. Anlaşmalı boşanmada, evliliğin devam edemeyeceği farazi olarak kabul edilir ve tarafların boşanmaya neden olan olayları ispatlaması gerekmez. Bu sebeple anlaşmalı boşanma davaları, tek celsede sonuçlanmaktadır.
Anlaşmalı boşanma, çekişmeli boşanmaya nazaran çok daha hızlı sonuçlanmaktadır. Zira çekişmeli boşanma davaları, ortalama 1-1,5 yıl sürerken, anlaşmalı boşanma davaları yaklaşık 1-1,5 ay içerisinde sonuçlanmaktadır.
2. Anlaşmalı Boşanma Nasıl Yapılır?
Anlaşmalı boşanmanın gerçekleşebilmesi için öncelikle tarafların, boşanmanın feri olan konularda (boşanma, velayet, şahsi ilişki, nafaka ve tazminat) mutabakata varmış olmaları gerekmektedir. Uygulamada kolaylık olması açısından tarafların varacağı bu mutabakatın, bir protokol metnine çevrilmesinde fayda bulunmaktadır. Hazırlanacak protokol metninin taraflarca imzalanması sonrasında, usulüne
1. Boşanma Davasında Eşin Ölümü Halinde Evlilik Hangi Nedenle Sona Erer?
Eşlerden birisi, boşanma davası açmış ve fakat bu dava devam ederken eşlerde birisi ölmüş olabilir. Bu durumda evlilik birliğinin ölüm ile mi yoksa boşanma ile mi sona ereceğinin tespiti önem arz eder. Nitekim evlilik birliğinin boşanma ile sonuçlanması durumunda eşler birbirlerine mirasçı olamayacaktır. Bu durumda;
a. Kural olarak; boşanma davası devam ederken eşlerden birisinin ölmesi durumunda, evlilik birliği ölümle sona erecektir. Açılan boşanma davası ise konusuz kalacaktır. Boşanma davasının konusuz kalması sebebi ile nüfus kayıtlarında evlilik birliğinin ölüm ile sona erdiği şerhi düşülecektir.
b. İstisnai olarak; TMK181’de boşanma davası devam ederken eşlerden birisinin vefat etmesi durumunda, mirasçılara davaya devam etme imkanı getirilmiştir. Bu istisnai hükmün uygulanması durumunda eşler, birbirlerine eş sıfatıyla yasal mirasçısı olamayacaktır.
2. Mirasçının Boşanma Davasına Devam Edebilmesinin Şartları Nelerdir?
a. Devam Eden Bir Boşanma Davası Gerekir.
Bu istisnai hükmün uygulanabilmesi için, ölüm öncesinde açılmış ve devam eden bir boşanma davasının olması öncelikli koşuldur.
1. Boşanmada Maddi Tazminat Nedir?
Boşanma davalarında maddi tazminat, Medeni Kanunu’muzun 174. maddesinde özel olarak düzenlenmiştir. Buna göre mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilmektedir.
Boşanmada maddi tazminat, açılacak boşanma davasının içerisinde talep edilebileceği gibi boşanma davası sonuçlandıktan sonra da talep edilebilmektedir. Maddi tazminatın, boşanma davası ile birlikte talep edilmesi halinde ayrıca bir harç ödemek gerekmeyecek, kabul veya reddi durumuna göre bir avukatlık ücreti çıkmayacaktır. Ancak boşanma davası sonuçlandıktan sonra açılacak bir dava ile maddi tazminat talebinde bulunulması halinde, bu davalar nispi harca tabi olacaktır. Bu sebeple bu davalarda dava değeri üzerinden harç ile kabul veya red oranında avukatlık ücreti ödenmesi gerekecektir.
Kural olarak maddi tazminat, Türk Lirası olarak belirlenmektedir. Ancak tarafların, maddi tazminatın yabancı para birimleri ile ödenmesi konusunda mutabakata varmaları mümkündür.
2. Boşanmada Maddi Tazminatın Şartları Nelerdir?
Boşanma davası sonrasında tazminata hükmedilebilmesi için şu
1. Katılma Alacağı Nedir?
Medeni Kanunumuza göre eşler, aksine bir düzenleme yapmadıkları takdirde edinilmiş mallara katılma rejimine tabidir. Bu rejim içerisinde edinilmiş olan malvarlığı değerlerinde (eklenecek değerler ve denkleştirmeler hesaplandıktan sonra) ortaya çıkan artık değerin yarısına katılma alacağı denilmektedir.
Katılma alacağı, kanundan kaynaklanan bir alacak türüdür. Bu sebeple eşlerden birisinin çalışıp çalışmaması veya eşlerin kazancının miktarı gibi konuların bu alacak türü bakımından bir önemi bulunmamaktadır.
2. Katılma Alacağı Nasıl Hesaplanır?
Katılma alacağının hesaplanmasında Yargıtay içtihatları ile belirlenmiş bir sıra bulunmaktadır. Buna göre;
a. Öncelikli olarak edinilmiş mallar ile kişisel malların ayrılması gerekir. Nitekim yukarıda da ifade ettiğimiz üzere katılma alacağı, edinilmiş mallar üzerinde olan bir alacak türüdür. Kişisel mallarda katılma alacağı talebinde bulunulması mümkün değildir.
b. Edinilmiş mallar tespit edildikten sonra MK229'a göre "eklenecek değerlerin" malvarlığına dahil edilmesi gerekir. Eşlerden birinin mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde diğer eşin rızası olmadan, olağan hediyeler dışında
1. Akıl Hastalığı Sebebiyle Boşanma Nedir?
Medeni Kanunumuzun 165. maddesinde, eşlerden birisinin akıl hastalığına tutulması durumunda hangi şartlarda boşanma kararı verilebileceği düzenlenmiştir. Bu kanun maddesinde “Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hâle gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir.” denilmektedir.
Akıl hastalığı sebebiyle boşanma, özel ve nispi bir boşanma nedenidir. Bu sebeple akıl hastalığı sebebiyle boşanma için, akıl hastalığının varlığı ile bunun ortak hayatı çekilmez hale geldiğinin ispat edilmesi gerekmektedir.
Akıl hastalığı sebebiyle boşanma davası, herhangi bir hak düşürücü süreye tabi değildir. Bu sebeple bu dava, akıl hastalığının ortaya çıkmasından sonra her zaman açılabilir.
2. Akıl Hastalığı Sebebiyle Boşanmanın Şartları Nelerdir?
Akıl hastalığı sebebiyle boşanmaya karar verilebilmesi için 3 şartın gerçekleşmesi gerekmektedir. Bunlar;
a. Eşlerden Birisinin Evlilik Birliği İçerisinde Akıl Hastalığına Tutulması Gerekir.
Akıl hastalığı sebebiyle boşanmaya karar verilebilmesi için öncelikli koşul, eşle
1. İştirak Nafakası Nedir?
İştirak nafakası, velayet hakkı kendisine verilmeyen ebeveynin, çocuğunun bakım ve eğitim giderlerine kendi gücü oranında yapacağı ekonomik katkıdır.
Kural olarak iştirak nafakası, Türk Lirası olarak belirlenmektedir. Ancak tarafların, nafaka miktarının yabancı para birimleri ile ödenmesi konusunda mutabakata varmaları mümkündür.
İştirak nafakası, konusu ve önemi itibari ile kamu düzenine ilişkindir. Bu sebeple hakim, velayet hakkı sahibi talepte bulunmamış olsa dahi iştirak nafakasına hükmedilebilir. Yine bu durumun sonucu olarak boşanma davalarından sonra da bağımsız bir dava ile iştirak nafakası talebinde bulunmak mümkündür.
İştirak nafakasının her ay irat biçiminde ve peşin olarak ödenmesi gerekir. Aylık olarak hükmedilen nafaka, aksine bir karar olmadığı sürece aynı miktarda devam eder. Ancak nafaka alacaklısının dava başında usulüne uygun olarak talepte bulunması halinde nafakanın gelecek yıllarda küçüğün ihtiyaçları göz önüne alınarak artırılmasına karar verilebilir.
2. İştirak Nafakası Miktarı Nasıl Belirlenir?
İştirak nafakasının miktarının belirlenmesinde 3 önemli kriter bulunmaktadır. Bunlar; çocuğun ihtiyaçları, annenin
1. Ortak Hayatın Kurulamaması Sebebiyle Boşanma Nedir?
Medeni Kanunumuzun 166/4 maddesinde “Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir.” denilmektedir.
Kanunda düzenlenen bu boşanma hali, “ortak hayatın kurulamaması” ya da “fiili ayrılık” olarak isimlendirilmektedir. Bu boşanma nedeni, mutlak boşanma nedenlerindendir. Bu sebeple ortak hayatın kurulamaması sebebiyle açılacak boşanma davalarında hâkim, dava şartlarının oluşup oluşmadığını tespit edecek ve şartlar oluştuğunda boşanmaya karar verecektir.
2. Ortak Hayatın Kurulamaması Sebebiyle Boşanmanın Şartları Nelerdir?
Ortak hayatın kurulamaması sebebi ile boşanmaya karar verilebilmesi için 3 şartın gerçekleşmesi gerekmektedir. Bunlar;
a. Daha önce açılmış ve reddedilmiş bir boşanma davası olmalıdır.
Ortak hayatın kurulamaması sebebi ile boşanmaya karar verilebilmesi için öncelikli koşul, daha önce bir boşanma davasının açılmış olmasıdır.