İnsanlık tarihinin en eski edebiyat örneklerinden biri, en eski destanı, “Gılgamış”. Yüzyıllar boyu sözlü olarak anlatıldı, daha sonra çivi yazısı ile kil tabletlere aktarıldı. En eski parçaları M.Ö. 3. bin yıla kadar uzanıyor. Destana konu olan Gılgamış M.Ö 3000’de Mezopotamya’nın güneyinde bulunan Uruk’ta hüküm sürmüş beşinci kral. Destanda yarı insan yarı tanrıdır, yenilmez bir savaşçıdır ve ölümsüzlüğün peşindedir.
Yıllar yılı pek çok edebiyat eserine ilham olan, perdeye ve sahneye aktarılan “Gılgamış”ın son derece sıradışı bir yorumuyla tanışacak İstanbullu tiyatro seyircisi, bu ay. Mesut Arslan ismini tiyatro takipçileri iyi biliyor. Yirmi yıldan fazladır Belçika’da tiyatro yapan, klasik tiyatro anlatımının kalıplarını kıran işlere imza atan bir yönetmen. Belçika’da perde açan ve büyük ilgi gören oyunlarını br süre sonra Türkiye’ye taşıdığına, Türkiyeli oyuncularla yeniden sahnelediğine daha önce de tanık olduk. Son olarak 2018 senesinde “Gece Sempozyumu” ile İstanbul Tiyatro Festivali’ne konuk olmuş ve seyirciye ezberleri alt üst eden bir seyir deneyimi yaşatmıştı.
Bu kez bambaşka bir “Gılgamış” ile geliyor şehre. Konsepti kendisine, metni arkeolog Mesut Alp’e ait oyun, 2022 Nisan’ında Belçika Kraliyet Tiyatrosu’nda Flamanca olarak perde açtı. Dünyanın bu ilk destanında serüvenleri anlatılan iki erkeği; Gılgamış ile Enkidu’yu iki kadın olarak ele alan bir “Gılgamış”tı bu.
Bu sene de oyunu Türkçe olarak sahnelemeye karar verdi Mesut Arslan. Flamanca versiyonun oyuncularından Layla Önlen’in karşısında bu kez Arslan’ın “Gece Sempozyumu” ve “Ve Veya Ya Da”da birlikte çalıştığı usta oyuncu Derya Alabora var. İlk kez ekimde destanın doğduğu topraklarda, Bağdat Tiyatro Festivali’nde perde açtılar. Şimdi sıra 1 Kasım’da Zorlu PSM’de İstanbullu seyirciyle buluşmakta.
“Gılgamış”ın sahne tasarımında imzası bulunan çağdaş sanatçı Stan Wannet, oyun için sıra dışı bir Uruk şehri inşa etmiş. Oyuncular da seyirciler de aynı oyun alanının içindeler. Seyircilerin arasından gelip büyük şeffaf küplerin içine oturan iki anlatıcı, internete girip sohbet odalarında oturum açarak izledikleri oyunun görebildikleri kadarını canlı olarak aktarıyorlar. Böylece sözlü anlatı tiyatro salonundan ve oyunun oynandığı coğrafyadan çıkıp teknoloji marifetiyle dünyanın farklı köşelerine yayılmaya devam ediyor. Mesut Alp ve Mesut Arslan bu yöntemle “anın ve mekânın tekdüzeliğini kırmak istediklerini” ifade ediyorlar.
Odağına sözde ‘medeni’ insanın düşmanca davranarak kendisi için cehenneme çevirdiği dünyayı koyan, Enkidu ile Gılgamış’ın ilişkisini doğa- medeniyet, homo spiens - neandertal karşılaşması olarak ele alan oyun, Türkiye prömiyerini 1 Kasım’da Zorlu Sky Lounge’da yapacak, 7 Kasım’da ise 1. Bodrum Tiyatro Festivali kapsamında İnspera Ana Sahne’de seyirciyle buluşacak.
Gılgamış
Metin: Mesut Alp / Konsept ve reji: Mesut Arslan Dramaturji: Ata Ünal Oynayanlar: Derya Alabora, Layla Önlen Sahne tasarımı: Stan Wannet Sanat danışmanı: Charlotte Bouckaert, Hüseyin Umaysız Kostüm, saç, makyaj: Elif Korkmaz – Uygulama: Kultuurfabriek “Beauty of Art” Çeviri: Öznur Cesur Arapça çeviri: Hussein Al Khalidi Araştırma: Zeynep Avcı Prodüksiyon: Robin Appels, Valerie De Visscher Teknik: Domien de Roover, Can Berk Satir, Turan Tayar Türkçe yardımcı yönetmen: Koray Doğan Yapım: KVS, Platform 0090 Ortak yapım: C-Takt, Het Laatste Bedrijf