Yeğenleri Cemal Erhan Saydam ve Evren Saydam’ın, Seyfi Dursunoğlu’nun tüm mal varlığını, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne bağışladığı vasiyetnamesinin iptaline ilişkin açtıkları dava üç yıl sonra sonuçlandı.
Mahkeme, ‘Huysuz Virjin’in vasiyetnameyi imzalarken, akli dengesinin yerinde olmadığını iddia eden iki yeğeninin talebini reddetti.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), vasiyetnamenin iptaline ilişkin açılan davanın, İstanbul Anadolu 14. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce reddedilmesini sosyal medyadan duyurdu:
“... Eğitimin ve eğitimde fırsat eşitliği sağlanmasının toplumsal gelişmemizde çok önemli bir payı olduğu bilinciyle yaptığı bağış ile gelecek kuşakların yolunu aydınlatan, Cumhuriyet’in kazanımlarına ve çağdaş yaşam değerlerine duyduğu inançla örnek bir sanatçı olan Seyfi Dursunoğlu’nu bir kez daha saygı, sevgi ve özlemle anıyoruz.”
Bu açıklamadan anladığım şu:
ÇYDD, Seyfi Dursunoğlu’ndan kalan mirası eğitimde fırsat eşitliği yaratmak amacıyla çocuklara burs olarak kullanacak.
Seyfi Dursunoğlu’nun Çengelköy’ün tepesindeki havuzlu villası ve parası, kim bilir kaç çocuğun geleceğini aydınlatacak...
Atatürk ve Cumhuriyet’e bağlı daha eğitimli ve daha çağdaş gençlerin yetişmesine bundan güzel hizmet olabilir mi?
Olamaz...
Açıklamada, Seyfi Dursunoğlu, namıdiğer Huysuz Virjin’in gelecek kuşaklara tanıtılacağı yönünde bir cümle yok. Seyfi Dursunoğlu vasiyetnamesinde, ‘Her yıl adıma şöyle bir etkinlik/yarışma yapılsın ve Huysuz Virjin’i gelecek nesiller de tanısın’ şartı koysaydı eminim ÇYDD buna da vurgu yapardı. Dernek de vasiyeti yerine getirmek için her yıl bir etkinlik yapmak durumunda olurdu, ama bu haliyle öyle bir yükümlülüğü yok ÇYDD’nin.
Mirasını Mehmetçik Vakfı ile Türk Eğitim Vakfı arasında bölüştüren Zeki Müren öleli 27 yıl oldu.
Vakıflardan birinin bile Zeki Müren’in adını yaşatmak için her yıl düzenli bir etkinlik yaptığına şahit olmadım.
1998’de aramızdan ayrılan Safiye Ayla’nın 30 milyon liralık olan servetini bağışladığı Türk Eğitim Vakfı, sanatçının adını günümüz gençliğine tanıtmak için bir şey yaptı mı?
Hayır...
Demek ki sorun bağış yapılan dernek ve vakıflarda değil, vasiyetnamelerde...
Üç sanatçı, vasiyetnamelerine adlarının yaşatılması için her yıl ulusal düzeyde bir etkinlik yapılması şartı koysaydı sonuç farklı olurdu herhalde...
Konsere gelenlere polisten yüz taraması
ABD’li şarkıcı Beyonce’in çıktığı dünya turnesinin Britanya ayağında ekibine 110 tavuk burger, 90 pide ve dokuz tavuk but siparişi için yaklaşık 2 bin sterlin (50 bin lira) harcadığına ilişkin haberdeki bir ayrıntı ilgimi çekti.
50 bin lira bizim için çok para, ama Kaliforniya’nın en pahalı evini almak için 200 milyon doları gözden çıkaran biri için çerez parası sayılır bu...
Gelelim bu haberden dikkat çekmek istediğim satır arasında kalan şu ayrıntıya:
“Birleşik Krallık konserlerine iddialı bir başlangıç yapan Beyonce’i, Cardiff’teki Principality Stadyumu’nda dinlemeye 74 bin kişi geldi. Polis, Beyonce’in Cardiff konseri öncesinde şehir merkezindeki kalabalığı taramak için tartışmalı canlı yüz tanıma teknolojisini kullandı.”
Demek ki neymiş?
Söz konusu yurttaşının can ve mal güvenliği olunca, polis konsere gelen herkesi yüz taramasından geçirip, herhangi bir suçtan aranıp-aranmadığını saptayıp, gereğini yapabiliyor İngiltere’de...
O yüzdendir ki, Londra yıllardır dünyanın en güvenli başkentlerinden biri.
Çünkü Londra, sokaklarında en çok güvenlik kamerası olan başkenttir aynı zamanda...
GÜNÜN SÖZÜ
“Bazı dostlar yalnız aleyhimizde söylenen sözleri duyar, lehimize söylenenleri işitmeyecek kadar garip bir sağırlığa tutulmuşlardır.” (Maurois)