Verimli topraklarımızın betonlaşmaya nasıl kurban edildiğini, özellikle son 50 yılda içimiz acıya acıya izleyip durduk. Şimdi dost meclislerinde zamanında o topraklarda yetiştirilen, tadına doyulmaz üzümlerin, bamyaların, narların nostaljisini yapıyoruz ne yazık ki.
Tarım alanları daralıyor, ama bir yandan da nüfus artıyor. Son 25-30 yıldır vahşi kapitalizm, kimyasal gübrelerin, ilaçların ve hibrit tohumların havalarda uçuştuğu, vahşi tarım politikalarıyla işte bu artan nüfusun taleplerine bir yandan da kesesini doldurarak cevap vermeye çalışıyor. Çalışıyor ama 50-100 yıl sonrasını düşünmeden tarımsal ilaç ve kimyasallarla toprağın zehirlenmesi pahasına...
Bu kötü gidişe “dur” demek için birileri bir şeyler yapıyor mu?
Evet... 2004 yılında kurulan ve küçük ölçekli çiftçileri, hayvan yetiştiricilerini, balıkçıları, gıda zanaatkârlarını, akademisyenleri, aşçıları, tüketicileri ve dağıtım zincirlerini birleştirerek sürdürülebilir tarım, balıkçılık ve gıda üretimini yaymayı amaçlayan bir ağ olan Terra Madre, bunların en önemlilerindendir. İki senede bir yapılan küresel buluşmalar ve dünyanın çeşitli bölgelerinde yapılan bölgesel toplantılarla dünya çapında bir organizasyon haline gelen Terra Madre, bu yılki buluşmasını “Terra Madre Anadolu İzmir 2022” adıyla İzmir’de gerçekleştiriyor. Projenin önder ismi, doğal olarak Seferihisar Belediye Başkanlığı döneminden bu yana “sürdürülebilir tarım” için büyük emekler veren Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer. Tunç Başkan, 21 Temmuz akşamı Yeşilova Höyüğü’nde yapılan tanıtım toplantısında konuşmasını muhteşem bir manifestoyla tamamladı. Öyle güzeldi ki, bu yazının bundan sonrası o manifestonun hakkıdır.
“Kurda, kuşa, aşa. Anadolu kadınının tohum serperken söylediği bu kısa cümle, belki de sürdürülebilirliğin en eski tanımlarından biridir. Doğadaki diğer varlıklar ve birbirimizle kurmamız gereken ilişkinin aritmetiğini ortaya koyar. Bir rızkımıza, iki dünyaya. Kadim Anadolu kültürüne göre yeryüzündeki yaşamı daim kılmanın yegâne formülü budur. Kurda, kuşa, aşa ifadesi, birey olma duygusunu kutsayarak ilerleyen kapitalizme karşı binlerce yıl öncesinden günümüze uzanan bir meydan okumadır. İstedik ki, Terra Madre Anadolu başka bir dünyanın mümkün olduğuna inanan herkes için bir meydan olsun. Buluşmamızda, insanın gözü dönmüş zenginlik arzusunu bereket ile sınayacağız. Bunu, 8.500 yaşındaki İzmir şehrinin orta yerinde, Kültürpark’ta bir sofra kurarak gerçekleştireceğiz. Soframıza bir isim vermek istersek, herhalde buna ‘uyum sofrası’ diyeceğiz. Bu uyumu dört başlıkla tarif ediyoruz. Birbirimizle, doğamızla, geçmişimizle ve gelecekle uyum. Terra Madre Anadolu, insanın yaşamla uyumunu çoğaltmak için atılmış bir adım, Akdeniz’den dünyaya yayılan bir döngüsel kültür hareketidir. Hareketimiz, lezzete dair yeni bir tarif üretmenin ve böylelikle daha iyi, temiz ve adil bir dünyada yaşamanın bir çabasıdır. Lezzet, damak tadından daha büyüktür. Tarladan sofraya gıdanın üretimini mümkün kılan tüm insanların ve diğer canlıların beraberce alması gereken bir hazdır. Terra Madre Anadolu’ya göre, içindeki kuşları zehirleyen bir buğday tarlasından lezzetli bir ekmek pişirmek de mümkün değildir. Biz, lezzeti mayalayan dağlara, rüzgâra, tohuma ve suya, tıpkı yemeği pişiren el mayası gibi saygı duyuyoruz. Lezzet tılsımını mutfak, şef ve tarif üçgeninin sınırlarının dışına çıkararak, ait olduğu yerle, doğayla buluşturuyoruz. İki komşudan biri açken, diğerinin tok yattığı bir yerde lezzetten söz etmek mümkün değildir. Bu nedenle refahı büyütmeyi ve yoksullukla mücadeleyi kendimize dert ediyoruz. Tüm insanların ve diğer canlıların gıda hakkını savunuyoruz. Terra Madre Anadolu’ya göre sofra, bir tüketim alanı değil, paylaşım meydanıdır. Bu sofra, gücünü arttıkça eksilten zenginlik yerine, paylaştıkça çoğaltan bereketten alır. Eylül 2022’de, yaşamı daim kılmak için İzmir’in çok sesli, çok renkli ve çok nefesli bereket sofrasında buluşacağız. Söyleyecek sözü, uzatacak eli ve paylaşacak aşı olan herkesi Terra Madre Anadolu imecesine davet ediyoruz. Yeter ki artsın, eksilmesin. Taşsın dökülmesin. Yaşam, daima!”
Büyük emek verdiniz. Emekleriniz “kurda, kuşa, aşa” Tunç Başkan...