"Kadınlar regl zamanı ortalığı yakıp yıkarlar, aman yanlarına yaklaşmayın, ağızlarından alev çıkabilir” tarzı iddialarla ergenlik çağı itibarıyla tanışmayan yoktur herhalde. Hatırlayın, okulda dayakları genelde erkek hocalardan yersiniz, ama kadınlar biraz ses yükseltse “muayyen günleri” olur. İş yerlerinde keza, müdürünüz kadınsa yerli yersiz kızacaktır, zira regl olmaktadır. Kadının öfkesine esrarengiz bir kılıf biçmeden anlam vermek mümkün değildir çünkü. Erkeklerin ise yeri göğü inletirken her zaman haklı bir sebepleri vardır. Ya da sağa sola füze fırlatırken.
Ben bu satırları yazmaktayken henüz doğrulanmamış ya da yalanlanmamış - bir haber dolaşmaktaydı ortalıkta: Japon medyasının bitkisel hayatta olduğunu iddia ettiği Kuzey Kore lideri Kim Jong Un’un hayatını kaybettiği iddiası. Haberin sonu “Kim’in yerine kız kardeşi Kim Yo Jong’un geçmesi bekleniyor” diye bitiyordu ve bu bilgi, sokağa çıkma yasağı ile birlikte hiç değilse yaratıcılıkta sınır tanımayan yurdum twitter ahalisinin ince mizah duygusunu harekete geçirmişti. Aman dikkat edeydik bu kadına, üçüncü dünya savaşını çıkarması an meselesiydi. Hatta her regl döneminde bir nükleer füze sallayacak olsa, dünyaya artık huzur yoktu, abisini mumla aramamız işten değildi.
Şimdi ben bir dizi ‘espri’den ortaya karışık bir derleme yaptım, kimse “Linç ediliyorum Allahım” diye üzerine alınmasın, aynı klişeden mizah üretmeyi deneyen çok sayıda hesap var, neredeyse tek elden çıkmış gibiler. Bunu adı da linç değil, elbette birilerinin damarına basarak “etkileşim” almak istediniz ve başardınız. Hayatımız bu saçma inanışla uğraşarak geçti, işte hakkını arayamazsın, evde yüzünü asamazsın, hepsi “periyot”a bağlanır. Bir de bu espriler ortaokul çağında kaldı diye umuyorduk, hayal kırıklığı oldu biraz.
Her “esprimsinin” içinde bir gerçeklik payı olduğunu düşünürsek de, özellikle bütün dünyanın geçmekte olduğu bu zor dönem ile ilgili birkaç notum olacak. Yakın zamanda konuyu ele alan CNN’in analizinde de yer aldığı gibi; salgına karşı en erken ve etkili önlemleri alarak en hızlı ve başarılı sonuç elde eden ülkelerden Yeni Zelanda, Almanya ve Tayvan’ın ortak özelliği kadın liderler tarafından yönetilmeleriydi. Ayrıca beş İskandinav ülkesinden dördünde kadın liderler iktidardaydı ve dördünde de koronavirüsten ölüm oranları Avrupa’nın diğer bölgelerine göre düşüktü.
Buna karşılık virüs yayılmaktayken “inkârcı erkek liderlerin” ne yaptığına bakarsak, Demokrat Parti’yi “virüs şakasını siyasileştirmekle” suçlayan ABD Başkanı Donald Trump’ı, beş milyon kişinin Vuhan’dan ayrılmasına izin veren Çin Devlet Başkanı Şi Jinping’i ve de Covid-19’dan hastaneye kaldırılana kadar “Ben korkmam, el de sıkışırım, bana ne” noktasında duran İngiltere Başbakanı Boris Johnson’ı birer örnek olarak görüyoruz. Bilmiyorum, sizin tercihiniz hangisi olurdu.
Yok, hala “Diktatör olsun, bizim olsun. Regl dönemindeki bir kadının hışmından korkunuz” noktasındaysanız, söyleyeceklerim bu kadardı. Neticede regl ayda üç-dört gün, erkeklik ömür boyu.