Çocuk istismarını engellemek için altı bakandan oluşan bir komisyon kurulması, bu suçlara ceza indirimi uygulanmayacağının, gereken bütün tedbirlerin alınacağının duyurulması, meselenin hak ettiği önem ve aciliyetle ele alınacağının göstergesi olarak sevindirici. Ama gündeme ilk gelenin gene ‘kimyasal hadım’ olması düşündürücü.
İnsanın içinden geliyor tabii, çocuğa dokunanın elleri kırılsın, başka organları da zarar görsün, soyu sopu kurusun, aklından geçiyor bunlar.
Ama aynı zamanda da biliyorsun, bu kalıcı bir çözüm değil. Bir toplumda adım başı çocuk istismarı, taciz, tecavüz vakaları yaşanıyorsa bunu çözecek olan şey “Birkaç sapığı hadım etmek” olmuyor, olamıyor maalesef. Keşke o kadar kolay olsa.
Çok rica ediyorum, konuyla ilgili açıklanan rakamlara bir daha bakın. Hiçbir zaman açıklanamamış olanları da hesaba katın. Belli ki konu öyle birkaç kendini bilmezin sorunu değil. Ve intikam hiçbir zaman çare değil.
Konunun insan hakları boyutunu geçiyorum bir kalem, tamam, bu suçları işleyenlerin insanlık onurundan söz etmeyelim, konu bu olmasın.
Ama cinsel suçların, kadına, çocuğa şiddet, istismar davalarının en yılmaz takipçisi olan kadın dernekleri her gündeme geldiğinde tekrarlıyorlar; bu tip cezalar bir süre için galeyana gelen halkın içinin soğumasına yarıyor, adalet yerini bulmuş gibi oluyor ama suçun tekrarlanmasını önlemiyor. O toplumun ‘iyileşmesini’ sağlamıyor. Aksine, hastalığın teşhis ve tedavisini geciktiriyor.
“O sapık, bu şerefsiz, ötekine insan bile denmez, beriki aşağılık bir yaratık”, asarsak, kesersek kurtulacağız. Sosyal medyaya bakın şu an, herkes nasıl coşkulu ve umut dolu. Konu halledilmiş durumda adeta.
İyi de bu ‘yaratık’lar bu toplumda yetişiyor. Burada kendine zemin buluyor. O zemini nasıl kaldıracağız, öncelikle üzerinde düşünülmesi gereken bu. Herhalde altı yaşında evlenilir mi, asansörde kapalı kalınsa ne olur gibi konulara kafa yorarak değil. Hukukçular, psikiyatristler bir araya gelip çocuklar için, kadınlar için güvenli ve sağlıklı koşullar nasıl yaratılır, alınması gereken tedbirler nelerdir, bunları belirlemeli. Dünyada kimyasal hadımdan önce örnek alınacak başka uygulamalar olsa gerek.
Bakın, Uluslararası Af Örgütü’nün açıkladığı rapor ile dünyada kadınların statüsü üzerine en ayrıntılı çalışmaları yapan Woman Stats Project’in 2011 rakamlarına baktığımızda, idam cezasının en çok uygulandığı ülkelerle kadınların en çok tecavüze uğradığı ülkeler arasında bir paralellik görülüyor. 2017 raporunda da durum farklı değil. Hem idamda hem tecavüzde Çin, Afganistan, Pakistan, Hindistan, Ortadoğu ve Arap Yarımadası ülkeleri ile Afrika ülkeleri başı çekiyor. İdam ya da hadım çözüm olsa oralarda olurdu herhalde.