Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Ülkemize dair en çok canımı yakan şeylerden biri, kadın denen varlığın şiddetle, acıyla, ölümle bir anılması. Tabii bu çok haklı olarak böyle, çünkü kadınların acı çektiği, şiddete maruz kaldığı ve öldürüldüğü bir coğrafyada yaşıyoruz. Ama işte bir o kadar da güçlü, duyarlı, yaratıcı, el ele verince dönüştürücü olabildikleri bir coğrafya burası.

Ne bileyim, Kars’ın bir dağ köyünde sırf kendi çabalarıyla topraklarının zengin bitki çeşitliliğini bir kazanca çevirebiliyor, hem şifa dağıtırken hem kendilerine gelir sağlayabiliyor, yetmez gibi Fransızca öğrenip Fransız bitki bilimcilerle iş birliği yapabiliyorlar mesela. Ve biz birdenbire Boğaköy’ün kadınlarından haberdar oluyor, onların bir araya gelerek yarattığı mucizeye tanık oluyoruz.

Haberin Devamı

Ya da Toroslar’da yaşayan bir grup kadın, Arslanköy Kadınlar Tiyatro Topluluğu diye bir ekip kuruyor, oyunlar sahneliyorlar. Sabah erkenden kalkıp evlerinin işlerini bitirip sonra ezberlerini yaparak. Hikâyelerini Pelin Esmer “Oyun”adlı belgeselinde anlatmıştı, hatırlarsınız.

Şimdi on dört yıl sonra yeni bir film yaptı Pelin Esmer Arslanköylü kadınlarla, “Kraliçe Lear” diye. Aynı tiyatrocu kadınların Shakespeare’in “Kral Lear”ıyla turneye çıkmasını ve uçurumlar, virajlarla dolu tozlu topraklı dağ yollarında Kral Lear’ın Kraliçe Lear’a dönüşmesini anlatıyor. Bu ay Saraybosna’da gösterildi, kasımda da Türkiye’de gösterime girmesi bekleniyor.

Bu sırada Arslanköylü kadınlar da boş durmuyor, yeni oyunlarını hazırlıyorlar. Topluluğun kurucusu Ümmiye Koçak’ın yazdığı oyunun adı “Ana, Gökyüzü Delinmiş”.

Artık dünyaca ünlü bir isim kendisi ama hala tanımayan varsa, Adanalı 10 çocuklu bir ailede dünyaya gözünü açmış, ilkokuldan sonra okutulmamış bir kadın, Ümmiye Koçak. Yani hayata 10-0 geriden başlamaktan söz edilecekse bunun en iyi örneklerinden.

Ama kendi kendine okuyarak basamakları ikişer ikişer atlamış, ilk okuduğu kitap olan Gorki’nin “Ana”sına yakışır şekilde kadının ve kendisinin gücüne inanan, dirayetli bir kadın olmuş.

Şu anda yazıp sahnelediği on beş oyunu, bir sürü ödülü var, topluluğuyla birlikte Türkiye’nin dört bir yanında yaklaşık 20 bin kez sahneye çıkmış ve 50 bin kişi tarafından izlenmiş. Kendisinin deyişiyle “Kadınların kahveye girmesinin ayıp karşılandığı bir köyden” çıkıp yapmış bunu. Boş zaman değerlendirip eğlenmek için değil, söyleyecek sözü, dile getirilecek derdi olduğu için yazıyor Ümmiye Koçak. Yeni oyununun amacı da küresel ısınmaya dikkat çekmek. Bir insan, bir vatandaş olarak bu konuda üzerine düşen bir vazife olduğuna inanıyor ve “Bütün belediyelere ve STK’lara sesleniyoruz” diyor Twitter hesabından; “Bizi davet edin, oyunumuzu sahneleyelim”.

Haberin Devamı

İyiliğin dünyayı kurtaracağına, kadınların dönüştürücü gücüne inanmak için bir sebebe ihtiyacınız varsa, bu kadınları izleyin derim. Ümmiye Koçak’tan başlayın. Gününüz aydınlanacak.