Bundan şikâyet edip burun bükmek de bir seçenek ama bence kabul edip barışmak daha gerçekçi: Doksanlar nostaljisi bitmiyor. Hâlâ İstanbul’da dans edip eğlenebileceğiniz birkaç kulüp var ve gecenin bir noktada Mustafa Sandal’lara, Reyhan Karaca’lara, Harun Kolçak’lara, Aşkın Nur Yengi’lere bağlanması kaçınılmaz. Tabii baştan sona doksanlara adanmış bir gece değilse.
Youtube, Spotify, bilumum dijital platform doksanlar izleme - dinleme listeleriyle dolu. Ve biz özellikle büyüme çağı o yıllara rastlayanlar bu bayramı doksanlara kilitlenerek geçirdik. Çünkü NTV’de Söz ve Müzik belgeselinin “90’lar” bölümleri vardı.
Suat Kavukluoğlu ile Handan Özsoy’un hazırladığı, Yavuz Hakan Tok’un metin yazarlığını ve danışmanlığını, Hakan Eren’in danışmanlığını üstlendiği belgesel, 2013’ten beri popüler müziğimizin farklı dönemlerine ışık tutan, farklı temalara odaklanan bölümlerle karşımıza çıkıveriyor. Böyle böyle 22 bölümü bulmuşlar ve bu bayram da çok geç kalınmış doksanlar bölümleriyle çıkageldiler. Biz de 1990 Ağustos’unda ilk özel televizyonumuz Magic Box Star 1’in açılmasıyla iyice hareketlenen meşhur pop patlamasının hikâyesine kaptırdık kendimizi.
Meğer 1990 Eurovision Türkiye elemeleri nasıl bir dalganın habercisiymiş. Sertab Erener’den Sibel Tüzün’e, birbirinden ayrı yarışan İzel, Çelik ve Ercan’dan Oya Küçümen’e, Candan Erçetin’e, Seden Gürel’e, Asya’ya kimi ararsan orada ve biz o sıralar hiçbirini tanımıyoruz. İki yıl içinde onların şarkılarıyla yatıp kalkmaya başlayacağız.
1991 nasıl bir seneymiş sonra; Emel Müftüoğlu’nun ortalığı sallayan “Karlar Düşer”i, Ayşegül Aldinç’in ikinci doğuşu “Sorma”, Harun Kolçak “Gir Kanıma”, Yonca Evcimik “Abone”, Yeşim Salkım, Grup Vitamin, say say bitmiyor. Aşkın Nur Yengi’nin yeri doldurulamayan albümü “Sevgiliye” zaten ortalığı kasıp kavurmakta. Bu sırada Sezen Aksu “Ben Türkçe şarkı söylemem” diyen Sertab’ı “Oyun Bitti” ile ikna etmiş. Diğer “çocuğu” Levent Yüksel “Yeter ki Onursuz Olmasın Aşk” diye haykırmakta.
Sezen Aksu şarkı ve şarkıcı fabrikatörü olduğu kadar Onno Tunç ile yaptığı “Gülümse” ile de çığır açmakta. “Kıl Oldum Abi” ile dinleyiciyi kıl ederek kendine bağlayacak Tarkan yolda. Nilüfer - Kayahan iş birliği doludizgin devam etmekte. Her dem güncel Ajda Pekkan “Yaz yaz yaz” ile sahnede. Atilla Özdemiroğlu, Şehrazat, Onno Tunç, Garo Mafyan, Aysel Gürel yazıp besteledikleri şarkılarla dönemin mimarları. Nazan Öncel hep cesur ve kendine özgü.
Kayahan’ın izinden giden, gitar çalıp söyleyen erkek besteci - şarkıcılar, Tarkan’la başlayan dans eden erkek star modası, Mirkelam’ın, Candan Erçetin’in başı çektiği ilginç klip ve imaj akımı, yazmakla bitmeyecek bir yenilikler çağı. Boşuna değil oralara takılıp kalmamız, onu görüyorsunuz bir kere. 1999’da Serdar Ortaç “Asrın Hatası”nı yaptığında da nereye gitmekte olduğumuzu görüyorsunuz tabii.
Belgesel Youtube’da da izleniyor şu an. Ancak bu derece verimli ve enteresan bir dönemi iki adet 45 dakikaya sığdırırsanız, olsa olsa nostaljik bir tur yaptırmış oluyorsunuz seyircinize. Belgesel de bunu hakkıyla yapıyor. Ama gönül ister ki bu bir “fragman” olsun, devamında o dönem sebep ve sonuçlarıyla daha detaylı ele alınsın. Ekranları parselleyen bir örnek birçok diziden daha fazla izleneceğinden eminim.