Yılın son haftasında sosyal medyada bir video dolaşmakta. Sokak röportajları yapan bir sunucu insanlara yeni yılın kutlanıp kutlanmayacağını, yılbaşı bileti alınıp alınmayacağını soruyor. Dikkatinizi çekerim, “Siz ne yapacaksınız?” diye sormuyor, soru formatı “Kutlanmalı mı?”, “Alınmalı mı?”. Belli ki oradan çıkacak karara herkesin uyması iyi olacak. Hatta aslında beklenen tek bir cevap var, amaç bilgilenmekten ziyade ona ulaşmak.
Bankta oturmakta olan kapalı bir genç kadına yaklaşıp yöneltiyor sorularını. “Kutlanmalı” cevabını alıyor, ama yetmiyor, çünkü doğru cevap bu değil. “Neden kutlanmalı?” diye devam ediyor, “Çünkü eğlenmek için yapılan bir gün” diyor genç kadın. “Yılbaşı biletleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Alınmalı mı?” Cevap son derece açıklayıcı; “Ben kendi adıma almayı düşünüyorum”. Öyle ya, bunların “meli-malı”sı yok aslında, herkesin kendi bileceği bir şey.
Ama sunucu o fikirde değil, “Olaya hiç haram helal boyutunda baktık mı?” diye soruyor. Karşısındaki insan “İlgilenmiyorum o kısmıyla” diyor, bu sefer “Müslüman mıyız?” sorusu geliyor, “Müslümanım” deyince de “Nasıl oluyor o?” didiklemesi başlıyor.
Genç kadın son derece sakin ve akılcı cevaplarla devam ederken devreye bir de yoldan geçen adam giriyor; kendisine hiçbir şey sorulmadığı halde “Bu konuşulanların hepsine karşıyım” diyerekten. Bayan yılbaşı kutluyormuş da, şans oyunları oynuyormuş da, hem de kapalıymış, hiç yakıştıramamış, uygun değilmiş, harammış.
İki erkek beraberce karşılarındaki tanımadıkları kadının inancını sorgulamaya soyunurken duyup duyabilecekleri en doğru cevabı alıyorlar: “Peki bundan size ne?”
Sunucu “Ama Müslüman tebliğ etmek zorunda değil midir?” diye karşı atağa geçerken bu sefer başka bir başörtülü genç kızdan şahane bir karşılık geliyor. Konuşmasına “Peygamber efendimiz bir insanın dini anlamda hatasını örtmek sevaptır demiş” diye başlıyor ve eğer hatalı olduğunu düşündükleri bir şey varsa bunu söylemenin yolunun insanı herkesin içinde sorgulayıp kameraya çekmek olmadığını hatırlatıyor. Ardından da “Bu ülkede tecavüzler oluyor, farklı türde haksızlıklar oluyor, onlarla ilgili bir şey yapmıyorsunuz, gücünüz sadece bunlara yetiyor” diye bayağı son noktayı koyuyor.
Ama videoda duyduğumuz son ses gene sunucuya ait: “Müslüman mısın?” “Vay vah çok yazık” yorumuyla paylaştığı video ise, birbirine inanç dersi vermeye çalışanların o kadınları karalama alanına dönüşmüş vaziyette.
Yazık gerçekten. Bir yıl daha biterken biz toplumun sahici dertleri yerine bu herkesin sadece kendisini ilgilendiren ve tartışılmasından kimseye bir fayda gelmeyen meselelerle meşgul olmaya, birbirimizin dinini, imanını sorgulamaya devam ediyoruz.
Ama umut veren de bir şey var, o videoda kendilerine ders vermeye çalışan erkeklere karşı son derece nezaketle, akılla ve bilgiyle cevap veren ve birbirine destek olan kadınlar var. Susmuyorlar.
Yeni yıl dileğim bir süredir aynı. Birbirimize “Şu musun? Bu musun?” diye sormadığımız, , inançlarımıza, tercihlerimize karışmadığımız, karışanlara “Size ne?” dediğimiz, kutuplaşmalara doyup yan yana gelebildiğimiz bir yıl olsun. Kutlayan kutlasın, kutlamayan kutlamasın, yeter ki 2020 birbirimize huzur verdiğimiz bir yıl olsun.